Kelime: Daralma

Anlamlar:

1. Daralmak işi

Özelliği / Tipi / Türü: Isim

Örnek: "Yeni bir aşkın eşiğindeymiş gibi bir daralma vardı yüreğinde."

"Necati Cumalı"

2. Geniş ünlülerin, yanlarındaki bazı ünsüzlerin etkisiyle darlaşması: geymek > giymek, yene > yine gibi

Özelliği / Tipi / Türü: Dil bilgisi

İçinde Daralma geçen birleşik ve kökteş kelimeler: anlam daralması, bellek daralması


Daralma eş anlamlısı

Daralma hakkında eş anlamlı kelimeler

Daralma eş anlamlısı

daralma kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Daralma zıt anlamlısı

Daralma hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Daralma zıt anlamlısı

Daralma kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Diğer dillerde Daralma

İngilizce: Narrowing

Spanish: Estrecho

German: Verengung

French: Étroit

Italian: Stringimento


Daralma ile ilgili atasözleri

Daralma ile ilgili atasözleri

Aşağıda Daralma hakkında ve içinde Daralma kelimesi geçen, Daralma ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: kul sıkışmayınca (daralmayınca, bunalmayınca) Hızır yetişmez

Anlamı: yardım hep en zor anda gelir.


Daralma ile ilgili deyimler

Daralma ile ilgili deyimler

Aşağıda Daralma hakkında ve içinde Daralma kelimesi geçen, Daralma ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: başı daralmak

Anlamı: para yönünden sıkıntıya, darlığa düşmek: Başınız daralırsa beni arayın.

Deyim: göğsü daralmak (tıkanmak)

Anlamı: 1) güçlükle nefes almak; 2) mec. içi sıkılmak: 'Öteden beri yola yüzü yoktu. Hele yokuşları karşıdan gördüğü vakit göğsü tıkanırdı.' -R. N. Güntekin.

Deyim: içi daralmak

Anlamı: sıkılmak, bunalmak: 'Hayvan aklıma geldikçe içim daralıyor dayı.' -N. Kurşunlu.

Deyim: içine daralma gelmek

Anlamı: sıkıntı basmak, sıkılmak: 'Hava kararmaya yüz tutunca, içine bir daralma geliyor çocuğun.' -A. Kulin.

Deyim: nefesi kesilmek (daralmak veya tutulmak)

Anlamı: 1) güç soluk alacak duruma gelmek veya soluğu büsbütün durmak: 'Nefesi daralıyor, yüzü kızarıyor, böğrüne bir ağrı giriyor ve yol ona gittikçe uzuyordu.' -M. Ş. Esendal. 2) mec. bunalmak, sıkılmak: 'İki güzel filmin arkasından peş peşe on tane moloz film sıralanınca insanın nefesi kesiliyor.' -B. R. Eyuboğlu. 3) mec. hayran kalmak, etkilenmek.

Deyim: ufku daralmak

Anlamı: ileriyi görememek, bakış açısı geniş olmamak.

Deyim: yüreği daralmak

Anlamı: sıkılmak, bunalmak, içi daralmak: 'Yusuf bütün olayları korkuyla, yüreği daralarak izliyordu.' -Y. Kemal.