Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Adım adım yaklaşıyoruz diye duyurdu: Türkiye'yi küresel enerjinin merkezi haline getireceğiz


Google News

Yayınlama: 8 ay önce

Son güncelleme: 8 ay önce

Okuma süresi: 3 dakika

Son Dakika Haberleri İnternet - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Soçi ziyareti sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tahıl koridorunun yeniden faaliyete geçmesi için Rusya'nın 2 isteği olduğunu açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ana hatları şöyle: Soçi ziyaretimizi değerli dostum Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin'in davetine istinaf olarak tamamladık.

Görüşmelerimizde Rusya ile ikili ilişkilerimizi, bölgesel ve küresel gelişmeleri detaylı bir şekilde ele aldık ve önümüzdeki döneme ilişkin görüş alışverişinde bulunduk. Şu anda 69 milyar dolar olan ticaret hacmimizde büyümeyi sürdürmek istiyoruz.

Ortak çabalarımızla hedefimiz 100 milyar dolara ulaşmak.

Görüşmemizde hem heyetler arası görüşmemizde hem de ikili olarak gerçekleştirdiğimiz akşam yemeği toplantısında ekonomik ilişkilerimizin bu doğrultuda tüm yönlerini ele aldık.

Karşılıklı saygı temelinde kurduğumuz kurumlar arası diyaloğun faydalarını hem ikili ilişkilerimizde hem de bölgesel ve küresel düzeyde gördük.

Bildiğiniz gibi bunun en güzel örneği, küresel gıda kriziyle mücadeleye önemli katkı sağlayan Karadeniz Girişimi'dir. İşletmenin yeniden canlanması tüm dünya için bir önceliktir.

Bu konuda Birleşmiş Milletler ile yakın temas halindeyiz.

Bildiğiniz gibi bu ay Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'muz var.

Orada Guterres ile tekrar görüşmeler yapacağız ve bu konuları görüşeceğiz.

Genel Sekreter Sayın Guterres'in çabalarını takdir ettiğimizi ve desteklediğimizi de tekrarlamak isterim.

Katkılarımız sonucunda Birleşmiş Milletler, Girişimin yeniden canlanmasının önünü açacak yeni bir paket hazırlamıştır.

Bu yeni öneri paketinin teknik boyutu, Dışişleri Bakanım tarafından Moskova ziyareti sırasında Rus mevkidaşı Lavrov ile görüşüldü.

Bugün Sayın Putin ile konuyu detaylı bir şekilde görüştüm. İnşallah kısa sürede beklentileri karşılayacak iyi bir sonuca ulaşırız.

Türkiye'nin Ukrayna'da devam eden savaş konusundaki tutumu açıktır. İlk günden beri barışı, diyaloğu ve diplomasiyi hep savunduk.

Daha fazla kan dökülmesini önlemek için çok çalıştık.

Sorunu büyütmek ve yangına körükle gitmek yerine her iki tarafın da ortak bir zeminde buluşmasını sağlamaya çalıştık. 1,5 yıldır devam eden savaş maalesef hala devam ediyor.

Ufukta umut verici bir barış ihtimali de yok.

Türkiye olarak, savaşın galibinin, barışın kaybedeninin olmayacağını, taraftarlar istediğinde üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu bir kez daha dile getirdik.

Esir değişimleri ve Zaporijya Nükleer Santrali'nde yaptığımız gibi kolaylaştırıcı rolümüzü de sürdüreceğiz.

Temennimiz, iki komşumuza ve bölgemize zarar veren bu savaşın uluslararası hukuk temelinde adil ve kalıcı bir barışla sonuçlanmasıdır.

Soçi'deki görüşmelerimizde Suriye, Güney Kafkasya, Libya ve Afrika'daki son gelişmeler hakkında da görüş alışverişinde bulunduk.

Bugünkü temaslarımızın başta Türkiye ve Rusya olmak üzere bölgemizin iyiliğine vesile olmasını diliyorum.

Teşekkürler.

ARAP AŞİRETLERİ BU YERLERİN GERÇEK SAHİPLERİDİR Uria'daki Deyrizor'da Arap aşiretleri ile PKK'lı YPG'li teröristler arasındaki çatışma bir süredir devam ediyor.

