Kelime: Yapı

Anlamlar:

1. Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina

Özelliği / Tipi / Türü: Isim

2. Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat, konstrüksiyon

3. Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme

Örnek: "Kırıkkale yapısı bir tabanca."

4. Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür

Örnek: "Yapısı sağlam, güzel bir erkekti."

"Yusuf Ziya Ortaç"

5. Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür

Örnek: "Dil yapısı. Cümle yapısı."

6. Bir hücrede, bir dokuda, karmaşık oluşumlu bir organizmada elemanların düzeni

Özelliği / Tipi / Türü: Biyoloji

7. Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün

Özelliği / Tipi / Türü: Felsefe

8. Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür

Özelliği / Tipi / Türü: Toplum bilimi

İçinde Yapı geçen birleşik ve kökteş kelimeler: yapı adası, yapı bilgisi, yapı bilimi, yapı elemanı, yapı kooperatifi, yapı malzemesi, yapı taşı, yapı yeri, altyapı, ana yapı, düzlek yapı, eş yapı, kaba yapı, öz yapı, sosyal yapı, toplumsal yapı, üstyapı, Allah yapısı, fizik yapısı, kul yapısı, soy yapısı, toplum yapısı


Yapı eş anlamlısı

Yapı hakkında eş anlamlı kelimeler

Yapı eş anlamlısı

yapı kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Bina , Bünye , Konstrüksiyon , Yol , Strüktür


Yapı zıt anlamlısı

Yapı hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Yapı zıt anlamlısı

Yapı kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!


Yapı ile ilgili 4 örnek cümle

"Yapı" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Yapı" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Yanı başımızda bir yapı başladı

2. Yapısı sağlamları komando yaptılar

3. Dilin tümce yapısına dokunulmamalı

4. Karadeniz yapısı bir tabancası vardı


Diğer dillerde Yapı

İngilizce: Being

Spanish: Ser

German: Struktur

French: Être

Italian: Essere


Yapı ile ilgili atasözleri

Yapı ile ilgili atasözleri

Aşağıda Yapı hakkında ve içinde Yapı kelimesi geçen, Yapı ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: altın tutsa toprak olur (altına yapışsa elinde bakır kesilir)

Anlamı: giriştiği işlerde büyük talihsizliklere uğrayan kimsenin durumunu anlatan bir söz.

Atasözü: bostan gök iken pazar(lık) yapılmaz

Anlamı: ayrıntıları belli olmayan bir iş için anlaşma yapılmamalı.

Atasözü: et kokarsa tuzlanır, ya tuz kokarsa ne yapılır?

Anlamı: bozulan şeyi düzeltecek etken vardır ancak bu etken bozulmuşsa artık düzeltmeden umudu kesmek gerekir.

Atasözü: gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz

Anlamı: kolay kolay onarılamayacağı için bir kimsenin özellikle de dostlarımızın gönlünü kırmamaya özen göstermeliyiz.

Atasözü: herkesin yorulduğu yere han yapılmaz

Anlamı: genel kurallar herkesin istek ve gereksinimine göre bozulamaz.

Atasözü: ırmak kenarına çeşme yapılmaz

Anlamı: zaten var olan ve herkesin işine yarayan bir şeyin yanına aynı işi görmek üzere benzerini yapmak boşunadır.

Atasözü: sabanın tutağına yapışan el aç kalmaz

Anlamı: çiftçilik yapan veya çalışan aç kalmaz.

Atasözü: yapı taşı, yapıdan (yerde) kalmaz

Anlamı: değerli kimse boşta kalmaz, kendisine iş verilir.

Atasözü: yapı taşı yerde kalmaz

Anlamı: değerli kimse boşta kalmaz, kendisine bir iş verilir.


Yapı ile ilgili deyimler

Yapı ile ilgili deyimler

Aşağıda Yapı hakkında ve içinde Yapı kelimesi geçen, Yapı ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: bal mumu yapıştırmak

Anlamı: söz, davranış vb.nin unutulmaması için bir işaret koyup dikkati çekmek: 'Pervin'in şimdilik bu sözüne bir bal mumu yapıştırarak tekrar Bedia yengeye döndüm.' -R. N. Güntekin.

Deyim: (bir işe) dört elle sarılmak (yapışmak)

Anlamı: bir işe büyük bir özen ve önem vererek girişmek: 'Sen bize dört elle sarılırsan zarar etmezsin.' -R. N. Güntekin.

Deyim: (birinin) ensesine yapışmak

Anlamı: yakalayıp sıkıştırmak: 'Polisler ikametgâhsız diye ensene yapışırlar, seni deliğe tıkarlar.' -Y. K. Beyatlı.

Deyim: (birinin) yakasına asılmak (yapışmak)

Anlamı: hesap sormak veya bir şey istemek için tutup bırakmamak: 'Sonra eşyaya bir zarar gelecek olursa Gülsüm'ün yakasına yapışıyordu.' -R. N. Güntekin.

Deyim: cevabı dikmek (dayamak veya yapıştırmak)

Anlamı: hlk. kesin, ters ve karşısındakinin beklemediği bir karşılık vermek: 'Usta hemen cevabı yapıştırmıştı.' -N. Hikmet.

Deyim: derisi kemiklerine yapışmak

Anlamı: çok zayıflamak: 'Bu efendi, derisi kemiklerine yapışmış, gözleri çukura kaçmış, hastaneye yatırılacak kılığa girmişti.' -M. Ş. Esendal.

Deyim: dili damağına yapışmak (dili damağı kurumak)

Anlamı: susuzluktan ağzı kurumak, çok susamak: 'Kupkuru dili damağına yapışıyor, boğazından midesine doğru...' -E. E. Talu.

Deyim: eteğine yapışmak (sığınmak)

Anlamı: birinin koruyuculuğu altına girmek.

Deyim: eti kemiğine yapışmak

Anlamı: çok zayıflamak.

Deyim: kene gibi yapışmak

Anlamı: istenmediği hâlde birinin peşini bırakmamak, yakasını bırakmamak.

Deyim: kenet gibi yapışmak

Anlamı: çok yakın dost olmak, sıkı fıkı olmak: 'Bu mevsimde kızlar ikişer, üçer kişilik gruplara ayrılır ve birbirlerine kenet gibi yapışırlardı.' -R. N. Güntekin.

Deyim: kıçına tekmeyi atmak (vurmak veya yapıştırmak)

Anlamı: kaba kovmak.

Deyim: mim koymak (yapıştırmak)

Anlamı: 1) unutulmaması için işaret koymak; 2) önemli bularak üstünde ısrarla durmak: 'Bu lafıma mim koy, dedi, Sabri Bey.' -A. İlhan.

Deyim: mum yapıştırmak

Anlamı: 1) bir şeyi kırmızı mumla mühürlemek; 2) mec. önemli bir şeyi unutmayıp akılda tutmak.

Deyim: ne yapıp yapıp

Anlamı: her ne durumda olursa olsun bir çözüm yolu bularak: 'Seni ne yapıp yapıp memleketine göndereceğim.' -F. R. Atay.

Deyim: yaftayı yapıştırmak

Anlamı: yanlış biçimde değerlendirip tanıtmak.

Deyim: yapıp etmek

Anlamı: hlk. yapmak.

Deyim: yüzünü duvara yapıştırmak

Anlamı: ilgiyi kesmek: 'Artık anlaşabileceğimizi sanmıyorum, diyerek herifin yüzünü duvara yapıştırıyor Mustafa.' -A. Ümit.