Kelime: Dayanmak
Anlamlar:
1. Bir yere yaslanmak, kendini dayamak
Özelliği / Tipi / Türü: -e
Örnek: "Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor."
2. Bir şeyin üzerinde kurulmuş olmak
Örnek: "Karşılıklı bilmece sormaya dayanan seyirlik oyunlar da vardır."
3. Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar görmemek
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Bu gemi fırtınaya iyi dayanır."
4. Varmak, ulaşmak
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Bu haber ortalığa yayılır yayılmaz banknotlarını kapan bankaya dayanıyor."
5. Bütün gücünü kullanarak bir işi yapmak
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "İki genç, kırarcasına küreklere dayandılar."
6. Bir iş sonunda birinin veya bir şeyin üzerinde kalmak
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Bu proje sonunda bize dayanacak."
7. Birinden, bir şeyden güç almak, güvenmek, istinat etmek
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Laikliği korumak için kanun kuvvetine mi, eğitim ve telkin kuvvetine mi dayanmalıyız?"
8. Uzun süre kullanılmaya uygun olmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz - Mecaz Anlam
Örnek: "Bu kumaş çok dayandı."
9. Tutunmak, karşı durmak, karşı koymak, mukavemet etmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz - Mecaz Anlam
Örnek: "Merkezde Akhisar'ın, Bergama'nın da henüz dayandığını öğrendiler."
10. Yetişmek, yeter olmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
11. Güç bir duruma katlanmak, çekmek, sabretmek, tahammül etmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz - Mecaz Anlam
Örnek: "Kazılmış mezarın önüne geldiklerinde daha fazla dayanamayıp oracığa çöktü."

Dayanmak hakkında eş anlamlı kelimeler
Dayanmak eş anlamlısı
dayanmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : yeter olmak, yetişmek, ulaşmak, varmak, tahammül etmek, sabretmek, çekmek, istinat etmek, güvenmek, birinden, dayanıklı olmak, mukavemet etmek, tutunmak, karşı koymak, karşı durmak

Dayanmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Dayanmak zıt anlamlısı
Dayanmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Dayanmak ile ilgili 16 örnek cümle
"Dayanmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Dayanmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Sarhoş, arkadaşına dayanmaktaydı
2. Çocuğun ayakkabısı iyi dayandı
3. Ağaçlar yeğin fırtınaya dayanmıştı
4. Yük, iki üç sandığa dayanmıştı
5. Bunu yasaya dayanarak yaptık
6. Düşman biraz daha dayanmak için bütün gücünü kullanıyordu
7. Çamura çöken kağnıya herkes bir yandan dayandıysa da kağnı çıkarılamadı
8. Bu çirkinliğe dayanmak olanaksız
9. Yaptıkların burama dayandı artık
10. Kayıkçı küreklere dayandı ama dalga hızı kesiyordu
11. Ordumuz 9 Eylülde İzmir’e dayanmıştı
12. Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz?
13. Nöbet bize dayanmak üzereyken kurtulduk
14. Paramız bir ay iyi dayandı
15. Gaza bir dayandım, araba sıçradı
16. Rakıya bir dayandık, on dakikada sarhoş olduk
Diğer dillerde Dayanmak
İngilizce: Take
Spanish: Tomar
German: Durchhalten
French: Prendre
Italian: Prendere

Dayanmak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Dayanmak hakkında ve içinde Dayanmak kelimesi geçen, Dayanmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Dayanmak ile ilgili deyimler
Aşağıda Dayanmak hakkında ve içinde Dayanmak kelimesi geçen, Dayanmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: bıçak kemiğe dayanmak
Anlamı: çekilen sıkıntı artık katlanılamayacak bir duruma gelmek: 'Bıçak kemiğe dayandı mı başkaldırır, canını sakınmaz, hakkını ister.' -A. Ağaoğlu.
Deyim: gaza basmak (dayanmak)
Anlamı: 1) harekete geçirmek veya hızını artırmak için motorlu taşıtın gaz pedalına basmak; 2) mec. bir işi hızlandırmak.
Deyim: gelip çatmak (dayanmak)
Anlamı: vakti gelmek, kaçınılmaz olmak: 'Ayrılık günleri geldi dayandı.' -Âşık Veysel. 'Konser günü gelip çattığındaysa stadyumda mahşeri bir kalabalık vardı.' -M. Mungan.
Deyim: kapıya dayanmak
Anlamı: 1) gelip çatmak: 'Kış kapıya dayandı, daha kömür alamadık.' -R. N. Güntekin. 2) bir şey elde etmek için bir yeri, bir kimseyi zorlamak, göz korkutmak: 'Bereket versin ki padişahın cellatları kapıya dayanmadılar.' -İ. O. Anar.
Deyim: yumurta kapıya dayanmak (gelmek)
Anlamı: yapılacak iş için zaman çok daralmak.