Kelime: Yılmak

Anlamlar:

1. Bir işten gözü korkup vazgeçmek

Özelliği / Tipi / Türü: -den

Örnek: "Konu hasıraltı edilince yılmıyor, bir kez daha yazıyordum."

"Muzaffer İzgü"

2. Bıkmak, usanmak

Örnek: "Güçlüğün hiçbir çeşidinden yılmamak, dil arıtıcısı olmanın vazgeçilmez bir koşuludur."

"Nermi Uygur"


Yılmak eş anlamlısı

Yılmak hakkında eş anlamlı kelimeler

Yılmak eş anlamlısı

yılmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : usanmak , bıkmak


Yılmak zıt anlamlısı

Yılmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Yılmak zıt anlamlısı

Yılmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!


Yılmak ile ilgili 2 örnek cümle

"Yılmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Yılmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Artık yıldım bu berbat işten

2. Gürültüden yılan halk trafiği tıkadı


Diğer dillerde Yılmak

İngilizce: Intimidation

Spanish: Intimidación

German: Angst

French: Intimidation

Italian: Intimidazione


Yılmak ile ilgili atasözleri

Yılmak ile ilgili atasözleri

Aşağıda Yılmak hakkında ve içinde Yılmak kelimesi geçen, Yılmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.


Yılmak ile ilgili deyimler

Yılmak ile ilgili deyimler

Aşağıda Yılmak hakkında ve içinde Yılmak kelimesi geçen, Yılmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: ayılıp bayılmak

Anlamı: 1) birini kendinden geçercesine sevmek; 2) aşırı ölçüde sinir bunalımları geçirmek.

Deyim: (birinin) kemikleri sayılmak

Anlamı: çok zayıflamak.

Deyim: canı bayılmak

Anlamı: iç geçmek, takatsizlik göstermek.

Deyim: gözleri bayılmak

Anlamı: uyku, istek vb. bir durum gözlerinden belli olmak.

Deyim: gözü yılmak

Anlamı: daha önceden denediği için o durumla karşılaşmaktan korkmak, o işe girişmekten çekinmek: 'Artık bu tedaviden bıkmış usanmış, adamakıllı gözü yılmıştı.' -P. Safa.

Deyim: içi bayılmak

Anlamı: 1) çok acıkmak; 2) çok şekerli veya yağlı yiyecek ağır gelmek.

Deyim: içi kazınmak (kıyılmak)

Anlamı: açlıktan midesinde eziklik duymak.

Deyim: kaburgaları çıkmak (sayılmak)

Anlamı: çok zayıf olmak.

Deyim: keyfinden bayılmak (dörtköşe olmak)

Anlamı: tkz. bir şeyden çok kıvanç duymak: 'Derhâl terennüme başlardım, adamcağız keyfinden bayılırdı.' -R. H. Karay.

Deyim: manda gibi yayılmak

Anlamı: dikkatsizce ve bütün ağırlığıyla oturmak.

Deyim: meşru sayılmak

Anlamı: geçerli bulunmak: 'Meşru sayılan adilik ve faziletsizliklerden hiçbiri onda yoktu.' -P. Safa.

Deyim: ortaya yayılmak

Anlamı: herkes tarafından duyulmak: 'Günün birinde ortaya yayılan ölüm haberinde bir olağanüstülük yoktu.' -Y. K. Karaosmanoğlu.

Deyim: parmakla sayılmak

Anlamı: çok az olmak: 'Liderin dehasına gerçekten inanmış olanlar parmakla sayılacak kadar azdı.' -Y. K. Karaosmanoğlu.

Deyim: yüreği bayılmak

Anlamı: karnı çok acıkmak.