Dürmek ne demek? Dürmek sözlük anlamı nedir?
Dürmek kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Dürmek hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Dürmek
Anlamlar:
1. Bir şeyi kıvırıp silindir biçiminde kendi üzerine sarmak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Kâğıdı dürmek. Halıyı dürmek."
2. Bir şeyi üst üste katlamak
Dürmek hakkında eş anlamlı kelimeler
Dürmek eş anlamlısı
dürmek kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Dürmek hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Dürmek zıt anlamlısı
Dürmek kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Dürmek ile ilgili 2 örnek cümle
"Dürmek" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Dürmek" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Yatağı dürüp kaldırdı
2. Annesi, bohçayı dürmek, yerine koymak istedi
Diğer dillerde Dürmek
İngilizce: Roll
Spanish: Rollo
German: Drums
French: Rouler
Italian: Rotolo
Dürmek ile ilgili atasözleri
Aşağıda Dürmek hakkında ve içinde Dürmek kelimesi geçen, Dürmek ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Dürmek ile ilgili deyimler
Aşağıda Dürmek hakkında ve içinde Dürmek kelimesi geçen, Dürmek ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: açlığını öldürmek
Anlamı: açlık duygusunu yatıştırmak: 'Kaldırılmış harman yerlerinden buğday toplayıp açlığımızı öldürdük.' -O. Kemal.
Deyim: baş döndürmek
Anlamı: başarıdan, gururdan, sevinçten çok mutlu duruma getirmek, aşırı heyecanlandırmak: 'Ordu karargâhına giriş, artık bir mabede çıkılıyor gibi baş döndürür.' -F. R. Atay.
Deyim: başını döndürmek
Anlamı: 1) mutluluktan yarı sarhoş duruma getirmek; 2) kendine hayran bırakmak.
Deyim: (bir şeyi) maymuna benzetmek (çevirmek, döndürmek)
Anlamı: gülünç ve çirkin duruma sokmak.
Deyim: (bir yeri) curcunaya çevirmek (döndürmek veya vermek)
Anlamı: ortalığı karışık, gürültülü duruma sokmak.
Deyim: (bir yeri) ırgat pazarına döndürmek
Anlamı: karışık ve dağınık bir duruma getirmek.
Deyim: (birinin) yüzünü güldürmek
Anlamı: birini mutlu etmek, birine iyilik etmek: 'Bu zaferle Mustafa Kemal, ordumuzun yüzünü ağartmış, milletimizin yüzünü güldürmüştür.' -E. C. Güney.
Deyim: çarkı döndürmek
Anlamı: hlk. geçimini sağlamak.
Deyim: dalavere çevirmek (dalaveresini döndürmek)
Anlamı: yalan dolanla gizlice kötü iş görmek: 'Beyefendi dalaveresini döndüreceği yerleri adamlarından hiç kimseye söylemedi.' -Ö. Seyfettin.
Deyim: defterini dürmek
Anlamı: 1) öldürmek: 'Bir gün senin defterini dürerler bir eyyam gelir.' -Yunus Emre. 2) işine son vermek, işten çıkarmak; 3) başarısını kıskanarak yükselmesine engel olmak.
Deyim: dolap çevirmek (döndürmek)
Anlamı: hile ve dalavere ile iş yapmak: 'İleride işler yapmaya, dolaplar çevirmeye başlarsa kendi de bundan istifade edecekti.' -E. E. Talu.
Deyim: ete kemiğe dönüştürmek (büründürmek)
Anlamı: canlandırmak: 'Aşkımemnu'da Firdevs Hanım'ı inanılmaz bir başarıyla ete kemiğe dönüştürmüş.' -S. İleri.
Deyim: eteğiyle mum söndürmek
Anlamı: uygun olmayan biçimde iş yapmak, sakar olmak, üstünkörü davranmak.
Deyim: fırıldak çevirmek (döndürmek)
Anlamı: isteğini elde etmek için hileli yollara başvurmak: 'Anasının gözü kardeşi, işi gücü fırıldak çevirmek.' -A. İlhan.
Deyim: gönlünü söndürmek
Anlamı: küstürmek, kırmak, incitmek: 'Kalpsiz bir güzelliğin, fakir teyze kızlarının hayatını kırmaktan, gönlünü söndürmekten başka neye faydası var ki!' -R. N. Güntekin.
Deyim: gün geçirmek (öldürmek)
Anlamı: boş şeylerle vakit geçirmek.
Deyim: hararet kesmek (söndürmek)
Anlamı: susuzluğu gidermek.
Deyim: kahkahayı ağzında söndürmek
Anlamı: edep sınırlarını aşmamak için gülmeyi sınırlamak: 'Hâlbuki hikâyesini dinleyen eşraf efendiler, birbirlerine bakarak kahkahalarını elleriyle ağızlarında söndürmeye çalışıyorlardı.' -Ö. Seyfettin.
Deyim: kireç söndürmek
Anlamı: kireci kullanmadan önce üzerine bolca su dökerek kalsiyum hidroksit durumuna getirmek.
Deyim: kürünü öldürmek
Anlamı: hlk. gururunu kırmak, güçsüzlüğünü kabul etmek.