Kelime: Düşürmek

Anlamlar:

1. Düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak

Özelliği / Tipi / Türü: -e

Örnek: "Ben şimdi buracıkta tarağımı düşürmüşüm, gördünüz mü?"

"Osman Cemal Kaygılı"

2. Değerini, fiyatını indirmek

Özelliği / Tipi / Türü: -i

3. Azaltmak

Özelliği / Tipi / Türü: -i

4. Vücuttan yavru, çocuk, taş, solucan vb. atmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Çocuk solucan düşürüyor."

5. Görevi bıraktırmak

Özelliği / Tipi / Türü: -i

Örnek: "Bakanlar kurulunu düşürmek."

6. Uğratmak

Örnek: "Tehlikeye düşürmek."

7. Değerli bir şeyi ucuz veya kolay elde etmek

Özelliği / Tipi / Türü: -i - -den

8. Zayıf bırakmak, gücünü azaltmak

Özelliği / Tipi / Türü: -i

Örnek: "Annemi verem iyiden iyiye düşürmüştü."

"Yahya Kemal Beyatlı"

İçinde Düşürmek geçen birleşik ve kökteş kelimeler: izdüşüren, solucan düşürücü, tansiyon düşürücü


Düşürmek eş anlamlısı

Düşürmek hakkında eş anlamlı kelimeler

Düşürmek eş anlamlısı

düşürmek kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : azaltmak, ıskat etmek, uğratmak


Düşürmek zıt anlamlısı

Düşürmek hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Düşürmek zıt anlamlısı

Düşürmek kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Düşürmek ile ilgili 2 örnek cümle

"Düşürmek" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Düşürmek" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Muhalefet hükümeti düşürmek istiyor

2. Bu arabayı iyi düşürdük doğrusu


Diğer dillerde Düşürmek

İngilizce: Reduce

Spanish: Reducir

German: Fallenlassen

French: Réduire

Italian: Ridurre


Düşürmek ile ilgili atasözleri

Düşürmek ile ilgili atasözleri

Aşağıda Düşürmek hakkında ve içinde Düşürmek kelimesi geçen, Düşürmek ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.


Düşürmek ile ilgili deyimler

Düşürmek ile ilgili deyimler

Aşağıda Düşürmek hakkında ve içinde Düşürmek kelimesi geçen, Düşürmek ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: açmaza getirmek (düşürmek)

Anlamı: düzen, hile yapmak, bir kimseyi oyuna getirmek, zor duruma sokmak.

Deyim: ağına düşürmek

Anlamı: tuzağına düşürmek.

Deyim: (bir şeye) gölge düşürmek

Anlamı: bir şeyin değerini veya ününü azaltacak işler yapmak: 'Bu iki yazarın usta hikâyeci vasıflarına gölge düşürmüştür.' -A. Ş. Hisar.

Deyim: (bir şeyin) izini düşürmek

Anlamı: iz düşümünü çıkarmak.

Deyim: çocuk (çocuğunu) düşürmek

Anlamı: gebe kadın çocuğunu vaktinden önce ve ölü olarak doğurmak, düşük yapmak: 'Beklenmedik acı olaydan ötürü Ayşe de çocuğunu düşürdü, ağır hastalandı.' -Halikarnas Balıkçısı.

Deyim: dehşete düşürmek

Anlamı: çok korkutmak, dehşete kapılmasına sebep olmak: 'Korkunç jestlerle yaptığı kara bulut tasvirleri bizi yeniden dehşete düşürdü.' -R. N. Güntekin.

Deyim: fırsatını düşürmek

Anlamı: kolayını bulmak.

Deyim: gönlünü düşürmek

Anlamı: âşık olmak, sevdalanmak: 'Biraz aklı olsa bizim Rabia'ya gönül düşürür mü?' -H. R. Gürpınar.

Deyim: heyecana düşürmek

Anlamı: heyecanlandırmak: 'Adına ve şimdi gördüğüm şahsiyetine zaten hayran olduğum büyük askerin bu alakası beni heyecana düşürmüştü.' -İ. A. Gövsa.

Deyim: kapana düşürmek (kıstırmak)

Anlamı: hile ile yakalamak: 'İçindekiler kendilerini ayaklarıyla bir kapana kıstırmışlardır.' -R. N. Güntekin.

Deyim: küçük düşürmek

Anlamı: değerini veya şerefini sarsmak: 'Handan'ı küçük düşürdüğünü, asıl suçun da bu olduğunu kabul etmişti.' -T. Buğra.

Deyim: maskesini düşürmek (kaldırmak)

Anlamı: gizli amaçlarını, gerçek kişiliğini ortaya çıkarmak.

Deyim: söz düşürmek

Anlamı: konuşmayı belli bir konuya getirmek.

Deyim: tansiyonu düşürmek

Anlamı: gerilimi azaltmak: 'Hiç değilse önde gelen fırkacıların tansiyonunu düşürmeyi de ümit etmişti.' -T. Buğra.

Deyim: tarih düşürmek

Anlamı: önemli sayılan bir olayın, çoğunlukla nazım biçiminde söylenen sözlerle, ebcet hesabına göre tarihini belirtmek.

Deyim: taş düşürmek

Anlamı: böbrekte oluşan kum ve taşları vücuttan atmak.

Deyim: tehlikeye düşürmek

Anlamı: sıkıntı, üzüntü veya zarar oluşturacak bir duruma sokmak.

Deyim: tertibe düşürmek

Anlamı: zarar verici bir eyleme, komploya uğratmak: 'Eski arkadaşının bir tertibe düşürüldüğünü sanmakla yanılmış.' -Y. K. Karaosmanoğlu.

Deyim: verim düşürmek

Anlamı: verimli olmaya engel olmak: 'Siyasi amaçlı ... işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler yapılamaz.' -Anayasa.