çökmek Türkçe sözlük anlamı ne demek?
çökmek kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, çökmek hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: çökmek
Anlamlar:
1. Bulunduğu düzeyden aşağı inmek, çukurlaşmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Toprak çökmek. Yol çökmek."
2. Üzerinde bulunduğu yere yıkılmak
Örnek: "Tavan çökmek. Döşeme çökmek. Ev çökmek."
3. Çömelmek
Özelliği / Tipi / Türü: -e
4. Oturmak, birdenbire oturmak
Özelliği / Tipi / Türü: -e
Örnek: "Soluk soluğa yere çöktü."
5. Deve, sığır vb. olduğu yere oturmak
Örnek: "Boz renkli bir kaya, tıpkı çökmüş bir hecin sırtını andırıyordu."
6. Şakak, avurt vb. içeri doğru girmek, çukurlaşmak
Örnek: "Kadının yanakları daha fazla çöktü."
7. Basmak, yayılmak
Örnek: "Geceleri bazen öyle bir sessizlik çöküyor ki muharebenin bu yerlerde olduğuna insanın inanamayacağı geliyor."
8. Sis, duman vb. inerek kaplamak
Örnek: "Alaca karanlıklar çökerken köşk bahçesinin parmaklıklarında görünmektedir."
9. Sarsılıp dinçliğini yitirmek
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Şayet iradesiz bir adamsanız az zamanda çürüyüp çökmeniz pek mümkündür."
10. Tortu dibe inmek
11. Son bulmak, yıkılıp dağılmak
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Bir gün vatan çöktü ve millî mabetler istila edildi."
12. Yoğun bir biçimde duymak
Özelliği / Tipi / Türü: -e - Mecaz Anlam
Örnek: "Mustafa Kemal'in içine ilk defa bu lisede vatan kaygısı çöktü."
çökmek hakkında eş anlamlı kelimeler
çökmek eş anlamlısı
çökmek kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Yayılmak , Basmak , Çukurlaşmak , Şakak , Çömelmek
çökmek hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
çökmek zıt anlamlısı
çökmek kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
çökmek ile ilgili 11 örnek cümle
"çökmek" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "çökmek" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Köprü ve yol, selden dolayı çökmüş
2. Bir apartman çökmüş
3. Dağlara duman çökmüştü
4. Çeşmenin başına çöküp elini yüzünü yıkadı
5. Doyan inek çöküp geviş getirmeye başladı
6. Odaya girip bir koltuğa çöktü
7. Birkaç gün içinde avurtları çökmüştü
8. Tarihte birçok devletin çöktüğü yazılıdır
9. Ayrılığın acısı içine çökmüştü
10. Onu bu kez çökmüş buldum
11. İçine çöken acıyı kolayca yok edemezdi
Diğer dillerde çökmek
İngilizce: Collapse
Spanish: Colapso
German: Absturz
French: Effondrement
Italian: Crollo
çökmek ile ilgili atasözleri
Aşağıda çökmek hakkında ve içinde çökmek kelimesi geçen, çökmek ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
çökmek ile ilgili deyimler
Aşağıda çökmek hakkında ve içinde çökmek kelimesi geçen, çökmek ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: acısı içine (yüreğine) çökmek (işlemek)
Anlamı: 1) bir şeyin acısını derinden duymak; 2) kötü bir şey olacağını düşünerek önceden üzülmek.
Deyim: ağırlık basmak (çökmek)
Anlamı: 1) gevşeklik ve uyku gelmek; 2) ağır bir hava kaplamak; 3) sessizlik oluşmak: 'Yavaş yavaş bir ağırlık çöktü. Bir sakinlik herkesi kapladı.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: avurtları çökmek (birbirine geçmek)
Anlamı: çok zayıfladığı yüzünden belli olmak: 'Hüdai, Bayram'ın avurtları çökmüş solgun yüzüne bakarak bir varsayım yapmıştı.' -A. Kulin.
Deyim: beli çökmek
Anlamı: kamburlaşmak.
Deyim: diz çökmek
Anlamı: 1) dizlerini yere koyarak oturmak: 'Beni dinleyin deyip hemen önümüze diz çöktü.' -S. M. Alus. 2) dize gelmek.
Deyim: durgunluk çökmek
Anlamı: sessiz, sakin duruma girmek: 'Posta kâtibi eskiden çok sert bir adamdı. Fakat gitgide ona garip bir durgunluk çökmüştü.' -R. N. Güntekin.
Deyim: fenalık geçirmek (gelmek veya çökmek)
Anlamı: kendini bilmeyecek veya bayılacak bir duruma gelmek: 'Ben biraz fenalık geçirdim de eczaneden rica ettik.' -B. Felek.
Deyim: gönlü çökmek
Anlamı: yaşama gücü azalmak, ruhsal dengesi bozulmak.
Deyim: hüzün çökmek
Anlamı: hüzünlenmek: 'O anda yalnız kahveye değil neredeyse bütün Niksar'a hüzün çöker, lambaların ışığı solgunlaşırdı.' -C. Külebi.
Deyim: ıssızlık çökmek
Anlamı: ıssız, tenha duruma gelmek, tenhalaşmak.
Deyim: içine baygınlıklar çökmek
Anlamı: sıkıntı, fenalık basmak: 'Şevki, ekmek öpüp çocukları üzerine yemin ettikçe onun içine baygınlıklar çöküyordu.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: içine hüzün çökmek
Anlamı: kederlenmeye, hüzünlenmeye başlamak: Eski bayramlar gibi olmuyor, hüzün çöküyor içimize.
Deyim: içine kuşku çökmek
Anlamı: içten içe şüphesi yoğunlaşmak.
Deyim: kâbus basmak (çökmek)
Anlamı: 1) kötü rüya görmek; 2) büyük sıkıntı, korku duymak.
Deyim: karanlık basmak (çökmek)
Anlamı: hava kararmak: 'Akşamdı, ortalığa hafif bir karanlık çökmüştü.' -R. N. Güntekin. 'Tekrar ana yola geldiğim zaman karanlık basmıştı.' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: kasvet basmak (çökmek)
Anlamı: çok sıkılmak, içi daralmak: 'Gündüzün bu saatinde, tiyatroya ağır bir kasvet çökmüş.' -P. Safa.
Deyim: omuzları çökmek
Anlamı: bitkin, perişan ve yıkılmış bir durumda olmak.
Deyim: ölüm sessizliği çökmek
Anlamı: yoğun ve derin bir sessizlik kaplamak: 'Masanın başına oturduğum zaman ortalığa gerçekten ölüm sessizliği çöktü.' -R. N. Güntekin.
Deyim: rehavet çökmek (basmak)
Anlamı: gevşeklik, ağırlık duymak ve uyumak istemek: 'Bütün asabıma bir rehavet çöktü, gözlerim kapandı.' -N. Hikmet.
Deyim: tavan başına çökmek (yıkılmak)
Anlamı: beklenmeyen bir durum karşısında şaşırıp kalmak: 'Gelmeyecek mi? Neden gelmedi? diye sordukları vakit tavan başıma yıkılıyordu.' -M. Ş. Esendal.