Kelime: üzme

Anlamlar:

1. Üzmek işi

Özelliği / Tipi / Türü: Isim

Örnek: "Bana saadeti çekinmeden sunan bir kadının kardeşini üzmeye hakkım yoktu."

"Kemal Bilbaşar"


üzme eş anlamlısı

üzme hakkında eş anlamlı kelimeler

üzme eş anlamlısı

üzme kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!


üzme zıt anlamlısı

üzme hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

üzme zıt anlamlısı

üzme kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!


Diğer dillerde üzme

İngilizce: Don't be upset

Spanish: No te enojes

German: Nicht aufregen

French: Ne pas être dérangé

Italian: Non arrabbiarti


üzme ile ilgili atasözleri

üzme ile ilgili atasözleri

Aşağıda üzme hakkında ve içinde üzme kelimesi geçen, üzme ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: köpek suya düşmeyince yüzmeyi öğrenmez

Anlamı: kişi, bir tehlike karşısında her yerden umudu kesilip kendine güvenmekten başka çare kalmadığını anlamadıkça kurtuluş yolunu bulamaz.


üzme ile ilgili deyimler

üzme ile ilgili deyimler

Aşağıda üzme hakkında ve içinde üzme kelimesi geçen, üzme ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: (bir şey) içinde yüzmek

Anlamı: olumlu veya olumsuz bir durumun aşırı derecesinde bulunmak: Para içinde yüzmek. Sefalet içinde yüzmek.

Deyim: çeyiz düzmek

Anlamı: çeyiz hazırlamak: 'Kazandığını bir yana atar, kendine çeyiz düzer.' -M. Yesari.

Deyim: çulu düzmek (düzeltmek)

Anlamı: 1) giyimi kuşamı yenilemek: 'Muharrem, çulu epey düzmüş vaziyetteydi.' -S. F. Abasıyanık. 2) maddi durumu iyileşmek: 'Aranızdan ayrılalı bir ay var mı? Belki yok bile. Çulu derhâl düzelttim.' -R. N. Güntekin.

Deyim: derisini yüzmek

Anlamı: 1) derisini soymak, sıyırmak; 2) işkence ederek öldürmek; 3) mec. birinin bütün varlığını elinden almak: Tefecilerin eline düşerse derisini yüzerler.

Deyim: destan düzmek

Anlamı: kahramanlık hikâyesi veya herhangi bir olayı anlatan şiir yazmak.

Deyim: ezip büzmek

Anlamı: ezip parçalayarak tamamen değiştirerek kullanılmaz veya anlaşılmaz duruma getirmek: 'Bütün ecnebi kelimeleri ezip büzüp anlaşılmaz hâle getirip öyle kullanıyorlar.' -B. R. Eyuboğlu.

Deyim: göz kaş süzmek

Anlamı: dikkatle ve hissettirmeden bakışlarla kontrol altında tutmak: 'Anlamlı anlamlı birbirine işaretler yaparak, göz kaş süzerek Emine'ye uzun uzun bakıyorlar.' -R. H. Karay.

Deyim: göz süzmek

Anlamı: baygın ve anlamlı bakmak: 'Göz süzüp boyun kırması, erkeği baştan çıkarmanın ilmini bilmesi fabrikaların tezgâh başlarında, soyunma odalarında konuşuldu.' -L. Tekin.

Deyim: göz ucuyla süzmek

Anlamı: iyice tanımak, bilmek veya dikkat çekmek amacıyla hafif kısık gözle incelemek, bakmak: 'Sokakta göz ucuyla süzdüğüm kadının bana ehemmiyet vermediğini görürsem hoşça bir latife söyleyiveririm.' -R. N. Güntekin.

Deyim: kedi ciğere bakar gibi bakmak (süzmek veya seyretmek)

Anlamı: imrenerek bakmak: 'Derin bir hayranlıkla gözlerini kıza kaptırmış, kedi ciğere bakar gibi süzüp duruyordu.' -H. R. Gürpınar.

Deyim: kılık kıyafeti düzmek

Anlamı: giysilerini yenilemek.

Deyim: lakırtıyı ezip büzmek

Anlamı: konuşmasını beceremeyip aynı şeyleri tekrarlamak.

Deyim: mâni düzmek (yakmak)

Anlamı: 1) mâni okumak; 2) müzik eşliğinde mâni söylemek.

Deyim: methiye düzmek

Anlamı: övmek, övgü şiiri yazmak.

Deyim: nevaleyi düzmek

Anlamı: 1) gerekli yiyecek ve içeceği sağlamak: 'Elinde yiyecek paketleriyle evin nevalesini düzmüş, geri dönüyor.' -R. H. Karay. 2) sofrayı hazırlamak.

Deyim: sandık düzmek

Anlamı: çeyiz hazırlamak: 'İleride yine ona gönderilmek üzere bir de sandık düzmesine ne mâni vardı.' -R. N. Güntekin.

Deyim: şiir düzmek

Anlamı: şiir yazmak veya söylemek: 'Onun bir parçası olan insan da tazelenir bu mevsimde, ozanların şiir düzmeleri bu yüzdendir işte.' -M. C. Anday.

Deyim: tepeden tırnağa süzmek

Anlamı: herhangi bir sebeple birine dikkatlice bakmak: 'Çocuk, onu tepeden tırnağa şöyle bir süzüp üstü peçeteyle örtülü bir tabak uzattı.' -E. Şafak.

Deyim: tüy düzmek

Anlamı: 1) hayvanın tüyü düzelmek; 2) tkz. iyi bir yaşayışa kavuştuğunu belirtecek biçimde güzel giyinmek: 'Akıllı kız Güner, ortaya çıkalı ne kadar oldu, daha dün bir bugün iki, baksana iyice tüyü düzmüş.' -A. İlhan.

Deyim: umudu (umudunu) üzmek

Anlamı: umudu kesmek: 'Millet köyden umudu üzmüş bir kere. Hele gençler bir an önce çekip gitmek istiyor.' -M. Kutlu.