Kelime: Yer
Anlamlar:
1. Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "İzinsiz bir yere gitmek ne haddime?"
2. Gezinilen, ayakla basılan taban
Örnek: "Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü yerde bir noktaya dikip öylece kalakalıyordu."
3. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge
Örnek: "Anadolu'nun bazı yerlerinde eski bir kocakarı itikadı vardır."
4. Durum, konum, vaziyet
Örnek: "Türkiye stratejik bakımdan önemli bir yerdedir."
5. Ülke
6. Geçim sağlamak için çalışılan iş yeri
Örnek: "Askerden gelirse bakalım bir yere yerleştirebilecek miyiz?"
7. Önem
Örnek: "Uçağın yurt savunmasındaki yeri."
8. İz
9. Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa
Örnek: "Deniz kıyısında bir yer aldılar, ev yapacaklar."
10. Ekime elverişli toprak parçası, arazi
Örnek: "Çorak yerde ot bitmez."
11. Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal
Örnek: "Toplantı yeri. Kaza yeri."
12. Otel, motel vb.nde kalınacak oda
Örnek: "Yeriniz var mı?"
13. Yerküre
Özelliği / Tipi / Türü: Coğrafya
14. Durum, konum
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Sen benim yerimde olsan ne yapardın?"
İçinde Yer geçen birleşik ve kökteş kelimeler: yer adı, yer alıştırmaları, yeraltı, yer altı, yer belirteci, yerberi, yer biçimleri, yer bilimi, yer cücesi, yer çamı, yer çekimi, yer çekirdeği, yer çöküntüsü, yer değiştirme, yer domuzu, yer elması, yereşeği, yer fesleğeni, yer fıstığı, yer geçidi, yer hostesi, yer istasyonu, yer kabuğu, yer katı, yerküre, yer mantarı, yermerkezcilik, yer merkezli, yer meşesi, yer minderi, yer mumu, yer odası, yer ölçümü, yer örümceği, yeröte, yer özekçil, yer palamudu, yer pelidi, yer pırasası, yer sakızı, yer sarmaşığı, yer sarsıntısı, yer servisi, yer sıçanı, yer sofrası, yer solucanı, yer üstü, yer yağı, yer yatağı, yer yer, yer yurt, yer yuvarı, yer yuvarlağı, yeryüzü, yer zarfı, yerdegezen, yerden bitme, yerden selam, yerden temenna, yerden yapma, yere doğrulum, yeregeçen, yere yönelim, geometrik yer, kapalı yer korkusu, kara yer, köylük yer, ortalık yer, ara yerde, başı yerde, beşibiryerde, yüzü yerde, beyhude yere, boş yere, gereksiz yere, haksız yere, lüzumsuz yere, nafile yere, nahak yere, sebepsiz yere, yanlış yere, yok yere, atıştırma yeri, atış yeri, bayram yeri, bekleme yeri, besi yeri, bitirim yeri, buluşma yeri, çıkarma yeri, çıkış yeri, dalyan yeri, demir yeri, dizgi yeri, doğum yeri, edep yeri, gezinti yeri, hacet yeri, harman yeri, iş yeri, ivinti yeri, kabul yeri, kalafat yeri, kaşan yeri, kilit yeri, köy yeri, panayır yeri, park yeri, pazar yeri, piknik yeri, piyasa yeri, pot yeri, sargı yeri, satış yeri, şeref yeri, tan yeri, tırnak yeri, toplantı yeri, uğrak yeri, ut yeri, voli yeri, yangın yeri, yapı yeri, yargı yeri, yönetim yeri, ziyaret yeri, yerli yerine, ayıp yerler

Yer hakkında eş anlamlı kelimeler
Yer eş anlamlısı
yer kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : İz / Sandalye / Mahal / Alan / Konum / Durum / Arazi / Arsa / Önem / Makam / Görev / Ülke / Mekân / Dünya / Vaziyet

Yer hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Yer zıt anlamlısı
yer kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : gök
Yer ile ilgili 58 örnek cümle
"Yer" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Yer" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Yer çevresinde dolanan uyduların yörüngelerinde Yer’e en yakın noktaya yerberi denir
