Dili ne demek? Dili nedir?
Dili kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Dili hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Dili
Anlamlar:
Dili hakkında eş anlamlı kelimeler
Dili eş anlamlısı
dili kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Dili hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Dili zıt anlamlısı
Dili kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Dili
İngilizce: Language
Spanish: Idioma
German: Sprache
French: Langue
Italian: Lingua
Dili ile ilgili atasözleri
Aşağıda Dili hakkında ve içinde Dili kelimesi geçen, Dili ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: borçlunun dili kısa gerek
Anlamı: borcu olan kimse, alacaklısına karşı ileri geri konuşmamalı, aşağıdan almalıdır.
Atasözü: buğday ekmeğin yoksa buğday dilin de mi yok?
Anlamı: görüştüğün kimseyi ağırlayacak, onun istediklerini yapacak durumda olmayabilirsin ama tatlı dille onun gönlünü hoş edebilirsin.
Atasözü: bülbülün çektiği dili belası
Anlamı: ilerisi düşünülmeden söylenen söz insanın başına dert açabilir.
Atasözü: dili olsa da söylese (anlatsa)
Anlamı: cansız nesneler konuşabilseler bazı olaylara tanıklık da edebilirler.
Atasözü: dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim
Anlamı: kişinin başına ne gelirse dilini tutmamasından gelir.
Atasözü: dilin cirmi küçük, cürmü büyük
Anlamı: dil küçük bir nesnedir ama söylediği kötü sözlerle kişinin başını belaya sokarak büyük suç işler.
Atasözü: dilin kemiği yok
Anlamı: insan doğru veya yanlış her şeyi söyleyebilir.
Atasözü: dilini eşek arısı soksun
Anlamı: hoşa gitmeyen bir şey konuşan kimseye söylenen bir ilenme sözü.
Atasözü: dilsizin dilinden anası anlar
Anlamı: başkalarının kolay kolay anlayamadıkları şeyi, her gün onunla uğraşan kimse çok kolay anlar.
Atasözü: insanın eti yenmez, derisi giyilmez; tatlı dilinden başka nesi var
Anlamı: insan kendisini ancak tatlı diliyle sevdirebilir.
Atasözü: sofrada elini, mecliste dilini sakla
Anlamı: topluluk içinde kendini denetle, aşırı davranışlarda bulunmaktan kaçın, açgözlülük ve gevezelik etme.
Atasözü: tebdilimekânda ferahlık vardır
Anlamı: sağlık veya görev değişikliği nedeniyle bir yerden başka bir yere gitmek huzur sağlar.
Dili ile ilgili deyimler
Aşağıda Dili hakkında ve içinde Dili kelimesi geçen, Dili ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ağzı dili (ağzı) kurumak
Anlamı: 1) susuz kalmak; 2) konuşamaz duruma gelmek: 'Ağzım dilim kurudu, kız yalvara yalvara' -Halk türküsü.
Deyim: ağzı dili bağlanmak
Anlamı: herhangi bir sebeple konuşamaz olmak.
Deyim: ağzı dili tutulmak
Anlamı: 1) konuşamamak; 2) beklenmedik bir durum karşısında heyecanlanmak, hayranlık duymak: 'Kızları gördün, ağzın dilin tutuldu gayri.' -N. Cumalı.
Deyim: ağzı var dili yok
Anlamı: 1) 'pek sessiz, kendi hâlinde' anlamında kullanılan bir söz: 'Benim gibi ağzı var dili yok bir kadınla ne zevkleniyorsunuz?' -B. Felek. 2) 'konuşamayan, derdini anlatamayan' anlamında kullanılan bir söz: 'Hey zavallı balık, diyor, ağzın var dilin yok.' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: (birinin) ağzını dilini bağlamak
Anlamı: birini konuşamaz duruma getirmek: 'O şıllık basmış büyüyü, adamcağızın ağzını dilini bağlamıştı.' -R. N. Güntekin.
Deyim: (birinin) diline düşmek
Anlamı: yermek veya alay etmek amacıyla birinin kötü veya yanlış davranışını sürekli söylemek: 'Mahallede acubelerin diline düşmekten korkuyorum.' -P. Safa.
Deyim: (birinin) dilini bağlamak
Anlamı: bir kimseyi herhangi bir sebeple söz söyleyemez duruma getirmek, susmak zorunda bırakmak: 'Ortağım burada kocama basmış büyüyü, basmış büyüyü. Dilini, ağzını bağlamış adamcağızın.' -R. N. Güntekin.
Deyim: (birinin) tebdili şaşmak
Anlamı: ne yapacağını bilememek, telaşa kapılmak: 'Haydar'ın kılıcını görenin tebdili şaşar.' -Y. Kemal.
Deyim: dili açılmak
Anlamı: herhangi bir sebeple konuşmayan kimse konuşmaya başlamak.
Deyim: dili ağırlaşmak
Anlamı: hastalık sebebiyle güçlükle söz söyleyebilmek, güçlükle konuşmak: 'Hastaya bazı şeyler soruyor. Fakat anlaşılır cevaplar alamıyordu. Birkaç saatin içinde kaynımın dili ağırlaştı.' -H. R. Gürpınar.
Deyim: dili alışmak
Anlamı: çok kullandığı bir söze alışmak: 'Bizim moruk ertesi güne devrisi der de ondan dilim alışmış.' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: dili (başka bir dile) çalmak
Anlamı: bir kimsenin konuşması başka bir dile benzemek.
Deyim: dili bir karış dışarı çıkmak (sarkmak)
Anlamı: koşmaktan, yürümekten ve yorulmaktan çok susamak: 'Koştu koştu da dili bir karış sarktı.' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: dili bir karış (olmak)
Anlamı: fazla konuşan, her söze karşılık veren.
Deyim: dili boğazına akmak
Anlamı: konuşamaz olmak, sesi soluğu çıkmamak: 'Kılıcı görünce dili boğazına aktı hayranlığından.' -Y. Kemal.
Deyim: dili çözülmek
Anlamı: konuşamayan veya susan kişi konuşmaya başlamak: 'Aslında ben çok az konuşan biriyim. Dilimin böyle birdenbire çözülmesi çok garip.' -İ. Aral.
Deyim: dili damağına yapışmak (dili damağı kurumak)
Anlamı: susuzluktan ağzı kurumak, çok susamak: 'Kupkuru dili damağına yapışıyor, boğazından midesine doğru...' -E. E. Talu.
Deyim: dili (dilinin) döndüğü kadar
Anlamı: söyleyebildiği kadar, anlatma gücünün elverdiği ölçüde: 'Mademki çocuk terbiyesi hakkında konuşmak istiyorsunuz, dilimin döndüğü kadar söyleyeyim.' -S. Ayverdi.
Deyim: dili dolaşmak
Anlamı: korku, heyecan, hastalık, utangaçlık, sarhoşluk gibi sebeplerle şaşırarak söyleyeceğini karıştırmak: 'Vehbi Dedenin kendini dinlediğinin farkına varır varmaz dili dolaştı.' -H. E. Adıvar.
Deyim: dili dönmemek
Anlamı: 1) bir sözü doğru, düzgün söylemeyi becerememek: 'Üstelik ben dilim dönmezken armağan ettiğim çiçeklerle konuşmuyor muyum?' -R. Mağden. 2) amacını iyi anlatamamak.