Kelime: Yol
Anlamlar:
1. Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
2. Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer
Örnek: "Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı."
3. Genellikle yerleşim alanlarını birbirine bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi
Örnek: "Yolda oynayan çocuklara ne olduğunu sordu."
4. İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer
Örnek: "Su yolu. Sel yolu."
5. Yolculuk
Örnek: "Yola çıkmak. Yoldan kalmak."
6. Gidiş çabukluğu, hız
Örnek: "Bu vapurun yolu az."
7. Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi
Örnek: "Celâl Bey'i sakal bırakma yolunda, kim, hangi örnek özendirdi diye çok düşünmüşümdür."
8. Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik
Örnek: "Duyguların eğitimi de en iyi, sanat yoluyla olur."
9. Kumaşta bulunan çizgi
10. Kez, defa, kere, sefer
11. Hile, tuzak
Özelliği / Tipi / Türü: Argo
12. Düğünde, oğlanevinin kızevine verdiği para, mal veya armağan
Özelliği / Tipi / Türü: Halk ağzında
13. Gaye, uğur, maksat
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Bu yolda çok emek harcandı."
14. Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Bu işi yapmanın bir yolu vardır."
İçinde Yol geçen birleşik ve kökteş kelimeler: yol ağzı, yol ayrımı, yol azığı, yol bel, yolbil, yolbul, yol boyu, yoldüzler, yol erkân, yol evladı, yolgeçen hanı, yol halısı, yol haritası, yol harçlığı, yol işareti, yol kardeşi, yolkesen, yol kilimi, yol parası, yol uğrağı, yolüstü, yol yol, yol yordam, yol yorgunu, açık yol, açısal yol, altı yol, ana yol, bir yol, bölünmüş yol, çakıl yol, çıkar yol, dikenli yol, diplomatik yol, doğru yol, dört yol, duble yol, ekspres yol, kaçamak yol, kısayol, köprü yol, kötü yol, orta yol, otoyol, stabilize yol, tahsisli yol, tali yol, tam yol, tek yönlü yol, tercihli yol, uzak yol kaptanı, uzun yol sürücüsü, uzun yol şoförü, yan yol, gözü yolda, o yolda, kısa yoldan, ayakyolu, bisiklet yolu, boru yolu, cinyolu, çevre yolu, çıkış yolu, çözüm yolu, demir yolu, deniz yolu, döl yolu, geçim yolu, Gökyolu, Hacılaryolu, Hacıyolu, hak yolu, Harezmi yolu, hava yolu, idrar yolu, kara yolu, keçi yolu, koşu yolu, Samanyolu, seğirdim yolu, ses yolu, sıçan yolu, sidik yolu, suyolu, su yolu, yargı yolu, yaya yolu, keyfi yolunda, tıngırı yolunda

Yol hakkında eş anlamlı kelimeler
Yol eş anlamlısı
yol kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Tarik , Tarz , Usul , Sistem , Yöntem , Maksat , Uğur , Gaye , Defa , Kez , Hız , Yolculuk , Havada , Karada

Yol hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Yol zıt anlamlısı
Yol kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!
Yol ile ilgili 34 örnek cümle
"Yol" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Yol" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Ülkenin yollarının çoğu asfalttır
2. Sidikyolu hastaymış
3. Yola ne zaman çıkarız?
4. Otobüse göre trenin yolu azdır
5. Her işin bir yolu vardır
6. Onun hangi yolda olduğunu bilemeyiz
7. Atatürk’ün yolundayız
8. Yolumuzdan dönmeyiz
9. Bu yolu önlemeli
10. Söylediği yol aklıma yattı
11. Bir yol ölme, hemen unuturlar
12. Bende yol kalmadı
13. Tilki gibidir, çok yol bilir
14. Köye yeni bir yol açtılar
15. O yolu açınca herkes aynı şeyi yaptı
16. Mikroplar hastalığa yol açar
17. Araba hızla yol almaktaydı
18. Ülkemiz cumhuriyetle büyük yol almıştır
19. Bundan kurtulacak birkaç yol biliyorum
20. Köylü yol bilir mi, her şeyi çat pat söyler
21. Yol boyu sustular
22. Bizim müdüre yol göründü
23. Sürücü, otobüsüne yol verdikçe keyifleniyordu
24. Fabrika birçok işçisine yol vermek zorunda kalmıştı
25. Hayvanlar gide gele tarlada yol yapmıştı
26. Baktım, vermemek için yol yapıyor, istemekten vazgeçtim
27. İnsan yol yolak bilirse iş olur
28. Boşa kendini yola vurup buralara gelmişsin
29. Konukları yola vurup döndük
30. İki gün boşu boşuna yoldan kalmıştık
31. Araba bozulunca birkaç saat yoldan kaldık
32. Yoluma çıkanları sevmem
33. Biraz bocaladı ama kısa zamanda yolunu buldu
34. Sanatın yolunu kesen çok şey var
Diğer dillerde Yol
İngilizce: Way
Spanish: Manera
German: Pfad
French: Façon
Italian: Modo

Yol ile ilgili atasözleri
Aşağıda Yol hakkında ve içinde Yol kelimesi geçen, Yol ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır (yolda olur)
Anlamı: çıkarına düşkün kimselerin arkadaşlığı işi bitinceye kadardır.
