Kelime: Fe
Anlamlar:
1. Türk alfabesinin yedinci harfinin adı, okunuşu
2. Demir elementinin simgesi
Özelliği / Tipi / Türü: Kimya

Fe hakkında eş anlamlı kelimeler
Fe eş anlamlısı
fe kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Demir

Fe hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Fe zıt anlamlısı
Fe kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Fe
İngilizce: Fe
Spanish: Fe
German: Fe
French: Fe
Italian: Fe

Fe ile ilgili atasözleri
Aşağıda Fe hakkında ve içinde Fe kelimesi geçen, Fe ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: analık fenalık (kara yamalık)
Anlamı: üvey ana fenalık simgesidir.
Atasözü: anlatışa göre verirler fetvayı
Anlamı: haksız kişi, olayı kendisini haklı gibi göstererek anlatırsa dinleyen ona hak verir.
Atasözü: arife günü yalan söyleyenin (oruç yiyenin) bayram günü yüzü kara çıkar (olur)
Anlamı: bir sözün yalan olduğu çabuk anlaşılır ve söyleyen toplum içinde utanılacak bir duruma düşer.
Atasözü: ayağında donu yok, fesleğen ister (takar) başına
Anlamı: yoksulluğuna bakmayarak süs ve gösteriş yapmak ister.
Atasözü: ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin
Anlamı: hastalıktan korunmak istiyorsak ayağımızı sıcak, başımızı serin tutmalı, olur olmaz şeyleri sıkıntı konusu yapmamalı, geniş yürekli olmalıyız.
Atasözü: baş kırılır (yarılır) fes (börk) içinde, kol kırılır yen (kürk) içinde
Anlamı: aile içindeki, arkadaşlar arasındaki uyuşmazlıklar yabancılara duyurulmamalıdır.
Atasözü: bir felaket bin nasihatten yeğdir
Anlamı: yaşanan olaylar, öğütlerden çok daha etkilidir.
Atasözü: bülbülü altın kafese koymuşlar, 'ah vatanım' demiş
Anlamı: kişi, başka yerlerde ne kadar rahat ve mutlu olursa olsun yine de kendi yurdunu özler.
Atasözü: cumhura muhalefet kuvveihatadandır
Anlamı: olağan sayılmayacak kadar kısa bir zamanda olan bir gelişmenin sürekli olamayacağını anlatan bir söz.
Atasözü: efendim nerede, ben nerede?
Anlamı: ben ne diyorum, siz ne diyorsunuz.
Atasözü: eşeğin ölümü köpeğe ziyafettir (düğündür)
Anlamı: bir kişinin uğradığı zarar kimi zaman bir başkası için çıkar kaynağı olur.
Atasözü: felek, kimine kavun yedirir kimine kelek
Anlamı: bu dünyada kimi insanlar mutluluk içinde yaşarlar, kimileri de talihsizdirler.
Atasözü: gönül ferman dinlemez
Anlamı: gönül sevdiğinden asla vazgeçmez.
Atasözü: insanın kötüsü (fenası) olmaz; meğer ki parası olmaya
Anlamı: toplum içinde herkesin bir değeri vardır ancak züğürtlere değer verilmez.
Atasözü: kadı anlatışa göre fetva verir
Anlamı: haksız kişi, olayı kendisini haklı gibi göstererek anlatırsa dinleyen ona hak verir.
Atasözü: kadının fendi, erkeği yendi
Anlamı: kadınlar kurnazlıkta erkeklerden üstündürler.
Atasözü: kalıp kıyafetle adam adam olmaz
Anlamı: gösterişli bir vücut, iyi bir giyim kuşam, kişiye insanlık değeri kazandırmaz.
Atasözü: kefen alacak adam yüzünden belli olur
Anlamı: bir kimsenin herhangi bir eyleme girişeceği, o eyleme girişmesini zorunlu kılan durumlardan anlaşılır.
Atasözü: kefenin cebi yok
Anlamı: ölürken mal veya para götürülmez.
Atasözü: kılık kıyafet köpeklere ziyafet
Anlamı: giyinişi ve görünüşü kötü ve tiksindirici olanlar için söylenen bir söz.