Bu konu özellikle Putin'le görüşmenizde gündeme geldi mi?

Olanlar hakkındaki görüşünüz nedir?

Aslında Sayın Putin konuyu gündeme getirmedi.

Kısa bir özeti şöyle açtım ve Suriye'deki bu gelişmelerde Arap aşiretlerinin PKK ve YPG'ye karşı bir bütün haline geldiğini, hatta artık katılımın artmasıyla Arap aşiretlerinin güçlendiğini görüyoruz.

Putin, Arap aşiretlerinin bölgenin sahipleri olarak bir araya gelerek terör örgütüyle mücadele etmesinin önemli olduğunu söyledi.

Yunanistan nefesini tuttu: Yerapetrit'in tek bir amacı var...

Hakan Fidan'ın habere dikkat çeken analizine bakın Şu anda yaşananlar, Arap aşiretlerinin birlik ve beraberlik içinde topraklarını koruma hamlesidir, bu bir adımdır.

Bu açıdan yaşananları önemli buluyorum.

Arap kabileleri bu yerlerin gerçek sahipleridir.

Buraların gerçek sahipleri bu terör örgütleri değildir.

Ne PKK ne de YPG buraların sahibi, onlar sadece terörist.

PKK ve YPG'ye karşı bir araya gelen aşiretlerin tavrı onurlu bir namus mücadelesidir.

Hem milli hem de yerli.

Terör örgütünün bölge halkı için ne kadar büyük bir tehlike olduğu bir kez daha görülmüştür.

Umarım bir terör örgütünü başka bir terör örgütüyle yok etmek mümkün olmamıştır.

Terör örgütü PKK\/YPG'yi destekleyen ülkeler, terör faaliyetleriyle bölge halklarının yaşam hakkını tanımadıklarını görmelidir.

PKK\/YPG'nin terör faaliyetleri ve ülkemizi tehdit eden faaliyetler hakkında ABD ve Rusya'yı sürekli bilgilendiriyoruz.

Bu terör örgütünün Deyrizor'daki petrolün kontrolü için yapmayacağı hiçbir katliam veya terör faaliyeti yoktur.

Bu konuda muhatap ülkelere gerekli uyarıları yaptık, yapıyoruz.

ABD'nin bu terör örgütüne yaptığı mühimmat ve silah yardımının bölge barışına hizmet etmediği görülmüştür.

Terör örgütüne verilen her silah, bölgede akan kanın devam ettirilmesine, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün bozulmasına hizmet etmektedir.

SURİYE İLE NORMALLEŞME ADIMLARISuriye ile normalleşme adımları kapsamında bakanlar ve bürokratlar düzeyinde toplantılar gerçekleştirildi.

Rusya'nın normalleşmeyi desteklediğine dair açıklamalar da yapıldı.

Sayın Putin ile bu konu gündeme getirildi mi?

Normalleştirme adımlarında bir hızlanma var mı? Öncelikle şunu söyleyeyim; Maalesef Esad, normalleşmemiz konusunda Türkiye-Rusya-İran-Suriye formatında atılan adımları uzaktan, tribünlerden izliyor.

Yani işin içinde değil.

Biz ise Suriye'nin de buna dahil olacağını umarak bu çalışmalara kapılarımızı açtık ve 'Biz buna hazırız' dedik ama Suriye tarafında hala olumlu bir tutum yok.

Sürecin devamında da masadaki yerlerini alacaklarını ümit ediyoruz.

Terörle mücadele, siyasi süreç, mültecilerin güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşü, dışişleri bakanlarının dörtlü toplantısında kapsamlı bir şekilde tartışılıyor.

Bu konularda ilerleme kaydedilirse Suriye rejimiyle ilişkilerin normalleşmesi mümkündür.

Başından beri Suriye rejimi ile Dörtlü Sürecin ön koşulsuz olması gerektiğini söyledik.Biz bu sürecin kademeli olarak, daha önce de belirttiğim gibi, ön koşulsuz olarak ilerletilmesi gerektiğini düşündük.

Bunun olabilmesi için Suriye rejiminin sahadaki gerçeklere uygun hareket etmesi ve sürece zarar verebilecek yaklaşımlardan kaçınması çok önemli.

