Duymak kısaca sözlük anlamı ne demek?
Duymak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Duymak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Duymak
Anlamlar:
1. Bilgi almak, öğrenmek, haber almak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Bir köylüden burada avlandığınızı duydum."
2. İşitmek, ses almak
Örnek: "Çamaşırcı Fatma kadın annemin duymayan kulaklarına yalvarıyor."
3. Dokunma, koklama vb. duyularla algılamak, hissetmek
Örnek: "Yüzme denilen mucizeyi ancak beş altı sene sonra avuçlarımızın içinde duyabilecektik."
4. Nesnelere dokunmakla onların sıcaklık, soğukluk, sertlik, ağırlık, hareket vb. fizik durumlarından bilgi edinmek, hissetmek
Örnek: "Elimin üzerinde bir böceğin gezdiğini duydum."
5. Sezmek, fark etmek, hissetmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz - Mecaz Anlam
Örnek: "Güzel olmasın fakat ruhu olsun, bir şey duysun."
İçinde Duymak geçen birleşik ve kökteş kelimeler: vurdumduymaz
Duymak hakkında eş anlamlı kelimeler
Duymak eş anlamlısı
duymak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Hissetmek , Ağırlık , Sertlik , Soğukluk , Fark Etmek , Sezmek , Dokunma , İşitmek , Haber Almak
Duymak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Duymak zıt anlamlısı
Duymak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Duymak ile ilgili 6 örnek cümle
"Duymak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Duymak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Sağır değilsen fısıltıyı duyarsın
2. Yüzümde esen yeli duydum
3. Gideceğinizi duydum
4. Yaşlandığımı iyice duymak üzüyor beni
5. Biz, bu türlü sözleri duya duya büyüdük
6. Sanatçı, şarkıyı duya duya söylüyordu
Diğer dillerde Duymak
İngilizce: Hear
Spanish: Escuchar
German: Hören
French: Entendre
Italian: Sentire
Duymak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Duymak hakkında ve içinde Duymak kelimesi geçen, Duymak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Duymak ile ilgili deyimler
Aşağıda Duymak hakkında ve içinde Duymak kelimesi geçen, Duymak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: acı çekmek (duymak)
Anlamı: 1) ağrı, sızı duymak: Ameliyattan sonra çok acı çekti. 2) mec. üzülmek, üzüntü içinde kalmak: 'Bu faciaya bizzat karışmışım gibi bir acı duyuyordum.' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: alaka duymak
Anlamı: ilgi duymak.
Deyim: antipati duymak
Anlamı: kanı kaynamamak.
Deyim: arzu duymak
Anlamı: birine veya bir şeye karşı istek duymak.
Deyim: azap duymak
Anlamı: acı çekmek, üzülmek: 'Bu şehrin, takdir fukaralarının orta malına dönüşmüş olmasından azap duyuyorum.' -A. Boysan.
Deyim: (bir kimseye, bir şeye) ihtiyaç duymak
Anlamı: o kimse veya şey gerekli saymak.
Deyim: (bir şeyden) zevk almak (duymak)
Anlamı: hoşlanmak, beğenmek: 'Yılan gibisin, insanları sokmaktan zevk alırsın.' -N. Hikmet.
Deyim: (bir şeye) merak sarmak (duymak, salmak)
Anlamı: bir şeyi edinme, yapma veya onunla uğraşma isteğine kapılmak, bir şeye eğilim duymak: 'Bu adama, her gördüğüm vakit, merhamet ve korku ile karışık bir merak duyuyordum.' -R. N. Güntekin. 'Miralay beyimiz, emekli olduktan sonra komisyonculuğa kalkan veya cins tavuk yetiştirmeye merak salan soydan değildir.' -H. Taner.
Deyim: (bir şeyi) içinde duymak
Anlamı: hissetmek, varlığını algılamak: 'Donmak üzere olan insanların tatlılığını içimde duymaya başladım.' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: (birine) sempati duymak (beslemek)
Anlamı: birini sevimli, cana yakın bulmak: 'Şahsıma karşı gerçek bir sempati besliyordu.' -R. H. Karay.
Deyim: eziklik duymak
Anlamı: kendini mahcup hissetmek.
Deyim: ferahlık duymak
Anlamı: içinin açıklığını, rahatlığını hissetmek: 'Şimdi karşımda alevden bir duvar görüyor, içimde bir ferahlık duyar gibi oluyorum.' -A. Ağaoğlu.
Deyim: gereksinme duymak
Anlamı: ihtiyacı olduğunu anlamak: 'Doğrusu ya, açık havaya, yeni yüzlere, yeni sözcüklere gereksinme duyuyorum.' -T. Uyar.
Deyim: gurur duymak
Anlamı: gururlanmak: 'Bu acıya kendi sebebiyet verdiğini hissetmekten gurur duyuyordu.' -H. E. Adıvar.
Deyim: güven duymak (beslemek)
Anlamı: güvenmek, inanmak.
Deyim: güvensizlik duymak
Anlamı: güvenmemek: 'Dikkatle dinlemiyordu bu haberleri. Aksine gittikçe artan bir güvensizlik duyuyordu söylenen sözlere.' -N. Cumalı.
Deyim: hayranlık duymak
Anlamı: çok beğenmek, tutkuyla bağlanmak: 'Her zaman, uyumayı düşündüğü anla uykuya dalması bir olan yapısına hayranlık duymuşumdur.' -A. Kutlu.
Deyim: haz duymak
Anlamı: hoşlanmak: 'O, kullanmaya alışık olduğu bu şartlı eşyasını gördükçe ve elledikçe bir haz duyardı.' -A. Ş. Hisar.
Deyim: heyecan duymak
Anlamı: heyecanlanmak.
Deyim: hicap duymak (etmek)
Anlamı: utanmak: 'Kalem aldın kaşlarını çatmaya / Hicap ettim adın sual etmeye' -Dadaloğlu.