Dolaşmak kelime anlamı nedir? Dolaşmak ne demek?
Dolaşmak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Dolaşmak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Dolaşmak
Anlamlar:
1. Gezmek, gezinmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Büsbütün gece kapanmadan şehri biraz dolaşmak istedik."
2. Doğru gitmeyip yolu uzatmak
Örnek: "Bu yoldan giderseniz çok dolaşırsınız."
3. Dönüp başka bir yönden gelmek
Örnek: "Dolaş da arka kapıdan gel."
4. Akmak
Örnek: "Damarlarında aynı kan dolaşıyor."
5. Saç, iplik vb. şeyler birbirine karışarak güç çözülür duruma gelmek
Örnek: "Saçları taranmamaktan dolaşmış."
6. Bir yeri belli bir amaçla gezmek
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Müzeleri dolaşmak."
7. Denetlemek amacıyla bir yeri gezmek
8. Nefes, el bir şey üzerinde hafifçe hareket etmek
9. Gezinmek
Özelliği / Tipi / Türü: Müzik
10. Çok kimse tarafından söylenmek
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
11. Belirmek
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Başında dolaşan bir tehlikeden bahsediyorum."
İçinde Dolaşmak geçen birleşik ve kökteş kelimeler: sarmaş dolaş
Dolaşmak hakkında eş anlamlı kelimeler
Dolaşmak eş anlamlısı
dolaşmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : gezinmek, gezmek, belirmek
Dolaşmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Dolaşmak zıt anlamlısı
Dolaşmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Dolaşmak ile ilgili 11 örnek cümle
"Dolaşmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Dolaşmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Şöyle bir dolaşmak iyi olacak
2. Kablolar dolaşmış
3. İstanbul’a Bursa üzerinden giderseniz dolaşırsınız
4. Bu yol dolaşır, siz kestirme olandan gidin
5. Buradan giriş yok, dolaşıp öteki kapıdan geliniz
6. Yürekten çıkarak dolaşan kan yeniden yüreğe gelir
7. O günlerde birtakım dedikodular dolaşmaktaydı
8. Bekçiler her gece sokakta dolaşırdı
9. Bugün müzeleri dolaşalım
10. Rüzgâr saçlarımda dolaşıyordu
11. Yüzünde bir an bir öfke dolaştığını duyumsadım
Diğer dillerde Dolaşmak
İngilizce: Walk
Spanish: Pie
German: Wandern
French: Marche
Italian: Piedi
Dolaşmak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Dolaşmak hakkında ve içinde Dolaşmak kelimesi geçen, Dolaşmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: itle dalaşmaktan çalıyı dolaşmak yeğdir
Anlamı: edepsiz kimse ile uğraşmamak için onun bulunduğu yerden uzaklaşmak gerekir.
Atasözü: köpekle dalaşmaktan çalıyı dolaşmak yeğdir
Anlamı: edepsiz kimse ile uğraşmamak için onun bulunduğu yerden uzaklaşmak gerekir.
Dolaşmak ile ilgili deyimler
Aşağıda Dolaşmak hakkında ve içinde Dolaşmak kelimesi geçen, Dolaşmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ağızdan ağıza dolaşmak (geçmek)
Anlamı: bir söz herkes arasında söylenilmek: 'Gazeteye yansıyan haber ağızdan ağıza geçerken açıklığını hemen hemen tamamen kaybetmiştir.' -Halikarnas Balıkçısı.
Deyim: arkasında dolaşmak (gezmek)
Anlamı: bir işi yaptırmak için ilgili veya yetkili bir kimsenin uğradığı yerlere giderek görüşme fırsatı aramak.
Deyim: ayağı (ayakları) dolaşmak
Anlamı: yürürken telaştan ayakları birbirine takılmak.
Deyim: ayağına dolanmak (dolaşmak)
Anlamı: 1) başkasına yapmayı tasarladığı kötülük kendi başına gelmek; 2) iş yapmakta olan birine engel olmak, yürümesine engel olmak.
Deyim: ayakaltında dolaşmak
Anlamı: bir işe yaramadığı hâlde herkesin işine engel olacak bir biçimde ortalıkta dolaşmak.
Deyim: (birinin) peşinde dolaşmak (gezmek)
Anlamı: bir amaçla birisini izlemek: Tarlayı satın almak için peşinde dolaşıyor.
Deyim: dili dolaşmak
Anlamı: korku, heyecan, hastalık, utangaçlık, sarhoşluk gibi sebeplerle şaşırarak söyleyeceğini karıştırmak: 'Vehbi Dedenin kendini dinlediğinin farkına varır varmaz dili dolaştı.' -H. E. Adıvar.
Deyim: dillerde dolaşmak (gezmek)
Anlamı: her yerde kendisinden söz edilmek: 'Hangi hanım, dillerde gezen aşk maceralarından dolayı mevkisinden düşüyor?' -H. C. Yalçın.
Deyim: doktor doktor gezmek (dolaşmak)
Anlamı: tedavide çabuk ve kesin sonuç almak ümidiyle birçok doktora başvurmak: 'Çare bulunsun diye az mı ebe kapısı çaldılar, doktor doktor gezdiler?' -A. İlhan.
Deyim: dolap beygiri gibi dönüp durmak (dolaşmak)
Anlamı: dar bir çevrede hep aynı işi yapmak: 'Bir dolap beygiri gibi dönüp dolaşarak ağaçları, çiçekleri sulardım.' -R. N. Güntekin.
Deyim: dönüp dolaşmak
Anlamı: 1) uzun süre gezmek; 2) mec. arayış içinde olmak, her çareye başvurmak: 'Yirmi sene hep aynı renkler içinde dönüp dolaştık.' -B. R. Eyuboğlu.
Deyim: elden ele dolaşmak (gezmek)
Anlamı: iyi nitelikleri dolayısıyla çok ilgi görmek, çok beğenilmek: 'Gönülden Sesler, Meşrutiyet gençliğinin elden ele dolaşan kitabı idi.' -Y. Z. Ortaç.
Deyim: eli ayağı (ayağına) dolaşmak
Anlamı: şaşırmak, telaşlanmak: 'Hastasını muayene ederken başında bulundular mı, hele söz söylediler mi eli ayağı dolaşır, ya kalbi bulamaz ya nabzı şaşırır.' -A. İlhan. 'Şaşkınlıktan eli ayağına dolaşarak pencerelere koştu ve orada gördüğü manzara karşısında donakaldı.' -E. Şafak.
Deyim: eteği ayağına dolaşmak
Anlamı: eli ayağı dolaşmak.
Deyim: ev ev dolaşmak (gezmek)
Anlamı: her eve uğrayarak dolaşmak.
Deyim: kapı kapı dolaşmak (gezmek)
Anlamı: 1) ev ev gezmek; 2) bir yerlere sürekli girip çıkmak: 'Elbette öyle ama sen böyle panik hâlinde kapı kapı dolaşırsan, teşkilatta muhalefet var sanıp gerçekten de bir temizliğe başlayabilirler.' -A. Ümit. 3) iş aramak için her yere başvurmak.
Deyim: karış karış dolaşmak
Anlamı: her yeri gezmek: 'Ben Türk köylerini karış karış dolaştım, bilirim.' -A. Gündüz.
Deyim: kucaktan kucağa dolaşmak (gezmek)
Anlamı: kadın, pek çok kişiyle yasal olmayan ilişkide bulunmak.
Deyim: orası senin, burası benim dolaşmak (gezmek)
Anlamı: durmadan gezip dolaşmak.
Deyim: ruh gibi dolaşmak
Anlamı: hiçbir şeyin farkında olmadan yaşamak.