2. Yerde halı vardı
3. Çorak yerde ekin olmaz
4. Köyde beş on dönüm bir yerimiz vardı, sattık
5. Dolap, ayırdığımız yere sığmadı
6. Bu yerlerde durulmaz
7. Gökbilimciler yıldızların yerini bilir
8. Bu masanın yerini beğenmedim
9. Özgürlük olmayan yerde yaşamak güçtür
10. Onu yerinden etmek istemedik
11. Ona bavulda yer kalmadı
12. Toplumda eğitimin, öğrenimin yeri başkadır
13. Taştaki kurşun yeri belliydi
14. Arabada yer yoktu
15. Yerimiz olsa sizi konuk ederdik
16. Toplantının yeri belirtilmemiş
17. Onun yerinde olmak istemezdim
18. Bavulda yer açıp birkaç da kitap aldım
19. Bu işte gençlere de yer açmak gerekmez mi?
20. Oyun için herkes yerini alsın!
21. O gün orada yer alan olayları görmeliydiniz
22. Yer, uzayda yer almıştır
23. Bu olayda onun da yer aldığı belli olmuştu
24. Oyuncular listesinde o da yer almış
25. Otobüslerde iş çıkışı saatlerinde yer bulmak zor
26. Fabrikada yer bulup çalışmaya başladı
27. Aklımda yer eden ilk olay, kasabada çıkan yangındı
28. Buzdolabı mutfakta yer tutmaktaydı
29. Kampta önceden yer tutmak gerekmişti
30. Sanat, toplum yaşamında yer tutar
31. Şiirine dergide yer vermişlerdi
32. Delikanlı, babasına yer vermek için kalkmıştı
33. Boş tartışmalara yer vermek istememişti
34. Ona kurulda yer vermek istememişlerdi
35. Ona gönlümüzde yer verdik
36. Altın yerde kalmaz
37. İyilik yerde kalmaz
38. Eşkıya yeri göğü tutmuştu, herkes korku içindeydi
39. Hastanın iniltisi yeri göğü tutmuştu
40. Elimde birkaç kuruş var ama onun da yeri var, sana veremem
41. Bu konuda ne desen yeri var
42. Her şeyin bir yeri var
43. Onun yanımızda iyi bir yeri vardır
44. Kalem yerin dibine geçti herhalde, bulamıyorum
45. Çok uğraştılar gitmesi için ama kaymakam yerinde kaldı
46. Yay yerinden fırladı
47. İnsan yerinden oynarsa üzülmez mi?
48. O günlerde millet yerinden oynamıştı
49. Bütün dilekleri yerine gelmişti
50. Birkaç günde sağlığı yerine geldi
51. Dileğini yerine getirmek isterdim
52. Bizi enayi yerine koymak sana mı kaldı?
53. Giden eşyayı yerine koymak artık güçleşti
54. Takımlar yerlerini aldı
55. Onun yerini almak isteyen çoktu
56. Hak yerini buldu
57. Artık yerini buldu, ayrılmaz
58. Mektup şimdiye yerini bulmuştur
Diğer dillerde Yer
İngilizce: Area
Spanish: Zona
German: Ort
French: Zone
Italian: Area

Yer ile ilgili atasözleri
Aşağıda Yer hakkında ve içinde Yer kelimesi geçen, Yer ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: acıkan ne olsa yer, acıyan ne olsa söyler
Anlamı: geçim sıkıntısı içinde bulunan kişi geçinebilmek için her yolu dener, her işi yapar, canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler.
Atasözü: aç kurt yavrusunu yer
Anlamı: açın gözü kararmıştır, karnını doyurmak için ölümü bile göze alarak kendisinden kat kat güçlü olan yaratıklarla boğuşur.
Atasözü: aç yeri başka, acı yeri başka
Anlamı: insanın yüreği ne denli acıyla dolu olsa da yemek yemeyi ister.
Atasözü: açık kaba it değer (siyer)
Anlamı: gizli kalması gereken şeyler herkese söylenirse bundan büyük zararlar doğar.
Atasözü: adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork
Anlamı: duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir.
Atasözü: ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz
Anlamı: davranışlarına engel olacak hiçbir takıntısı yok.
Atasözü: ağacı kurt, insanı dert yer
Anlamı: kurt ağacı nasıl içten içe kemirirse dert de insanı içten içe yer bitirir.
Atasözü: ağır taş yerinden oynamaz
Anlamı: ağırbaşlı insan kimsenin oyuncağı olmaz, onu yıpratmaya kimsenin gücü yetmez.
Atasözü: ağız yer, yüz utanır
Anlamı: armağan alan, armağanı verenin isteğini yerine getirmemeye çekinir ve mutlaka yapmaya çalışır.
Atasözü: ah yerde kalmaz
Anlamı: kötülük cezasız kalmaz.
Atasözü: ahlatın iyisini ayılar yer
Anlamı: kendilerine yakışmayan güzel bir şeyi eline geçirenler için kullanılan bir söz.
Atasözü: ahlatın iyisini dağda ayılar yer
Anlamı: kendilerine yakışmayan güzel bir şeyi eline geçirenler için kullanılan bir söz.
Atasözü: alçak yer yiğidi hor gösterir
Anlamı: basit bir çevrede yaşayan, önemsiz bir görevde çalışan her yönden değerli olan kişi önemsiz bir görevde çalışıyorsa yeteneklerini tam olarak gösteremez, bundan dolayı değeri anlaşılmaz.
