çıkarmak ne demek? çıkarmak anlamı nedir?
çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, çıkarmak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: çıkarmak
Anlamlar:
1. Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
Özelliği / Tipi / Türü: -den
2. Sonunu getirmek
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Bu para ile ayı çıkarırız."
3. Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek
Özelliği / Tipi / Türü: -i
4. Bulmak, ortaya koymak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Yalanını çıkarmak. Yanlışını çıkarmak."
5. Hatırlamak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Adamı nereden tanıdığımı tam olarak çıkarmaya çalıştım."
6. Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek
Özelliği / Tipi / Türü: -i - -den
Örnek: "Öfkesini benden çıkardı."
7. Sağlamak, elde etmek
Özelliği / Tipi / Türü: -i - -den
Örnek: "Ekmeğini taştan çıkarmak."
8. Gibi göstermek, bir davranış yüklemek
Özelliği / Tipi / Türü: -i - Nesnesiz
Örnek: "Birini hırsız çıkarmak. Suçlu çıkarmak."
9. Sindirim yolundan dışarı atmak, kusmak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Sonunda dayanamayıp o gece ne yediyse çıkardı."
10. İlgisini keserek uzaklaştırmak
11. Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "İhtiyar hatun, onun ayakkabılarını ve ceketini çıkarıp çekilip gitmişti."
12. Yayımlamak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Gençlerin tenkitlerini gördü, yeni çıkardıkları edebiyat tarihlerini karıştırdı."
13. Gidermek
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Lekeyi çıkarmak."
14. Yapmak, üretmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Bu terzi çok iş çıkarıyor."
15. Sunmak
Özelliği / Tipi / Türü: -e - Nesnesiz
Örnek: "Konuklara çerez çıkardı."
16. Göstermek
Özelliği / Tipi / Türü: -e - -i
Örnek: "Sosyeteye bir ustabaşıyı kocam diye çıkaracaksın."
17. Bir müzik parçasını notalarıyla çalmak
Özelliği / Tipi / Türü: -i - -le
Örnek: "Yeni öğrendiği bir tangoyu piyanoda tek parmakla çıkarmaya çalışan İlhami..."
18. Yollamak, göndermek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Bir adam çıkarıp oğlunu yanına getirtti."
19. Boşaltmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik."
20. Resim yapmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
21. Fotoğraf çektirmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
22. Söylemek
Özelliği / Tipi / Türü: -i - Mecaz Anlam
Örnek: "Bu dedikoduyu ortaya mutlak bizim arkadaş çıkarmıştır."
23. Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek
Özelliği / Tipi / Türü: -i - -den - Matematik
çıkarmak hakkında eş anlamlı kelimeler
çıkarmak eş anlamlısı
çıkarmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : elde etmek, sağlamak, hatırlamak, sezmek, anlamak, gidermek, tarh etmek, söylemek, yayımlamak, göndermek, yollamak, göstermek, sunmak, üretmek, yapmak, soymak, giysi, boşaltmak, ortaya koymak, bulmak, ortaya koymak, yol açmak
çıkarmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
çıkarmak zıt anlamlısı
çıkarmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : sokmak, gömmek
çıkarmak ile ilgili 27 örnek cümle
"çıkarmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "çıkarmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Kalemi çıkardı. Cebinden kalemi çıkardı. Atı ahırdan avluya çıkardı