Atasözü: acele ile yürüyen yolda kalır
Anlamı: iş yaparken acele eden şaşırır, işini bitiremez.
Atasözü: aç at yol almaz, aç it av almaz
Anlamı: iş gördürdüğünüz kimselerin haklarını tam olarak vermezseniz kendilerinden yararlanamazsınız.
Atasözü: ağır git ki yol alasın
Anlamı: bir işte başarılı olmak isteyen kimse, ağır ağır ama güvenilir adımlarla yürümelidir.
Atasözü: akıl için yol (tarik) birdir
Anlamı: doğruyu bulmak için aklın izleyeceği bir tek yol vardır, bu yoldan gidenlerin hepsi aynı sonuca varır.
Atasözü: akılsız köpeği (ahmak iti) yol kocatır
Anlamı: iyice düşünülmeden, tasarlanmadan yapılmaya çalışılan iş sırasında birçok sorun ortaya çıkar ve kolay bir iş bile zorlaşır.
Atasözü: aklın yolu birdir
Anlamı: iyi düşünüldüğünde ayrı ayrı kimselerce varılacak sonuç hep aynıdır.
Atasözü: araba devrilince (kırıldıktan sonra, kırılınca) yol gösteren çok olur
Anlamı: iş işten geçtikten sonra verilen öğüdün değeri yoktur.
Atasözü: at yiğidin yoldaşıdır
Anlamı: bir insanın atı daima onun yanındadır ve zor anlarında ona yardım eder.
Atasözü: atın varken yol tanı, ağan varken el tanı
Anlamı: elde imkân varken gezip dolaşmak, dost edinmek gerekir.
Atasözü: avcı ne kadar hile (al) bilse ayı o kadar yol bilir
Anlamı: bir kişi başkasını alt etmek için çeşit çeşit ustalık kullanır ama karşısındaki de yenilmemek için türlü önlemler alır.
Atasözü: azıksız yola çıkanın gözü el torbasında kalır
Anlamı: ileride gereksinim duyacağı şeyleri zamanında hazırlamayan kişi, hazırlık yapan diğer insanlardan yardım bekler.
Atasözü: borç ödemekle (vermekle), yol yürümekle tükenir
Anlamı: birden ödenemeyen bir borç azar azar verilerek ödenebilir.
Atasözü: can canın yoldaşıdır
Anlamı: insan tek başına yaşayamaz, konuşup görüşmek için arkadaş arar.
Atasözü: çiftçiye yağmur, yolcuya kurak; cümlenin muradını verecek Hak
Anlamı: kullar Tanrıdan kendilerine gerekli olan şeyleri dilerler, bu dilekleri kabul edecek olan Tanrıdır.
Atasözü: çok el ya yağmaya ya yolmaya
Anlamı: çok kimsenin katılmasıyla yağma ve yolmadan başka bir iş başarılamaz.
Atasözü: dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar
Anlamı: yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinir.
Atasözü: danışan dağı aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış
Anlamı: bilmediği şeyi bir bilene soran, en zor işlerin bile üstesinden gelir; sormayan ise güçlükler içinde yuvarlanır gider.
Atasözü: danışan dağı aşmış, danışmayanın yolu şaşmış
Anlamı: bilmediği şeyi bir bilene soran, en zor işlerin bile üstesinden gelir; sormayan ise güçlükler içinde yuvarlanır gider.