Atasözü: alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır
Anlamı: bilgili kimselerin bulunmadığı yerde cahil kişi bilgiçlik taslar.
Atasözü: alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır
Anlamı: insan kendi durumuna göre bir yaşam tarzı benimsemeli, arkadaşlarını da ona göre seçmelidir.
Atasözü: altın yerde paslanmaz, taş yağmurdan ıslanmaz
Anlamı: değerli kişi veya nesneler, ne türlü uygunsuz koşullar içinde bulunurlarsa bulunsunlar değerlerini ve niteliklerini yitirmezler.
Atasözü: altın yere düşmekle pul olmaz
Anlamı: üstün nitelikli kişinin değeri, bulunduğu yerden uzaklaştırılmasıyla azalmaz.
Atasözü: anan güzel idi hani yeri, baban güzel idi hani evi
Anlamı: hiçbir duruma güvenilmez, bizim olan şeyler elimizde sürekli olarak kalmazlar.
Atasözü: ar kadar eri olanın, dağ kadar yeri olur
Anlamı: çalışkan kişileri olan aile ve toplumlar her yerde bol kazanç elde ederler.
Atasözü: arı gibi eri olanın dağ kadar yeri olur
Anlamı: çalışkan kişileri olan aile ve toplumlar her yerde bol kazanç elde ederler.

Yer ile ilgili deyimler
Aşağıda Yer hakkında ve içinde Yer kelimesi geçen, Yer ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: abdestsiz yere basmamak
Anlamı: dinî kurallara titizlikle bağlı olmak.
Deyim: âdet yerini bulsun diye
Anlamı: 'gerekli görüldüğü için değil, yalnız alışılmış olduğu için' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: ağzı burnu yerinde
Anlamı: oldukça güzel, yakışıklı.
Deyim: ağzının içi yangın yerine dönmek
Anlamı: ağzının tadı bozulmak, tat alma duyusunu yitirmek: 'Ağzımın içi yangın yerine dönüp yine de ağrılar kesilmeyince çok sıkıntılı bir vaziyete düştüm.' -R. N. Güntekin.
Deyim: ahını yerde koymamak
Anlamı: öcünü almak: 'Sen öz babanın öcünü alamadın diye o da dedesinin ahını yerde mi koyacaktı?' -N. Hikmet.
Deyim: aklı başka yerde olmak
Anlamı: başka şeyler düşünmek: 'Affet Kâmuran, aklım başka yerdeydi.' -R. N. Güntekin.
Deyim: aklı bir yerde olmak
Anlamı: bir iş yaparken başka bir şey düşünmek: 'Aklı hep evde, Gülsüm'deydi.' -Ö. Seyfettin.
Deyim: aklını başka yere vermek
Anlamı: konuşulan konudan başka bir şey düşünür olmak.
Deyim: allahı çok, insanı az bir yer
Anlamı: pek ıssız ve kuytu bir yer.
Deyim: anası yerinde
Anlamı: anne gibi kabul edilen (kadın).
Deyim: aptal yerine koymak
Anlamı: 1) hiçbir şeyden anlamaz, bilmez sanmak: 'Bu kadını zaman zaman aptal yerine koymam, büyük aptallık galiba.' -R. Erduran. 2) birine, aptal gözüyle bakmak.
Deyim: arkası yere gelmemek
Anlamı: sırtı yere gelmemek.
Deyim: ayağı yerden kesilmek
Anlamı: 1) ayağı yere değmez olmak; 2) bir taşıta binip yaya yürümekten kurtulmak; 3) mec. çok mutlu olmak.
Deyim: ayakları yere değmemek
Anlamı: çok sevinmek.
Deyim: ayaklarını yerden kesmek
Anlamı: bir taşıta binerek yürümekten kurtulmak.
Deyim: aynı karede yer almak (bulunmak)
Anlamı: 1) kameranın çektiği görüntü içinde birlikte bulunmak; 2) mec. biriyle duygu ve düşüncesi aynı olmak.
Deyim: bastığı yeri bilmemek
Anlamı: 1) çok sevinmek; 2) şaşkınlıktan nerede olduğunu seçememek, durumunu kontrol edememek.
Deyim: baş üstünde yeri var
Anlamı: 'büyük bir saygı ve ilgi ile karşılanır veya ağırlanır' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: başı üstünde yeri olmak
Anlamı: 1) her zaman iyi karşılanmak, ağırlanmak: 'İyi, sefa geldiler, hoş geldiler, başımızın üstünde yerleri vardı elbet.' -T. Dursun K. 2) bir düşünce veya davranışı uygun bulmak.
Deyim: başı yerine gelmek
Anlamı: zihin yorgunluğu geçmiş olmak.