Din ne demek? Sözlük anlamı nedir?
Din kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Din hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Din
Kökeni: "Arapça dīn" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Din bilgisi
Örnek: "Her dinin mabetleri bütün müminlere açıktır."
2. Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen
Özelliği / Tipi / Türü: Din bilgisi
Örnek: "Yazık ki bu sanat ve din bahsinde bana arkadaşlık edecek kültürde değil."
3. İnanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü, kült
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
İçinde Din geçen birleşik ve kökteş kelimeler: din adamı, din baronu, din birliği, din dışı, din erki, din felsefesi, dini bütün, gizli din, Hak dini
2. C.G.S. sisteminde 1 gramlık bir kütlenin hızını saniyede 1 santimetre artıran güç birimi: Bir nevton 105 din'e eşittir
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Fizik
3. Bir şeyin en yüksek ve sivri noktası
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Halk ağzında
İçinde Din geçen birleşik ve kökteş kelimeler: din doruğu
4. İlmek
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Halk ağzında
Din hakkında eş anlamlı kelimeler
Din eş anlamlısı
din kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Kült , Diyanet , İlmek
Din hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Din zıt anlamlısı
Din kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Din ile ilgili 3 örnek cümle
"Din" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Din" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. O dinine bağlıdır
2. İslam dini, dinde son gerçekliktir
3. Sevmek de bir dindi ona göre
Diğer dillerde Din
İngilizce: Religion
Spanish: Religioso
German: Religion
French: Religion
Italian: Religione
Din ile ilgili atasözleri
Aşağıda Din hakkında ve içinde Din kelimesi geçen, Din ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: acı (kötü) söz insanı (adamı) dinden çıkarır, tatlı söz yılanı inden çıkarır
Anlamı: gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir.
Atasözü: aç tavuk kendini arpa (buğday) ambarında sanır
Anlamı: insanlar, yokluğunu, yoksulluğunu çektikleri şeyler için olmayacak hayaller, düşler kurar.
Atasözü: ağanın gözü, yiğidin sözü
Anlamı: çalışanlarını gereği gibi yöneten ve çalıştıran kişi iyi bir yöneticidir, sözünün eri olan kimse de yiğittir.
Atasözü: ağlar gözden, sahte sözden kendini sakın
Anlamı: kendini acındıranlardan kork.
Atasözü: akıllar gelin olmuş, herkes kendininkini beğenmiş
Anlamı: insan kendi aklını, düşüncesini başkasınınkinden üstün görür.
Atasözü: at ile avrat yiğidin bahtına
Anlamı: kişinin satın aldığı attan ve evlendiği kadından memnun kalıp kalmayacağı önceden kestirilemez, her ikisi de talihine kalmıştır.
Atasözü: at yiğidin yoldaşıdır
Anlamı: bir insanın atı daima onun yanındadır ve zor anlarında ona yardım eder.
Atasözü: ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek
Anlamı: babadan kalan mal kalıcı değildir, çabuk biter; kişinin gerçek malı, kendi çalışmasıyla elde ettiği maldır.
Atasözü: atın dorusu, yiğidin delisi
Anlamı: atın doru renkli olanı, kişinin ise gözünü budaktan esirgemeyeni makbuldür.
Atasözü: atın ürkeği, yiğidin korkağı
Anlamı: at da kişi de hep tehlike içinde imişler gibi uyanık olmalıdırlar.
Atasözü: az söyle çok dinle
Anlamı: kişinin gereksiz konuşmaktansa az konuşması ve konuşulanları dinlemesi daha iyidir.
Atasözü: baş yastığı baş derdini bilmez
Anlamı: insanın derdi içindedir, en yakını bile onu anlamaz.
Atasözü: bazı dingil döner bazı teker
Anlamı: karşılıklı ilişkilerde her iki tarafa da zaman zaman söz söyleme hakkı doğar.
Atasözü: bir dokun bin ah işit (dinle) (kâseifağfurdan)
Anlamı: insanları konuşturmak için biraz dertlerini deşmek yeter.
Atasözü: bir mum al da derdine yan
Anlamı: başkalarıyla uğraşacağına kendi durumunu düşün.
Atasözü: bir söyle on dinle
Anlamı: az konuşup çok dinlemek yararlı olur.
Atasözü: borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek
Anlamı: borçlu ve dertli bir biçimde yaşanılmaz; borçtan kurtulmanın yolu onu vermek, onulmaz dertten kurtulmanın çıkar yolu ise ölmektir.
Atasözü: borç yiğidin kamçısıdır
Anlamı: borç, kişiyi daha çok çalışmaya zorlar.