2. Onun yalanını çıkarmak istemezdim
3. Ayakkabıyı çıkardı
4. Kışı çıkarmak için kömür kalmadı
5. Bu sözcüğü duydum ama anlamını çıkarmak zor şimdi
6. Çocuk kızamık çıkarıyor
7. Oğul, doğrusu seni zor çıkardım
8. Bu işin acısını benden çıkarmak istediler
9. Bu yaz denizin keyfini çıkarmak istiyorum
10. Başını pencereden çıkarıp bağırdı
11. Bu pazar öğrencileri kıra çıkarmak istiyoruz
12. İçindekini çıkarmak için ters zaman seçtin
13. Çalışkandır, geçimini çıkarmak için her işi yapar
14. Çocuk yediğini çıkardı
15. Bu lekeyi çıkarmak zor olacak
16. Şimdi de beni kabahatli çıkarmak istiyorsun
17. Onu işinden çıkarmışlar
18. Dergi çıkarmak istiyor
19. Bomba patlatarak karışıklık çıkarmak istemişler
20. Onu getirmek üzere yola bir adam çıkarmışlardı
21. Çağrılılara yemek çıkarmışlardı
22. Yirmiden beş çıkarmak, yirmiyi beş eksiltmektir
23. Akşama değin çok az iş çıkardık
24. Yeni duyduğu ezgiyi piyanoda çıkarmak istiyordu
25. Karısı olarak çıkardığına bak, ne çirkinmiş!
26. Çocuğu ağaca çıkarmak güç oldu
27. İşi düze çıkarmak da bana düşer
Diğer dillerde çıkarmak
İngilizce: Take
Spanish: Tomar
German: Entfernen
French: Prendre
Italian: Prendere
çıkarmak ile ilgili atasözleri
Aşağıda çıkarmak hakkında ve içinde çıkarmak kelimesi geçen, çıkarmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
çıkarmak ile ilgili deyimler
Aşağıda çıkarmak hakkında ve içinde çıkarmak kelimesi geçen, çıkarmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: acısını çıkarmak
Anlamı: 1) acılığını yok etmek: Soğanın acısını çıkarmak. 2) mec. uğradığı maddi veya manevi zararı karşılayacak bir iş yapmak: 'Bunca gecikmişliğe rağmen o günlerin acısını çıkarabilmesine imkân tanımalıydı.' -E. Şafak. 3) mec. öç almak: 'Ustanın kendisini küçük burjuva münevveri diye aşağılık görmesinin acısını çıkarıyor.' -N. Hikmet.
Deyim: adını çıkarmak
Anlamı: kişi hakkında kötü bir niyetle asılsız söylentiler yaymak: 'Kadın durmadan vır vır eder, yakınır diye adımızı çıkarmışlar.' -A. Erhat.
Deyim: adını ...-ye çıkarmak
Anlamı: bir kişinin sahip olmadığı niteliklerle tanınmasına yol açmak: Adını deliye çıkardılar.
Deyim: ağzından baklayı çıkarmak
Anlamı: baklayı ağzından çıkarmak.
Deyim: ahkâm çıkarmak
Anlamı: kendi düşüncelerine dayanarak birtakım yargılara varmak.
Deyim: akıldan çıkarmak
Anlamı: 1) düşünmemek; 2) unutmak.
Deyim: anlam çıkarmak
Anlamı: 1) bir cümleden veya metinden yeni ve değişik bir anlam yakalamak; 2) mec. yersiz ve gereksiz bir yargıya varmak, yanlış değerlendirmek; bir söze, söyleyenin aklından geçmeyen bir anlam vermek.
Deyim: arabasını düze çıkarmak
Anlamı: karşılaştığı güçlükleri yenip işini kolay yürür duruma getirmek.
Deyim: arada çıkarmak
Anlamı: başka işler arasında bir işi de yapıvermek.
Deyim: aradan çıkarmak
Anlamı: birçok işten birini yapıp bitirivermek.
Deyim: askıya çıkarmak
Anlamı: evlenecek kimselerin durumunu nüfus kayıtlarının bulunduğu yerde askı yoluyla ilan etmek.
Deyim: baklayı ağzından çıkarmak
Anlamı: açık söylemekten kaçındığı bir sorunu sonunda açıklamak: 'Bırak muamma konuşmayı / Çıkar ağzından baklayı / Bahtımız aydınlanıversin' -C. S. Tarancı.
Deyim: başına çıkarmak
Anlamı: şımartmak, çok yüz vermek.
Deyim: başına iş çıkarmak
Anlamı: istenilmeyen veya uğraştırıcı bir işe yol açmak.
Deyim: başını çıkarmak
Anlamı: bitki filizlenmeye başlamak.
Deyim: baştan çıkarmak
Anlamı: 1) kötü yola sürüklemek, doğru yoldan saptırmak: 'Perihan adında bir bayan, bizim güveyi dans arasında ayartıp baştan çıkarmış.' -M. Ş. Esendal. 2) karşı cinsi bir ilişkiye ikna etmek.
Deyim: bela çıkarmak
Anlamı: kavga çıkarmak.
Deyim: (bir durumu) açığa çıkarmak
Anlamı: ortaya çıkarmak, gözler önüne sermek, anlaşılır duruma getirmek: 'Yolsuzluklarını açığa çıkarması bardağı taşıtan damla oldu.' -H. Topuz.
Deyim: bir koyundan iki post çıkarmak
Anlamı: olması gerekenden daha fazla elde etmek.
Deyim: (bir şeyi) kuvveden fiile çıkarmak
Anlamı: düşünülen, tasarlanan şeyi gerçekleştirmek.