Atasözü: deli ile çıkma yola, başına getirir bela
Anlamı: deli, kendisiyle arkadaşlık edenin başına çeşit çeşit dert açar.

Yol ile ilgili deyimler
Aşağıda Yol hakkında ve içinde Yol kelimesi geçen, Yol ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: aynı yolun yolcusu (olmak)
Anlamı: 1) kötü sonları birbirine benzer olan: 'O haspa da aynı yolun yolcusu, elbet birbirlerini kollayacaklar.' -A. İlhan. 2) kaderleri, düşünceleri, davranışları birbirine benzer olan: 'Bu inanç aynı yolun yolcusu olmak niteliğini yitirecek ve siyasal rekabete dönüşecektir.' -M. C. Anday.
Deyim: ben hancı, sen yolcu oldukça
Anlamı: 'düzen bu biçimde devam ettiği sürece' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: bir arpa boyu (gitmek, yol almak)
Anlamı: çok az (gitmek veya yol almak): 'Süfli gayeler, kütleleri ya oldukları yere mıhlayan ve bir arpa boyu ileri götürmeyen sefil isteklerdir.' -S. Ayverdi.
Deyim: (bir işin) yolunu yapmak
Anlamı: bir işin istediği gibi olması için uygun zemin hazırlamak.
Deyim: (bir şey) yolunda görünmek
Anlamı: sorunsuz olduğu anlaşılmak: 'Gecekondunun ışıkları yanıyor ve her şey yolunda görünüyordu.' -O. Aysu.
Deyim: (bir şeyin) yolunu tutmak
Anlamı: benimsemek, gereğini yerine getirmek: 'Sen de biraz adamlığın yolunu tutmalısın.' -R. N. Güntekin.
Deyim: (bir yere) yolu düşmek
Anlamı: o yerden geçmesi gerekmek.
Deyim: (bir yeri) yol etmek
Anlamı: o yere sık sık gitmek: 'Yol etti kendisine ihtiyarlar kahvesini.' -K. Korcan.
Deyim: bir yol tutturmak
Anlamı: bir davranış, bir tutum biçimi belirlemek: 'Herkes bir yol tutturmuş kendince / Bir düzen kurmuş iyi kötü' -B. Necatigil.
Deyim: (bir yola) baş koymak
Anlamı: bir şey uğruna ölümü göze almak: 'Çeşitli tehlikelerden var olduğunu bilerek bu işe girişip baş koymuşlardı.' -O. Aysu.
Deyim: bir yolunu bulmak
Anlamı: çare bulmak, çözüm üretmek: 'Hemen bir yolunu bulurlar yükü üstlerinden aşırmanın.' -A. Ağaoğlu.
Deyim: (birine) ot yoldurmak
Anlamı: çok zor bir iş gördürmek, çok uğraştırmak.
Deyim: (birini) yarı yolda bırakmak
Anlamı: yapılan yardımı sonuna kadar sürdürmemek.
Deyim: (birinin) geçtiği yoldan geçmek
Anlamı: daha önce aynı olayları yaşamış olmak, deneyimli olmak: 'Onun geçtiği yollardan geçtiğim için tahminlerim biraz daha kolaylaşıyor.' -H. Taner.
Deyim: (birinin) yoluna bakmak
Anlamı: beklemek.
Deyim: (biriyle) selam yollamak (salmak)
Anlamı: birine esenleme haberi göndermek: 'Züğürtlükten telefonumuz kesildi mi ona bir selam yollar, açtırırdık.' -Y. Z. Ortaç. 'Şimdi bizden yüz çevirdi ahbaplar / Bir çift selam salanım yok, gardiyan' -Âşık Ali İzzet.
Deyim: bok yoluna gitmek
Anlamı: kaba yararsız, gereksiz bir şey uğruna yok olmak.
Deyim: canını cehenneme göndermek (yollamak)
Anlamı: argo öldürmek: 'Elim değmişken, elmas kılıcımla canını cehenneme yollayayım.' -T. Oflazoğlu.
Deyim: cehenneme kadar yolu var
Anlamı: 'defolsun, istediği yere kadar gitsin' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: doğru bildiği yoldan ayrılmamak (şaşmamak)
Anlamı: her ne olursa olsun inandığı ilkelere bağlı kalmak: 'Bunları asla yapmayacağımı biliyorsun, su testisi su yolunda kırılır; ben doğru bildiğim yoldan ayrılmayacağım.' -H. Topuz.