Atasözü: caminin (mescidin) mumunu yiyen kedinin gözü kör olur
Anlamı: kendisini yetiştiren kimsenin malına hıyanet eden, el uzatan kimse cezasını bulur.
Atasözü: derdin yoksa söylen, borcun yoksa evlen
Anlamı: derdi olmayan kimse önemsiz şeyleri kendisine dert edinerek söylenir, borcu olmayan kimse de evlenirken birçok şey satın almak zorunda kaldığı için borçlanır.
Din ile ilgili deyimler
Aşağıda Din hakkında ve içinde Din kelimesi geçen, Din ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: anlayıp dinlemek
Anlamı: bir olayı iyice anlamak.
Deyim: ateş almaya mı geldin?
Anlamı: uğradığı yerden hemen gitmeye kalkan kimseye sitem olarak söylenen bir söz.
Deyim: atma Recep, din kardeşiyiz
Anlamı: argo 'söylediklerin hep yalan, abartma ancak biz bunun farkındayız' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: başını dinlemek
Anlamı: kafasını dinlemek: 'Robenson, akıllı Robenson'um / Ne imreniyorum sana bilsen / Göstersen adana giden yolu / Başımı dinlemek istiyorum' -C. S. Tarancı.
Deyim: başının derdine düşmek
Anlamı: başka bir şeyle ilgilenmeyecek kadar sıkıntılı durumda bulunmak.
Deyim: (bir işe) kendini vermek (vurmak veya çalmak)
Anlamı: bir şeye bütün varlığıyla bağlanmak, başka her şeyle ilgisini kesip tek şeyle aşırı ölçüde ilgilenmek: 'Sattım dükkânı, verdim kendimi tiyatroculuğa.' -N. Hikmet.
Deyim: (bir şeyi, kendini) siper etmek
Anlamı: 1) kendini veya bir şeyi korumak amacıyla bir başka şeyi siper olarak kullanmak: 'Tuğla harmanındaki ameleler durup ellerini gözlerine siper ederek etrafı aradılar.' -S. F. Abasıyanık. 2) bir şey veya bir kimse için kendini tehlikeye atmak: 'Siper ederek etrafı aradılar.' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: (bir şeyi) meslek edinmek
Anlamı: 1) bir işi meslek olarak yapacak bilgi ve beceriyi kazanmak; 2) mec. bir şeyi yapmayı alışkanlık hâline getirmek.
Deyim: (bir şeyin) derdine düşmek
Anlamı: yapılması gereken bir şeyi gerçekleştirmenin yollarını aramak.
Deyim: (bir yerden) kendini dar atmak
Anlamı: güçlükle ve ivedi olarak bir yere sığınmak, kaçmak: 'Zavallı ihtiyarlar, sabah oldu mu bir yangından kaçar gibi kendilerini evden dar atıyorlar, gece yarısına kadar kahvede oturuyorlar, kavga ediyorlar, uyukluyorlardı.' -R. N. Güntekin.
Deyim: (bir yere) kendini atmak
Anlamı: vakit geçirmeden hemen gitmek.
Deyim: (birine, bir şeye) kendini adamak
Anlamı: kendini vermek: 'Kendini bir ülkeye adayacak her kişi, bir kere bu yoldan geçmeli.' -N. Meriç.
Deyim: (birine) haddini bildirmek
Anlamı: sert bir karşılıkla uslandırmak, yola getirmek, cezalandırmak: 'Pestil gibi yerlerde uzandığıma bakma, anam, ben şu huysuza haddini bildirirdim.' -N. Hikmet.
Deyim: (birinin) derdini deşmek (depreştirmek)
Anlamı: derdini hatırlatıp yeniden üzülmesine yol açmak.
Deyim: can derdinde olmak
Anlamı: zor bir durumdan kurtulmaya çalışmak: 'Herkes can derdinde, ben de Şahin'in ardına düşmüşüm.' -Y. K. Beyatlı.
Deyim: canının derdine düşmek
Anlamı: ölüm korkusuna kapılmak.
Deyim: canının derdine düşmek
Anlamı: canından başka bir şey düşünemeyecek kadar sıkıntıda olmak.
Deyim: cankulağı ile dinlemek
Anlamı: çok dikkatli dinlemek: 'Atölyede duyduğum kelimeleri, cümleleri cankulağı ile dinliyor, bunları aynen Fransızlar gibi kullanmak için can atıyordum.' -B. R. Eyuboğlu.
Deyim: ce demeye mi geldin?
Anlamı: şaka 'bu kadar az oturmaya mı geldin?' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: derde (derdine) derman olmak
Anlamı: soruna çözüm bulmak, sıkıntıyı geçirmeye çare göstermek: 'Hurşit Bey seni ağırlar, derdine derman olur.' -Y. Kemal.