Kelime: Ya

Kökeni: "Arapça yā" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.

Anlamlar:

1. `Ey, hey` anlamlarında bir seslenme sözü

Özelliği / Tipi / Türü: ünlem

Örnek: "Yürü ya mübarek!"

2. Evet

Özelliği / Tipi / Türü: Edat

İçinde Ya geçen birleşik ve kökteş kelimeler: yalelli

2. Şaşma, şaşkınlık bildiren bir söz

Özelliği / Tipi / Türü: Bağlaç

Örnek: "Ya, bu adam kim?"

3. Bir düşüncenin karşıtı düşünülürken kullanılan bir söz

Örnek: "Yetişirim diyorsun, ya yetişemezsen?"

4. Gereklik ve onay bildiren cümlelerde yargının onaylandığını bildiren bir söz

Örnek: "Biz de gelelim mi? -Gelin ya."

5. Dilek ve geniş zaman kiplerinde yargıyı güçlendiren bir söz

Örnek: "Bu, söylenecek söz mü? -Söylenir ya. Azıcık yardımcı olsa ya."

6. Bilinen, görülen, hatırlanıp anlatılan bir olay dolayısıyla da sorulan başka bir konu için kullanılan bir söz

Örnek: "Sen geldin, ya Ahmet? Siz karnınızı doyurdunuz, ya ben ne yapayım?"

7. Bir düşüncede sıra ile yer alan ayrı cins ögelerden biri ötekilerden üstün görüldüğünde `hele, özellikle` anlamlarında kullanılan bir söz

Örnek: "O çocuğun terbiyesine, zekâsına, çalışkanlığına diyecek yok, ya inceliği. Fırtına kırdı, döktü, yıktı, ya o ağaçlara verdiği zarar."

8. Cevap niteliğinde olan cümlenin sonuna getirildiğinde asıl yargının arkadan gelen cümle ile anlatılacağını belirten bir söz

Örnek: "Fena oğlan değildir, değildir ya, yalnız bu sarhoşluğu var."

"Memduh Şevket Esendal"

9. Bazı çekimli zamanlardan sonra gelerek anlamı pekiştiren, kuvvetlendiren bir söz: Yediydin ya. Oturmuşum ya

İçinde Ya geçen birleşik ve kökteş kelimeler: ya da, yahut, veya


Ya eş anlamlısı

Ya hakkında eş anlamlı kelimeler

Ya eş anlamlısı

ya kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Evet


Ya zıt anlamlısı

Ya hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Ya zıt anlamlısı

Ya kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!


Ya ile ilgili 13 örnek cümle

"Ya" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Ya" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Tanrı ona Yürü ya kulum! demiş. Ya Allah deyip yola düştük

2. Ağır hasta, sabaha ya çıkar ya çıkmaz

3. Ya adam gibi çalışırsın ya çeker gidersin

4. –Hava güzel, değil mi? –Ya, çok güzel

5. Başaracaktı ama ya başaramazsam diye üzülüyordu

6. Ya şu karşımızdaki adam kim?

7. Siz bu işten kurtuldunuz, ya ben ne yapayım?

8. –Oraya Gidelim mi? –Gidin ya

9. –Bu denir mi? –Denir ya! –Onun gelmesi gerekir miydi? –Gerekirdi ya!

10. Yapmışsın ya!

11. Ya onun yalancılığı, ona ne demeli peki?

12. İyi bir iş yaptık, yaptık ya, bakalım beğenecekler mi?

13. Ya çalışırlar ya giderler


Diğer dillerde Ya

İngilizce: Or

Spanish: O

German: Ja.

French: Ou

Italian: O


Ya ile ilgili atasözleri

Ya ile ilgili atasözleri

Aşağıda Ya hakkında ve içinde Ya kelimesi geçen, Ya ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: aba altında er yatar

Anlamı: giyim kuşam kişiliğe ölçü olamaz.

Atasözü: aba vakti yaba, yaba vakti aba

Anlamı: gereksinimler vaktinden önce ve ucuz olduğu zaman karşılanmalıdır.

Atasözü: abanın kadri yağmurda bilinir

Anlamı: bir şeyin gerçek değeri, ancak ona çok ihtiyaç duyulduğu zaman iyi anlaşılır.

Atasözü: abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır

Anlamı: görmemiş kişi, rastlantı sonucu layık olmadığı bir duruma kavuşursa bu durum kendisinin hakkıymış gibi aptalca böbürlenir.

Atasözü: abdala 'kar yağıyor' demişler, 'titremeye hazırım (durmuşum)' demiş

Anlamı: varlıklılar için sıkıntı olabilecek bir durum, yoksullar için söz konusu bile olmaz.

Atasözü: abdalın yağı çok olursa gâh borusuna çalar, gâh gerisine

Anlamı: varlıklı ama akılsız ve hesapsız kişi malını gereksiz yerlere harcar, telef eder.

Atasözü: abdestsiz sofuya namaz mı dayanır

Anlamı: kurallara, koşullara uyulmadıktan sonra bir sürü iş yapılabilir.

Atasözü: acıkan doymam sanır, susayan kanmam sanır

Anlamı: bir şeyi uzun süre elde edemeyen kimse, daha sonra o şeyden ne kadar çok edinirse edinsin yine kendisine yetmeyeceği kanısında bulunur.

Atasözü: acıkan ne olsa yer, acıyan ne olsa söyler

Anlamı: geçim sıkıntısı içinde bulunan kişi geçinebilmek için her yolu dener, her işi yapar, canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler.

