Kelime: Buca

Anlamlar:

1. İzmir iline bağlı ilçelerden biri

Özelliği / Tipi / Türü: Isim


Buca eş anlamlısı

Buca hakkında eş anlamlı kelimeler

Buca eş anlamlısı

buca kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Buca zıt anlamlısı

Buca hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Buca zıt anlamlısı

Buca kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Diğer dillerde Buca

İngilizce: Buca

Spanish: Buca

German: Buca

French: Buca

Italian: Buca


Buca ile ilgili atasözleri

Buca ile ilgili atasözleri

Aşağıda Buca hakkında ve içinde Buca kelimesi geçen, Buca ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: kız kucakta, çeyiz bucakta

Anlamı: kız daha beşikte veya kundakta iken çeyiz düzmeye başlamak gerekir.


Buca ile ilgili deyimler

Buca ile ilgili deyimler

Aşağıda Buca hakkında ve içinde Buca kelimesi geçen, Buca ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: bucak bucak aramak

Anlamı: her yerde aramak: 'Sizi bucak bucak arayan ölüm, nihayet izinizi bulup karşınıza dikildi mi?' -A. N. Asya.

Deyim: bucak bucak kaçmak

Anlamı: bir olay, bir durum veya bir kimseyle karşılaşmamaya çalışmak: 'Sen gerçek hayattan bucak bucak kaçıyorsun.' -A. Kulin.

Deyim: cehennemin bucağı (dibi)

Anlamı: çok uzak yer: 'Var git de ne hâlin varsa gör! Cehennemin dibine kadar yolun var!' -N. Hikmet. '... inerseniz çok büyük sevaba girmiş olursunuz. Yoksa bilirsiniz ki ben, cehennemin bucağı olsa giderim...' -O. C. Kaygılı.

Deyim: dünyanın dört bucağı

Anlamı: dünyanın her yanı, her yönü: Dünyanın dört bucağından gelen gezginler...

Deyim: dünyanın kaç bucak (köşe) olduğunu göstermek (anlamak)

Anlamı: dünyada ne gibi güçlükler olduğunu bildirmek (anlamak), insanın başına neler gelebileceğini öğretmek veya öğrenmek.

Deyim: iki ayağını bir pabuca sokmak

Anlamı: birini bir işi hemen yapması için çok sıkıştırmak: 'Nerelerdesiniz, İhsan Bey? Hem sabah sabah iki ayağımı bir pabuca sokuyorsunuz hem ortalarda görünmüyorsunuz.' -A. İlhan.

Deyim: köşe bucağa dağılmak

Anlamı: 1) her tarafa yayılmak: 'Köşe bucağa dağılmış ürkek hizmetçilerini çağırır.' -A. Erhat. 2) darmadağın olmak.

Deyim: köşe bucak kaçmak (saklanmak)

Anlamı: kimseye görünmek istememek: 'Anası köşe bucak kaçıyor, tenha bir yer buldukça hıçkırıyordu.' -R. Enis.

Deyim: köşede bucakta kalmak

Anlamı: ilgisizlikten gözden uzakta bulunmak: Koca Sinan'ın en önemli yapısı bu durumda olursa köşede bucakta kalmış olanlara selam olsun!

Deyim: ucu bucağı olmamak (görünmemek)

Anlamı: başı sonu olmamak: 'Ucu bucağı görünmeyen okyanusların karanlık dalgaları üzerinde avare yüzen bir çöp gibi yalnız.' -P. Safa.

Deyim: ucu bucağı yok (kayıp)

Anlamı: başı sonu olmayan, sınırsız, sonsuz: 'Nevin, içinde ucu bucağı kayıp bir boşluk duydu.' -S. F. Abasıyanık. 'Bir ucu yok, bucağı yok harabedeydim / Soğuk mehtap karanlığa kefen sarardı.' -E. B. Koryürek.

Deyim: yedi iklim dört bucak

Anlamı: her yer.