Fe ile ilgili deyimler
Aşağıda Fe hakkında ve içinde Fe kelimesi geçen, Fe ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: açlıktan nefesi kokmak
Anlamı: yoksulluk içinde bulunmak.
Deyim: aferin almak
Anlamı: değerli görülüp beğenilmek.
Deyim: affetmişsin
Anlamı: 'hiç de öyle değil, yanılıyorsun' anlamında kullanılan bir söz: 'Yakın tarihe ait tefrikaların ezelî okuyucusu Başefendi, affetmişsin sen onu, dedi.' -H. Taner.
Deyim: ağza tat, boğaza feryat
Anlamı: 'miktarı çok az olan yiyecek' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: Ahfeş'in keçisi gibi başını sallamak
Anlamı: söylenen sözü anlama dan kafa sallayarak onaylamak.
Deyim: akla fenalık vermek
Anlamı: çok şaşırtmak, çıldırtmak, zıvanadan çıkarmak: 'Aman ya Rabbi, akla fenalık verecek hadiseler bundan sonra başladı.' -R. H. Karay.
Deyim: arifeyi gösterip bayramı göstermemek
Anlamı: bir işi sonuna kadar başarılı götürüp, sonunda olumlu sonuca ulaşamamak.
Deyim: arkasında yumurta küfesi yok ya! (olmamak)
Anlamı: sırtında yumurta küfesi yok ya!
Deyim: bir fende kazık kakmak (çakmak)
Anlamı: bir bilgi veya bilim dalında saplanmış kalmak: 'Bir fende kazık kakmaktansa hepsinden birer parça malumat kapma fikrinde idi.' -H. R. Gürpınar.
Deyim: (bir iş) felce uğramak
Anlamı: bir iş yarım kalmak, yürümez duruma gelmek, tam olarak durmak: Yağmur yüzünden trafik felce uğradı.
Deyim: (bir şey, birinin) vazifesinden olmak
Anlamı: bir şey o kimsenin görevleri arasında olmak.
Deyim: bir tat, bin feryat
Anlamı: mutluluktan çok, sıkıntısı olan: 'O zamana kadar kira köşelerinde sürünmekten bir tat, bin feryat, türlü sıkıntılara giriftar olmuşken...' -H. Z. Uşaklıgil.
Deyim: (biri) fena olmak
Anlamı: 1) hasta gibi olmak, fenalaşmak: 'Bütün bu hatıraların yerini bir tek duygu, fena bir duygu, fenayım, fena oluyorum duygusu kapladı.' -P. Safa. 2) kötüleşmek; 3) çok üzülmek, bozulmak.
Deyim: (biri) vazifesinden olmak
Anlamı: görevini yitirmek.
Deyim: (birine) felfelek sokmak
Anlamı: birini kuşkuya düşürmek: 'Sen beni bekle, bir gün seni alırım diye kıza bir felfelek sokmuş.' -R. N. Güntekin.
Deyim: (birine) fena gözle bakmak
Anlamı: kötü niyetini anlatır biçimde bakmak.
Deyim: (birini) fena etmek
Anlamı: 1) kötü davranmak; 2) kötü bir duruma düşürmek: Bu koku beni fena etti.
Deyim: (birini) tefe koymak
Anlamı: biri hakkında alaylı dedikodu yapmak: 'Sonradan anlaşıldı ki adam hükûmeti tefe koymuş.' -T. Halman.
Deyim: (birinin) üstüne vazife olmamak
Anlamı: görevi olmamak, o görev kendini ilgilendirmemek: 'Hiç de değil, üstümüze vazife olmayan şeylere ne karışalım.' -P. Safa.
Deyim: canfes gibi
Anlamı: ince, taze ve sinirsiz (asma ve dut yaprağı).