Kelime: Dev
Kökeni: "Farsça dīv" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Korkunç, çok iri ve olağanüstü güçlü masal yaratığı
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Abdülhak Hamit Bey, fevkalbeşer bir devden daha güzel bir mahluktur."
2. Olağanüstü irilikte olan
Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat
Örnek: "Dev vücudu içinde bir genç kız hassasiyeti taşıyor."
3. Çok büyük, çok önemli
Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat - Mecaz Anlam
Örnek: "Dev şirketler. Dev bir yazar."
İçinde Dev geçen birleşik ve kökteş kelimeler: dev anası, dev aynası, dev dalga, dev köpek balığıgiller

Dev hakkında eş anlamlı kelimeler
Dev eş anlamlısı
dev kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!

Dev hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Dev zıt anlamlısı
Dev kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Dev ile ilgili 3 örnek cümle
"Dev" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Dev" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Kentte dev yapılar çoğaldı
2. Onun gibi dev yazarlar az bulunur
3. Karşımızda dev gibi sorunlar var
Diğer dillerde Dev
İngilizce: Giant
Spanish: Gigante
German: Riese
French: Géant
Italian: Gigante

Dev ile ilgili atasözleri
Aşağıda Dev hakkında ve içinde Dev kelimesi geçen, Dev ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: araba devrilince (kırıldıktan sonra, kırılınca) yol gösteren çok olur
Anlamı: iş işten geçtikten sonra verilen öğüdün değeri yoktur.
Atasözü: bir tutam ot deveye hendek atlatır
Anlamı: ufak bir para veya iyilik insana güç işler yaptırır.
Atasözü: bir vuruşla ağaç devrilmez
Anlamı: olumlu bir sonuç elde etmek için, tek bir girişimle yetinmemeli, o işe devam edilmelidir.
Atasözü: cahile söz (laf) anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür (zordur)
Anlamı: ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın deve hendekten atlatılamaz, cahile söz anlatmak bundan da zor bir şeydir.
Atasözü: çıngıraklı deve kaybolmaz
Anlamı: nerede olsa varlığını gösteren kimse unutulmaz.
Atasözü: çuvaldız yurdusu (gözü) kadar yerden deve denli soğuk girer
Anlamı: 1) soğuk küçücük bir delikten bile girebilir ve rahatsızlık verebilir; 2) bazı küçük olaylar büyük olaylara yol açabilir.
Atasözü: derdi veren devasını da verir
Anlamı: her sıkıntının, üzüntünün bir çaresi vardır.
Atasözü: deve bir akçeye, deve bin akçeye
Anlamı: çok ucuza alınmayan bir şey gerekli olduğunda çok pahalıya alınabilir.
Atasözü: deve boynuz ararken kulaktan olmuş
Anlamı: elindekiyle yetinmeyip daha çoğunu arayan, elindekinden de olur.
Atasözü: deve büyüktür amma beşini bir eşek yeder
Anlamı: insan görünüşte büyük olmakla akıl büyük olmaz, bir akıllı birçok az akıllıyı arkasından sürükler.
Atasözü: deve deve yerine çöker
Anlamı: yitirilen değerli kimsenin, elden çıkan değerli şeyin yeri boş kalmaz.
Atasözü: deve Kâbe'ye gitmekle hacı olmaz
Anlamı: gerekli niteliklerden yoksun olan kişi, biçimsel işler yapmakla kişiliğine değer kazandıramaz.
Atasözü: deve yerine deve çöker
Anlamı: değerli bir kimseden boşalacak yeri ancak o değerde olan başka bir kimse doldurabilir.
Atasözü: deveci ile görüşen kapısını yüksek açmalı
Anlamı: yüksek makam sahibi kimselerle ilgisi olanlar durumlarının gerektirdiği özveriyi göze almalıdırlar.
Atasözü: deveci ile konuşan kapısını büyük açar
Anlamı: yüksek makam sahibi kimselerle ilgisi olanlar durumlarının gerektirdiği özveriyi göze almalıdırlar.
Atasözü: deveden büyük fil var
Anlamı: herhangi bir konuda söz sahibi olanlardan daha büyük, daha yetkili biri mutlaka vardır.
Atasözü: devenin derisi eşeğe yük olur
Anlamı: zengin ne kadar fakir düşse de yoksula göre yine varlıklıdır.
Atasözü: deveye bindikten sonra çalı ardına gizlenilmez
Anlamı: herkesin gözü önündeki bir olayı şöyle böyle yorumlarla gizlemeye çalışmak boşunadır.
Atasözü: deveye burç gerek olursa boynunu uzatır
Anlamı: kişi kendisine gerek olan şeyi elde etmek için yorgunluğa katlanmalıdır.
Atasözü: deveye 'inişi mi seversin, yokuşu mu?' demişler; 'düz yere mi (düze kıran mı) girdi?' demiş
Anlamı: bir işin kolay yapılabilmesi için bir yol varken zor yolu seçmek doğru olmaz.