Atasözü: acıkan ne yemez, acıyan ne demez

Anlamı: geçim sıkıntısı içinde bulunan kişi geçinebilmek için her yolu dener, her işi yapar, canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler.

Atasözü: acıkanın yanağından, susayanın dudağından belli olur

Anlamı: bir insanın ne durumda olduğu yüzünden anlaşılır.

Atasözü: acıyan uyumuş, acıkan uyumamış

Anlamı: insan sıkıntıya katlanır da açlığa katlanamaz.

Atasözü: aç aç ile yatınca arada dilenci doğar

Anlamı: karı koca yoksul olursa bunların çocukları da yoksul olur.

Atasözü: aç kurt yavrusunu yer

Anlamı: açın gözü kararmıştır, karnını doyurmak için ölümü bile göze alarak kendisinden kat kat güçlü olan yaratıklarla boğuşur.

Atasözü: aç yanında sarpın kurcalanmaz

Anlamı: bir kimsenin yanında, onun çok duyarlı olduğu konuya değinmemek gerekir.

Atasözü: aç yanından kaç

Anlamı: aç insan tehlikelidir.

Atasözü: aça dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış

Anlamı: 1) aç olan kimse, kendisine ne kadar rahatlık sağlanırsa sağlansın, dinlendirilemez. 2) bir şeye ihtiyaç duyan kimse, ancak onun giderilmesiyle rahata kavuşturulabilir.

Atasözü: açık yaraya tuz ekilmez

Anlamı: acısı henüz taze olan bir kimsenin üzüntüsü, birtakım söz ve davranışlarla artırılmamalıdır.

Atasözü: açılan solar, ağlayan güler

Anlamı: hiçbir durum olduğu gibi kalmaz, gün gelir tersine döner.

Atasözü: açın karnı doyar, gözü doymaz

Anlamı: tutkulu olduğu konuda insan doyumsuzdur, yetinmek bilmez.


Ya ile ilgili deyimler

Ya ile ilgili deyimler

Aşağıda Ya hakkında ve içinde Ya kelimesi geçen, Ya ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: abıhayat içmiş

Anlamı: yaşı çok ilerlemiş olmasına karşın genç görünen (kimse).

Deyim: ablukayı yarmak

Anlamı: kuşatılan bölgeden zor kullanarak dışarı çıkmak.

Deyim: acısı ortaya çıkmak

Anlamı: olumsuz sonucu yavaş yavaş ortaya çıkmak: 'Dur bakalım daha hele, o içtiklerinin acısı bir bir çıkacak ortaya.' -M. İzgü.

Deyim: ad yapmak

Anlamı: bir alanda ün kazanmak, ün almak.

Deyim: âdembabaya dönmek

Anlamı: malını mülkünü kaybetmek.

Deyim: afi kesmek (satmak, yapmak)

Anlamı: birine karşı gösteriş yapmak: 'Yanındaki kıza afi yapmak için onun önüne, dilenciye sadaka verir gibi bahşiş fırlatan bir züppeyi, bıraksalar öldürecekti.' -H. Taner.

Deyim: ağır yara almak

Anlamı: 1) kavgada veya savaşta önemli ölçüde zarar görmek; 2) bir olayda beklenmeyen sıkıntılı ve olumsuz bir duruma düşmek.

Deyim: ağırlığını (ortaya) koymak

Anlamı: kimliğini ve kişiliğini kabul ettirmek.

Deyim: ağız yapmak

Anlamı: birini kandırmak, yanıltmak amacıyla duygularını, düşüncelerini olduğundan başka türlü gösterecek biçimde konuşmak: 'Kaçacağım, tövbeler olsun, bir fırsatını bulayım diye ağız yaptı.' -M. Ş. Esendal.

Deyim: ağız yaymak

Anlamı: açık ve dürüst konuşmaktan kaçınmak.

Deyim: ağza alınmaz (alınmayacak)

Anlamı: söylenmesi ayıp, çirkin (söz, küfür): 'Bu ağza alınmaz söz üzerine karşıdakiler birden alevlendiler.' -O. C. Kaygılı.

Deyim: ağza tat, boğaza feryat

Anlamı: 'miktarı çok az olan yiyecek' anlamında kullanılan bir söz.

Deyim: ağzı laf (lakırtı) yapmak

Anlamı: 1) kolay konuşma yeteneği olmak; 2) inandırıcı söz söyleme yeteneği olmak: 'Çok şükür, ağzı laf yapandan çok, eli işe yatkın aydınlara muhtaç olduğumuzu, anlar gibiyiz.' -A. İlhan.

Deyim: ağzına yakışmamak

Anlamı: söylemesi ayıp kaçmak, uygun düşmemek, yakışık almamak.

Deyim: ağzında yaş kalmamak

Anlamı: bir düşüncesini bir kimseye birçok kez söylemiş olmak.

Deyim: ağzını havaya (poyraza) açmak

Anlamı: alay umduğunu elde edememek.

Deyim: ağzını kiraya vermek

Anlamı: kendini de ilgilendiren bir konuda düşüncesini söylememek.

Deyim: ağzının içi yangın yerine dönmek

Anlamı: ağzının tadı bozulmak, tat alma duyusunu yitirmek: 'Ağzımın içi yangın yerine dönüp yine de ağrılar kesilmeyince çok sıkıntılı bir vaziyete düştüm.' -R. N. Güntekin.

Deyim: ağzının kâhyası olmak

Anlamı: birinin alışkanlıklarına, davranışlarına, düzenine karışmak.

Deyim: ahiretini yapmak (zenginleştirmek)

Anlamı: hayır işleri yaparak sevap kazanmak.