Boy nedir? Anlamı ne demek?
Boy kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Boy hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Boy
Anlamlar:
1. Bir şeyin tabanı ile en yüksek noktası arasındaki uzaklık
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Boyu uzundu, yalnız biraz fazla semizdi."
2. Bir yüzeyde, en sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, en, genişlik karşıtı
Örnek: "Kitabın boyu. Tablonun boyu."
3. Uzunluk
Örnek: "Yılanın boyu."
4. Kumaş için ölçü
Örnek: "Bu elbiseye iki boy yeter."
İçinde Boy geçen birleşik ve kökteş kelimeler: boy abdesti, boy aynası, boy bos, boy boy, boy menteşe, boy otu, boydan boya, battal boy, bir boy, büyük boy, küçük boy, orta boy, yarım boy, adam boyu, dalga boyu, deniz boyu, diz boyu, gün boyu, hayat boyu, hudut boyu, kordon boyu, minare boyu, ömür boyu, palamar boyu, sahil boyu, sınır boyu, yalı boyu, yaşam boyu, yol boyu, enine boyuna
2. Ortak bir atadan türediklerine inanılan toplumsal ve ekonomik ilişkilerinde anaerkil, ataerkil anlayışı uygulayan geleneksel topluluk, kabile, klan
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Toplum bilimi
Örnek: "Türk boyları birbirlerini kardeş tanıyorlar."
İçinde Boy geçen birleşik ve kökteş kelimeler: boy beyi
3. `Özlü, güzel sözler söyledi` anlamında kullanılan boy boyladı, soy soyladı özlü sözünde geçen bir söz
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Eskimiş
Boy hakkında eş anlamlı kelimeler
Boy eş anlamlısı
boy kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : uzunluk, destan, klan, kabile
Boy hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Boy zıt anlamlısı
boy kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : en
Boy ile ilgili 16 örnek cümle
"Boy" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Boy" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Kadının boyu kısaydı
2. Masanın eni 90, boyu 120 santimetreydi
3. Ağacın boyu 10 metre vardı
4. Orada birkaç boy kutu vardı
5. Göl boyunca yürüyüşe çıktılar
6. Etek için bir boy kumaş yeter
7. Ekinler erken boy göstermişti
8. Birçoğunuz ancak boy gösterdi, işi biz yaptık
9. Bir boy verdim ki, su benim iki boyumu aşıyordu
10. Ovada boy veren ekinler, otlar çok güzeldi
11. Çocuk, boyuna bosuna bakmadan, çift sürmeye kalkışmıştı
12. Şuna bak, boyuna bosuna bakmadan çocuklarla oynuyor
13. Haydi yap da boyunu görelim
14. Yürü de boyunu görelim moruk!
15. Tavlada boyunun ölçüsünü aldı
16. Onlara çok güvenirdi, boyunun ölçüsünü almış oldu şimdi
Diğer dillerde Boy
İngilizce: Size
Spanish: Tamaño
German: Größe
French: Taille
Italian: Dimensione
Boy ile ilgili atasözleri
Aşağıda Boy hakkında ve içinde Boy kelimesi geçen, Boy ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: az kaz, uz kaz, boyunca kaz
Anlamı: sana yapılmasını istemediğin bir kötülüğün daha ağırını başkasına yapma.
Atasözü: bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var
Anlamı: yaşı küçük ancak herkesten farklı alışkanlıklar, huylar edinmiş.
Atasözü: boynuz kulaktan sonra çıkar, ama kulağı geçer
Anlamı: bir konu üzerinde sonradan yetiştikleri hâlde kendilerinden önce yetişmiş olanları geçenler vardır.
Atasözü: boyuma göre (boyumca) boy buldum, huyuma göre (huyumca) huy bulmadım
Anlamı: bir kimse, beden yapısı, zenginlik vb. konularda kendisine uyanı bulabilir ama huyu kendisine uyan bir kimseyi kolay kolay bulamaz.
Atasözü: davul birinin boynunda, tokmak bir başkasının elinde
Anlamı: sorumluluk birinde olmasına karşın bir başkasının sözü geçiyor.
Atasözü: deve boynuz ararken kulaktan olmuş
Anlamı: elindekiyle yetinmeyip daha çoğunu arayan, elindekinden de olur.
Atasözü: deveye burç gerek olursa boynunu uzatır
Anlamı: kişi kendisine gerek olan şeyi elde etmek için yorgunluğa katlanmalıdır.
Atasözü: iki karılı evde toz diz boyu olur
Anlamı: bir işi iki kişi yürütemez.
Atasözü: işine hor bakan boynuna torba takar
Anlamı: işini küçümseyen kişi istediği gibi para kazanamaz ve sonunda dilenci olur.