Dev ile ilgili deyimler
Aşağıda Dev hakkında ve içinde Dev kelimesi geçen, Dev ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: aklını başına almak (toplamak, devşirmek)
Anlamı: akılsızca davranışlarda bulunmaktan kendini kurtarmak: 'Burası Ankara değil, aklını başına al, uslu otur.' -R. H. Karay.
Deyim: aklını devşirmek
Anlamı: aklı başına gelmek.
Deyim: başına devlet (talih) kuşu konmak
Anlamı: beklemediği büyük bir nimeti ele geçirmek.
Deyim: bin derde deva
Anlamı: 1) pek çok işe yarayan; 2) her sıkıntıyı gideren.
Deyim: (bir şeyi) deve yapmak (etmek)
Anlamı: başkasının malını kendine mal etmek: 'Onu soyup soğana çevirecek, babasından kalan evleri, dükkânları birtakım maceralar yüzünden deve yapacaktı.' -O. C. Kaygılı. 'Allem ettiler kallem ettiler sonunda bizim eşeği deve ettiler.' -Halikarnas Balıkçısı.
Deyim: boyu devrilsin (devrilesi)
Anlamı: 'ölsün' anlamında kullanılan bir ilenme sözü.
Deyim: çam devirmek
Anlamı: karşısındakine dokunacak veya kötü bir sonuç doğuracak söz söylemek: 'Bu hoppa oğlan, karısına ne diller dökecek, ne potlar kıracak, ne çamlar devirecekti.' -H. R. Gürpınar.
Deyim: dağ (dağları) devirmek
Anlamı: çok zor işleri başarmak.
Deyim: derdine deva bulmak
Anlamı: sıkıntıyı çözümlemek, atlatmak, çaresizliği yenmek: 'Ağlamak, dertleşmek, dertlerine deva bulmak ihtiyacı her zamankinden fazla idi.' -A. Gündüz.
Deyim: dev adımlarla ilerlemek
Anlamı: çok çabuk ilerlemek, üst üste başarılar göstermek.
Deyim: dev gibi
Anlamı: iri ve korkunç: 'O kadar kaba saba, öyle dev gibi bir adamdı ki...' -A. Gündüz.
Deyim: deve dişi gibi
Anlamı: 1) iri görünüşlü; 2) sıradan olmayan, tanınmış, güçlü.
Deyim: deve gibi
Anlamı: 1) uzun boylu; 2) hantal.
Deyim: deve kuşu gibi başını kuma sokmak (gömmek)
Anlamı: 1) bir tehlike, bir olay karşısında yararlı olmayacağı apaçık ortada olan kaçamak bir yola sapmak; 2) başkalarını aldattığını sanarak kendisini aldatmak.
Deyim: deve kuşu gibi (yüke gelince kuş, uçmaya gelince deve)
Anlamı: uygun şartlarda terslik çıkaran.
Deyim: deve kuşuluk etmek
Anlamı: deve kuşu gibi başını kuma sokup gerçeklerden uzak duracağını sanmak: 'Bu harekete sadece şımarık gözü ile bakmak deve kuşuluk etmek olur.' -H. Taner.
Deyim: deve nalbanda bakar gibi
Anlamı: alay hiç görmediği, bilmediği bir şeye bakar gibi.
Deyim: deve olmak
Anlamı: para veya yiyecek kaybolmak.
Deyim: devede kulak (kulak gibi) kalmak
Anlamı: 1) çok az önemi olmak, söz etmeye değer bulmamak: 'Kitaptan öğrendikleri, hayattan gözlediklerinin yanında devede kulak kalır.' -S. Birsel. 2) yetersiz, çok küçük veya az olmak: 'Tekaüt aylıkları günün ihtiyaçları karşısında devede kulak gibi kalıyordu.' -R. N. Güntekin.
Deyim: deveye hendek atlatmak
Anlamı: birine yapılması çok zor, hemen hemen imkânsız olan işleri yaptırabilmek: 'Görülüyor ki insanlara bir şeyi anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür.' -S. Birsel.