Kelime: Düğüm
Anlamlar:
1. İplik, ip, halat vb. bükülebilir şeyleri kıvırıp kendi üzerine veya birbirine dolayarak yapılan boğum
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
2. Anlaşılamayan, çözülemeyen karışık durum
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
3. Bilgisayar ağında başka birimlerle iletişim kurma yeteneği olan yazıcı, sunucu, bilgisayar vb. birim
Özelliği / Tipi / Türü: Bilişim
4. Edebî eserlerde çapraşık olguların çözümlenmeden önce toplandığı en büyük merak unsuru
Özelliği / Tipi / Türü: Edebiyat
5. Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan kararlı dalgalarda titreşim genliğinin sıfır olduğu noktalardan her biri
Özelliği / Tipi / Türü: Fizik
Örnek: "Ardışık iki düğüm arası bir yarım dalga uzunluğudur."
İçinde Düğüm geçen birleşik ve kökteş kelimeler: düğüm düğüm, düğüm noktası, açmaz düğümü, balıkçı düğümü
Düğüm hakkında eş anlamlı kelimeler
Düğüm eş anlamlısı
düğüm kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Düğüm hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Düğüm zıt anlamlısı
düğüm kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : çözüm
Düğüm ile ilgili 1 örnek cümle
"Düğüm" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Düğüm" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Bu düğümü çözmek zor
Diğer dillerde Düğüm
İngilizce: Node
Spanish: Nodo
German: Knoten
French: Nœud
Italian: Nodo
Düğüm ile ilgili atasözleri
Aşağıda Düğüm hakkında ve içinde Düğüm kelimesi geçen, Düğüm ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: dille düğümlenen, dişle çözülmez
Anlamı: verdiği sözü yerine getirmeyen kişi, sebebi sorulduğu zaman kendini savunmakta zorlanır.
Düğüm ile ilgili deyimler
Aşağıda Düğüm hakkında ve içinde Düğüm kelimesi geçen, Düğüm ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: boğazı düğümlenmek
Anlamı: üzüntüden boğazı tıkanmak.
Deyim: boğazında düğümlenmek
Anlamı: söylemek istediğini heyecan veya üzüntü yüzünden diyememek.
Deyim: canına tükürdüğümün (üfürdüğümün)
Anlamı: argo kızgınlık ve öfke belirten bir söz.
Deyim: dediğim dedik, öttürdüğüm (çaldığım) düdük
Anlamı: bir insanın sözünde direndiğini anlatmak için söylenen bir tekerleme: 'Adamın dediği dedik, çaldığı düdüktür. Böyle olduğu için de her istediğini yapabilen toy ve şımarık bir çocuğu hatırlatır.' -H. Taner.
Deyim: düğüm atmak
Anlamı: düğümlemek: 'Bir ağıtla mendillerinin, yazmalarının ucuna düğüm attılar.' -L. Tekin.
Deyim: düğüm düğüm olmak (düğümlenmek)
Anlamı: 1) çok karışık bir duruma gelmek; 2) birbirine geçmek; 3) içinden çıkılmaz bir durum almak.
Deyim: düğüm üstüne düğüm vurmak (atmak)
Anlamı: parasını pintilik ederek saklamak.
Deyim: düğüm vurmak
Anlamı: 1) düğümlemek; 2) parasını pintilik ederek saklamak, biriktirmek.
Deyim: düğümünü çözmek
Anlamı: anlaşılmaz bir şeyi anlaşılır duruma getirmek.