Atasözü: kedinin boynuna ciğer asılmaz
Anlamı: bir kimseye, kullanıp zarar vereceği, kendine mal edip ortadan kaldıracağı şey emanet edilmez.
Atasözü: koça boynuzu yük değil
Anlamı: kişiye kendi işi ve yakınlarının sorumluluğu ağır gelmez.
Atasözü: kurda 'neden boynun (ensen) kalın?' demişler, 'işimi kendim görürüm de ondan' demiş
Anlamı: işini başkasına inanmayarak kendisi yapan, üzülmez, rahat eder.
Atasözü: öküze boynuzu yük olmaz (ağır gelmez)
Anlamı: insan kendi yakınlarını ve kendi işlerini yük saymaz.
Atasözü: yalnız öküz çifte (boyunduruğa) koşulmaz
Anlamı: iki kişi ile yapılması gereken bir işi tek kişi ile yapmaya kalkışmak yanlıştır.
Atasözü: yerine düşmeyen gelin yerine yerine, boyuna düşmeyen esvap sürüne sürüne eskir
Anlamı: kendine uygun bir evlilik yapamayan kız yerine yerine helak olur, boya göre dikilmemiş elbise de yerde sürünerek yıpranır gider.
Boy ile ilgili deyimler
Aşağıda Boy hakkında ve içinde Boy kelimesi geçen, Boy ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ahireti boylamak
Anlamı: tkz. ölmek.
Deyim: al kanlara boyanmak
Anlamı: 1) yaralanmak; 2) vurularak ölmek; 3) şehit olmak.
Deyim: bir arpa boyu (gitmek, yol almak)
Anlamı: çok az (gitmek veya yol almak): 'Süfli gayeler, kütleleri ya oldukları yere mıhlayan ve bir arpa boyu ileri götürmeyen sefil isteklerdir.' -S. Ayverdi.
Deyim: bir boydan bir boya
Anlamı: bir yerin bir ucundan öbür ucuna kadar, baştan başa: 'Önce, bir boydan bir boya sokağı gözden geçirdik.' -E. Bener.
Deyim: bir dirhem bal için bir çeki keçiboynuzu çiğnemek
Anlamı: verimi az, zahmeti çok olan bir işle çok uğraşmak.
Deyim: (bir şey birinin) boyunu aşmak
Anlamı: kişinin gücünün, yeteneğinin, yetkisinin üstünde olmak.
Deyim: (bir şeyin) dibini boylamak
Anlamı: batmak: Kayık denizin dibini boyladı.
Deyim: (birine karşı) boynu eğri olmak
Anlamı: herhangi bir sebeple birine karşı direnecek veya söz söyleyecek durumda olmamak.
Deyim: (biriyle) boy ölçüşmek
Anlamı: yarışmak: 'Hani yüksek dağlarla boy ölçüşen dalgalar? / Kartalı gökten alıp yola düşen dalgalar' -F. N. Çamlıbel.
Deyim: boy almak (sürmek)
Anlamı: boyu uzamak, boylanmak.
Deyim: boy atmak
Anlamı: boyu uzamak, boylanmak, gelişmek.
Deyim: boy bos yerinde
Anlamı: uzun ve biçimli: Boyu bosu yerinde, yakışıklı adam.
Deyim: boy göstermek
Anlamı: 1) görünmek: 'Burada biraz boy gösterdikten sonra bir yolunu bulup kapağı Paris'e attı.' -H. E. Adıvar. 2) gösteriş yapmak.
Deyim: boy vermek
Anlamı: 1) su insan boyunu aşacak kadar derin olmak; 2) suya dalarak boyu ile suyun derinliğini ölçmek; 3) büyümek: 'Eğer fideleriniz nitelikli değilse boy verip yapraklandıkça, çiçek açtıkça, meyve verdikçe fideliğe kızmaya hakkınız yoktur.' -S. Birsel.
Deyim: boya tutmak
Anlamı: bir şey iyi boyanır olmak.
Deyim: boya vurmak (çekmek, sürmek)
Anlamı: boyamak: 'Kimi kirpiklerine boya sürüyordu.' -R. H. Karay. 'Kıpkızıl bir boya çektin odanın her yerine.' -M. A. Ersoy.
Deyim: boyası atmak
Anlamı: boyası solmak.
Deyim: boynu armut sapına dönmek
Anlamı: çok zayıflamak.
Deyim: boynu kıldan ince olmak
Anlamı: haksız olduğu anlaşıldığında verilecek her türlü cezaya razı olmak: 'Eğer efendim, bir kelime yalanım varsa hükûmete karşı boynum kıldan incedir. Vurunuz.' -H. R. Gürpınar.
Deyim: boynuna almak
Anlamı: bir şeyi borç veya ödev olarak üzerine almak: 'Çobanın hekim parasını, ilaç parasını boyunlarına aldılar.' -M. Ş. Esendal.