Kelime: Bilmek
Anlamlar:
1. Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Bunu bilmek içimi kederle dolduruyordu."
2. Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Yani kısacası bu mükemmel dilimizi kimse bilmez, okumaz."
3. Bir iş yapmaya alışmış olmak, elinden gelmek
4. Tanımak, hatırlamak
Örnek: "Kadıncığım aç. Ben geldim. Bilemedin mi?"
5. Sanmak, varsaymak, farz etmek
Örnek: "Bir hastanın hastalığına gereken önemi vermesi, doktorun ancak kendini o hasta ile birlikte hasta bilmesi ile sağlanabilir."
6. Sorumlu tutmak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Ben arkadaşını bilmem, seni bilirim."
7. İnanmak
Örnek: "Bilirim yaşamaz güneşte / Bilirim yaşamaz yan yana aşkla / Ne haksızlık / Ne korku"
8. İşine gelmek, uygun bulmak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Mal almasını bildi de parasını vermeyi mi bilmiyor?"
9. -a / -e ekli fiillerle yeterlik bildiren birleşik fiiller oluşturur
Örnek: "Anlayabilmek. Gidebilmek. Kapayabilmek. Yazabilmek."
10. Saymak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Teşekkürü borç bilirim."
İçinde Bilmek geçen birleşik ve kökteş kelimeler: yolbil, değerbilmez, iyilikbilmez, kadirbilmez
Bilmek hakkında eş anlamlı kelimeler
Bilmek eş anlamlısı
bilmek kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : hatırlamak , tanımak , farz etmek , varsaymak , sanmak , inanmak , saymak , elinden gelmek , uygun bulmak
Bilmek hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Bilmek zıt anlamlısı
Bilmek kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Bilmek ile ilgili 16 örnek cümle
"Bilmek" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Bilmek" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Onu sevdiğimi biliyor
2. Ekonomiyi bilmek, piyasayı bilmek midir?
3. Kim olduğunu biliyoruz
4. Yemek yapmayı bilmek de önemlidir
5. Kim iyi kim kötü, bir görüşte bilirmiş
6. Onu dost bilmekle çok aldandık
7. Bugün bir toplantı yapılacağını biliyoruz
8. Biliyorum her şey geçecektir
9. Bu iş olmazsa senden bilirim
10. Durumu bildirmeyi ödev bilmekteyim
11. Alıp gitmeyi bilen getirmeyi de bilmek zorundadır
12. Bilerek yapılan iş, başarılı olur
13. İşimizi bilerek engelliyorsunuz
14. Onun bunu bilmeden yaptığını sanıyorum
15. Bilmeden yapılan işten hayır gelmez
16. Bilmeden bir işe girdik, bakalım ne yapacağız
Diğer dillerde Bilmek
İngilizce: Know
Spanish: Saber
German: Wissen
French: Savoir
Italian: Sapere

Bilmek ile ilgili atasözleri
Aşağıda Bilmek hakkında ve içinde Bilmek kelimesi geçen, Bilmek ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Bilmek ile ilgili deyimler
Aşağıda Bilmek hakkında ve içinde Bilmek kelimesi geçen, Bilmek ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: adı gibi bilmek
Anlamı: çok iyi bilmek.
Deyim: ağzının tadını bilmek
Anlamı: 1) güzel yemeklerden anlamak; 2) her şeyin güzelini, iyisini bilmek, anlamak: 'Demek sen artık ağzının tadını bilmiyorsun! Demek senin hiçbir zevkin kalmamış!' -A. Ş. Hisar.
Deyim: ağzıyla içmesini bilmek
Anlamı: sözünü, sohbetini karşıdaki kişiyi incitmeyecek bir biçimde ayarlamak.
Deyim: antikasını bilmek
Anlamı: en iyisini bilmek.
Deyim: avucunun içi gibi bilmek
Anlamı: bir yeri, bir şeyi çok iyi ve ayrıntılı olarak bilmek: 'Sizin analarınızın, babalarınızın hayat idealini avucumun içi gibi bilirim.' -H. Taner.
Deyim: bal alacak çiçeği bilmek (bulmak)
Anlamı: çıkar sağlanabilecek yeri veya şeyi bilmek, bulmak.
Deyim: (birinin) cemaziyelevvelini bilmek
Anlamı: bir kimsenin herkesçe bilinmeyen, geçmişteki her türlü yönünü veya kötü durumunu bilmek.
Deyim: (birinin) ciğerinin içini bilmek
Anlamı: çok yakından tanımak, her türlü düşüncesini bilmek: 'Ben böylelerinin ciğerinin içini bilirim, dedi. Bu kız hanım ölürse belki beni alır diye ümitlendi.' -R. N. Güntekin.
Deyim: (birinin veya bir şeyin) kıymetini bilmek
Anlamı: önemini, değerini bilmek: 'Güneş yalnız dirileri ısıtır / Güneşin kıymetini bil' -O. Rifat.
Deyim: (biriyle, bir şeyle) baş edebilmek
Anlamı: bir kimseyi yola getirmeye veya bir şeyi yapmaya gücü yetmek.
Deyim: borcunu bilmek
Anlamı: 1) bir şey yapmayı yerine getirilmesi gereken bir iş olarak değerlendirmek; 2) borcunu zamanında öder olmak.
Deyim: büyük görmek (bilmek, tutmak)
Anlamı: kendini veya başkasını olduğundan üstün saymak, yüceltmek.
Deyim: cana minnet saymak (bilmek)
Anlamı: bir lütuf olarak kabul etmek: 'Yeni yıla değil, yeni bir sabaha sağ çıkabilmeyi cana minnet sayıyorlardı.' -H. Taner.
Deyim: dini gibi bilmek
Anlamı: çok iyi bilmek: 'Ufacık bir düşüncenin en büyük bir dikkati iflas ettirdiğini dini gibi bilirdi.' -Ö. Seyfettin.
Deyim: ezbere bilmek
Anlamı: 1) bir yerin her yanını iyice bilmek: 'Buraların altını ezbere bilirim, ezbere.' -S. F. Abasıyanık. 2) bir şeyin bütün niteliklerini çok iyi öğrenmiş olmak: 'Yolun neresi kayalık, neresi kumsal hep ezbere bilirdi.' -Halikarnas Balıkçısı.
Deyim: fırsat bilmek
Anlamı: bir şeyden belli bir amaçla hemen yararlanmak: 'Bazı kişiler üstüme varmak için fırsat kolluyorlar; yalnız eski kamyonlarla katırlardan söz açarsam olabilir ki fırsat bilirler.' -A. Boysan.
Deyim: fırsatı ganimet bilmek
Anlamı: çıkan fırsattan en iyi biçimde yararlanmak: 'Fırsatı ganimet bilen İbrahim Ağa, soluğu doğru Eminönü'nde aldı.' -H. R. Gürpınar.
Deyim: görev bilmek (saymak, addetmek)
Anlamı: görev olarak üzerine almak, sorumluluk üstlenmek: 'Umutlu da olsam umutsuz da olsam görev bildiğim işi yerine getiririm.' -M. C. Anday.
Deyim: haddini bilmek
Anlamı: kendi değer ve yeteneğini olduğundan üstün görmemek: 'Kişi haddini bilmeli de kendine yakışacak sevdalara düşmeli.' -N. Ataç.
Deyim: hâlden anlamak (bilmek)
Anlamı: bir kimsenin içinde bulunduğu güç durumu anlayarak sezip anlayış göstermek: 'Kız hâlden anlamış olacak ki iki kere daha ikramda bulundu.' -R. Erduran.