Bildiğiniz gibi bu süreçten temel beklentimiz terörle mücadelede somut adımlar atılmasıdır.

Ayrıca gönüllü ve güvenli geri dönüşler için gerekli koşulları yaratmak ve BM himayesinde siyasi süreci canlandırmaktır.

Bu alanlardaki iyileştirmeler, sürecin ilerlemesine yardımcı olacaktır.

Ancak daha önce de belirttiğim gibi sınırlarımızı ve vatandaşlarımızı tehdit eden terör unsurları ortadan kaldırılmadan ve nüfus hareketliliği riskleri ortadan kaldırılmadan güvenliğimizi ön planda tutan yaklaşımımızı değiştirmek mümkün değildir.

Türkiye, komşularının toprak bütünlüğünden yanadır.

Suriye'de iç savaşın başından beri bu ülkenin toprak bütünlüğüne yönelik en büyük tehdidin bu ülkede üslenen terör örgütleri olduğunu söylüyoruz. Ülkemizi tehdit eden terör örgütleriyle mücadelemiz, son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar devam edecektir.

Suriye'nin kuzeyini Türkiye'yi tehdit eden terör örgütlerinden temizlemek için o bölgedeyiz.

RUSYA'NIN TAHIL KOROSUNDAKİ KOŞULLARI Sayın Cumhurbaşkanı, Tahıl Koridoru nedeniyle dünyanın gözü sizin toplantınızdaydı.

Birleşmiş Milletler'in önerisi nedir?

Rusya'nın iki özel isteği var.

Bunlardan biri, Rus Ziraat Bankası Ziraat Bankası'nın SWIFT sistemine bağlanmasıdır. Şu anda, yaptırımlar nedeniyle, Rus bankaları SWIFT sisteminden çıktı.

Bildiğiniz gibi, bu ülke yılda 120-130 milyon ton tahıl ihraç ediyor.

Putin basın toplantısında 62 yıldır satış yaptıklarını da söyledi.

Satışın devam etmesi için iki şeyin olması gerekiyor.

Birincisi satış sonucunda paranın alınması, ikincisi ise taşımacılıkta kullanılan gemilerin sigortalı olması gerekmektedir.

Malları Avrupa veya diğer limanlara taşıyabilmek için gemilerin sigortalanması gerekir.

Yaptırımlar nedeniyle İngiltere merkezli sigorta şirketi gemileri sigortalamıyor.

Rus bankalarının SWIFT sisteminden çıkarılması nedeniyle, her ikisi de Ruslar tarafından mümkün olması gereken para transferi yoktur. Şimdi Birleşmiş Milletler biraz geride başlayan bir pozisyonla, Türkiye'nin sürekli katkısıyla süreci bir noktaya getirdi.

Son olarak, 28 Ağustos'ta, BM Genel Sekreteri Gutteres, Rusların istediği gibi doğrudan SWIFT değil, SWIFT işleminden kaynaklanacak bir aracı mekanizma öneren bir mektup gönderdi.

Sigorta konusunda da çalıştıklarını söylediler. İYİ Parti'den Adnan Beker'den seçim itirafı: Kazansaydık bakanlıklar kuramazdık, Allah ülkeyi korudu Haberi görüntüle Putin'in Soçi'ye gitmesinden önce ABD Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı. \Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşmiş Milletler, hayat kurtaran tahıl girişimine aracılık eden çalışmaları için Türkiye'ye minnettardır\ dedi.

Bununla birlikte, hem SWIFT davasında hem de sigortacılıkta, Batı'nın Rusya hakkında çok farklı bir görüşü var.

Sayın Putin şimdi farklı görüşleri nedeniyle, 'Bana karşı görevlerini yerine getirmiyorlar, yerine getirmedikleri için de bu konuda onlarla ortak çalışmayacağım' diyor.

Yüzde 14'ü Afrika'ya gidiyor.


Yorumlar

Yorum Yap
Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya Rus gazı Vladimir Putin Suriye ekonomi Kemal Kılıçdaroğlu Meral Akşener muhalefet Soçi Türkiye Tahıl Koridoru Hakan Fidan İbrahim Kalın CHP Irak