Fark nedir? Fark ne demek?
Fark kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Fark hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Fark
Kökeni: "Arapça farḳ" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, ayrım, nüans
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Emanete ihanet etmek veya etmemekle insan öteki mahlukattan ayrılır veya onlardan farkı kalmaz."
2. Ayrım
Özelliği / Tipi / Türü: Mantık
3. Çıkarma işleminin sonucu
Özelliği / Tipi / Türü: Matematik
İçinde Fark geçen birleşik ve kökteş kelimeler: ortak fark, toplumsal fark, potansiyel farkı, saat farkı, sayı farkı
Fark hakkında eş anlamlı kelimeler
Fark eş anlamlısı
fark kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Ayrım , Nüans , Başkalık
Fark hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Fark zıt anlamlısı
Fark kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Fark ile ilgili 4 örnek cümle
"Fark" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Fark" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Onun gideceğini fark etmiştim
2. Renginin değiştiğini fark ettim
3. Durum biraz fark etti
4. Olan biteni fark etmek olanaksızdı
Diğer dillerde Fark
İngilizce: Difference
Spanish: Diferencia
German: Veränderung
French: Différence
Italian: Differenza
Fark ile ilgili atasözleri
Aşağıda Fark hakkında ve içinde Fark kelimesi geçen, Fark ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Fark ile ilgili deyimler
Aşağıda Fark hakkında ve içinde Fark kelimesi geçen, Fark ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: aralarında dağlar kadar fark olmak
Anlamı: aralarında her yönden büyük ayrılıklar bulunmak, benzer nitelikler çok az olmak.
Deyim: fark atmak
Anlamı: ileri gitmek, çok üstün gelmek.
Deyim: fark etmek
Anlamı: 1) görmek, seçmek: 'Boğaz'ın sisle kaplı olduğunu ancak ön güvertede bir yer bulup oturunca fark etmişti.' -A. İlhan. 2) anlamak, sezmek: 'Öç almanın fırsatını yakalamış gibi konuştuğunu fark etti.' -T. Buğra. 3) değişmek, başkalaşmak; 4) ayırt etmek: 'Konuşma kesilmiyor, şimdi yabancı sesleri daha iyi fark etmekteyim.' -R. H. Karay.
Deyim: fark etmez
Anlamı: 'önemi yok, etkisi olmaz, değişmez' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: fark gözetmek
Anlamı: ayrı tutmak: 'Siz erkekler ekseriya nikâhlı kadınla nikâhsız kadınlarınız arasında bir fark gözetirsiniz.' -H. C. Yalçın.
Deyim: fark olunmak
Anlamı: 1) seçilip ayırt edilmek; 2) anlaşılmak; 3) sezilmek.
Deyim: fark yapmak
Anlamı: üstünlük sağlamak.
Deyim: farkına varmak
Anlamı: gözüne çarpmak, fark etmek, anlamak: 'Bu nedenle karısının gözlerinde biriken öfkenin farkına varmadı.' -L. Tekin.
Deyim: farkında olmak
Anlamı: görülmesi veya bilinmesi gereken şeylerden haberi bulunmak, kavranması gereken bir şeye dikkat etmek: 'Farkında olmadan kendini bir gün bu pis, hastalıklı, cerahatli suyun dibinde bulacaksın.' -P. Safa.