çakmak nedir? TDK Türkçe sözlük anlamı ne demek?
çakmak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, çakmak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: çakmak
Anlamlar:
1. Taşa vurulup kıvılcım çıkarılan çelik parçası
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Nasıl oldu bilmem, eğilip yakarken çakaralmaz çakmak kıvılcım çıkardı."
2. Çelik, taş, cam, plastik vb. maddeden yapılmış gaz veya benzinle dolu tutuşturma aleti
3. Tabanca veya tüfeklerde bulunan tetik düzeni
Özelliği / Tipi / Türü: Eskimiş
İçinde çakmak geçen birleşik ve kökteş kelimeler: çakmak taşı
2. Kuruduğunda kalın kabuk bağlayan kabarcıklarla beliren ve genellikle yüzde çıkan bir deri hastalığı
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Tıp
3. Vurarak sokup yerleştirmek
Özelliği / Tipi / Türü: -e - -i
Örnek: "Çiviyi tahtaya çakmak."
4. Çivi ile tutturmak
Örnek: "İsa'nın ruhu eğer bugün içinden çıkmış olduğu yere inerek bu sahneyi görseydi, kim bilir patriklerini hangi oduna çakardı."
5. Kazık çakıp hayvan bağlamak
Örnek: "Atı çayıra çakmak."
6. Bir şeyi başka bir şeye sürtmek, vurmak veya çarpmak
7. Parıldamak, ışık vermek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
8. Saplamak
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Bir tanesi altısına yeterken, ben altı kurşunu bir tanesine çakıverdim."
9. Sezinlemek, anlamak, farkına varmak
Özelliği / Tipi / Türü: Teklifsiz konuşmada
Örnek: "Vallahi çaktı mı çakmadı mı anlayamadım. Parasını aldı, tüydü."
10. İçki içmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz - Argo
11. Anlamak, bilmek
Özelliği / Tipi / Türü: -den - Argo
Örnek: "Ay, bu kadın İngilizceden de çakıyor mu?"
12. Vurmak
Özelliği / Tipi / Türü: -i - Argo
13. Sınavda başarısız olmak
Özelliği / Tipi / Türü: -den - Argo
14. Kabul etmeyeceği bir şeyi kurnazlıkla kabul etmesini sağlamak
Özelliği / Tipi / Türü: Argo
Örnek: "Kalp parayı birisine çakmak."
İçinde çakmak geçen birleşik ve kökteş kelimeler: çakaralmaz, çakmak çakmak
çakmak hakkında eş anlamlı kelimeler
çakmak eş anlamlısı
çakmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : saplamak , vurmak , bilmek , anlamak , farkına varmak
çakmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
çakmak zıt anlamlısı
çakmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
çakmak ile ilgili 15 örnek cümle
"çakmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "çakmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Eskiden benzinli çakmaklar vardı
2. Çiviyi duvara çakmak için çekiç yoktu
3. Levhayı ağaca çaktılar
4. İki kez çaktım, ama çakmak yanmadı
5. Atı çayıra çakıp geldi
6. Ona birkaç tokat çakmak gerekmişti
7. Sahte doları bir bankaya çakıp geldiler
8. Durumu hemen çakmıştım
9. Kürek çekmekten az buçuk çakarım
10. Çalışmadı, bu yıl çakacağı belliydi
11. Dün akşam birkaç kadeh çakmıştım
12. Kıyıda bir deniz feneri çakıyordu
13. İki çakarsam kendini yerde bulursun
14. Bir çakar almazı var, sür sür gitmez, ikide birde bozulur
15. Bu çakar almazla kuş avlanır mı?
Diğer dillerde çakmak
İngilizce: Lighter
Spanish: Ligero
German: Feuerzeug
French: Léger
Italian: Leggero
çakmak ile ilgili atasözleri
Aşağıda çakmak hakkında ve içinde çakmak kelimesi geçen, çakmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
çakmak ile ilgili deyimler
Aşağıda çakmak hakkında ve içinde çakmak kelimesi geçen, çakmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: beyninde şimşekler çakmak
Anlamı: 1) çok üzülmek, sarsılmak; 2) zihninde birden bir düşünce doğmak.
Deyim: bir fende kazık kakmak (çakmak)
Anlamı: bir bilgi veya bilim dalında saplanmış kalmak: 'Bir fende kazık kakmaktansa hepsinden birer parça malumat kapma fikrinde idi.' -H. R. Gürpınar.
Deyim: dünyaya kazık çakmak (kakmak)
Anlamı: tkz. çok uzun ömürlü olmak, çok yaşamak.
Deyim: gözleri çakmak çakmak (olmak)
Anlamı: ateşli hastalık veya öfkeden gözleri kızarmış ve parlamış (olmak): 'Avuçları ateş gibi fersiz gözleri çakmak çakmak dört dönüyordu.' -H. E. Adıvar.
Deyim: gözlerinde şimşek çakmak
Anlamı: aşırı parlamak: 'Bazen kara gözlerinde şimşekler çakıyordu.' -R. Enis.
Deyim: gözünde (gözlerinde) şimşek (şimşekler) çakmak
Anlamı: 1) sert ve şiddetli darbe yüzünden göz önünde yıldızlar oluşmak; 2) çok sevindiğini belli etmek: 'Zehra'yı Haşim'e almayı düşünürken, oğlanın gözlerinde nasıl şimşek çakmıştı.' -H. E. Adıvar. 3) çok kızmak, öfkelenmek: 'Eski oyuncunun gözlerinde şimşekler çaktı, yutkundu.' -H. E. Adıvar. 4) çok üzücü bir sebeple sarsılmak.
Deyim: hulus (huluslar) çakmak
Anlamı: dalkavukluk etmek, yaranmaya çalışmak: 'Bunlar aşiret reislerine hulus çakmışlar, hep alttan almışlar belki rüşvetlerini de yemişler ve onları şımartmışlardı.' -N. F. Kısakürek.
Deyim: imzayı basmak (çakmak)
Anlamı: tkz. imzalamak, imza etmek.
Deyim: kafasında şimşek çakmak
Anlamı: beyninde şimşek çakmak.
Deyim: kibrit çakmak
Anlamı: kibriti yakmak için bir yere sürtmek.
Deyim: laf çakmak (çarptırmak, dokundurmak)
Anlamı: üstü kapalı bir biçimde karşısındakine bir şeyler ima etmek: 'Gözüne gelini ilişince açıktan açığa olmasa bile öfkesini ondan almak için laf çaktı.' -O. Kemal.
Deyim: merhaba çakmak
Anlamı: hlk. selamlamak: 'Kişileri kendi adıyla anmıştım, ona buna, yardımına koşan bunca kişilere bir merhaba çakayım diye.' -A. Erhat.
Deyim: pata çakmak
Anlamı: argo askerce selam vermek.
Deyim: selam çakmak
Anlamı: tkz. selam vermek.
Deyim: sınıfta çakmak
Anlamı: argo sınıfta kalmak.
Deyim: şimşek çakmak
Anlamı: şimşek oluşmak: 'Üst üste birkaç şimşek çakıyor.' -A. İlhan.