Bilme ne demek? Bilme nedir?
Bilme kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Bilme hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Bilme
Anlamlar:
1. Bilmek işi
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Bir cemiyetin ilerlemesi, neyin ehemmiyetli olduğunu bilmeye bağlıdır."
2. Bir şeyin ne olduğunun bilincine varma
Özelliği / Tipi / Türü: Felsefe
3. Bilgi edinmenin gaye ve sonucu
Özelliği / Tipi / Türü: Felsefe
Bilme hakkında eş anlamlı kelimeler
Bilme eş anlamlısı
bilme kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Bilme hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Bilme zıt anlamlısı
Bilme kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Bilme
İngilizce: Knowing
Spanish: Saber
German: Wissen
French: Savoir
Italian: Sapere
Bilme ile ilgili atasözleri
Aşağıda Bilme hakkında ve içinde Bilme kelimesi geçen, Bilme ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez
Anlamı: aç hiçbir mazeretle susturulamaz, çocuk da istediği şeyi hemen elde etmek ister.
Atasözü: azı bilmeyen çoğu hiç bilmez
Anlamı: küçük de olsa bir iyiliğin değerini bilmeyen, daha büyük iyiliklere layık değildir.
Atasözü: baş yastığı baş derdini bilmez
Anlamı: insanın derdi içindedir, en yakını bile onu anlamaz.
Atasözü: bilmemek ayıp değil, öğrenmemek (sormamak) ayıp
Anlamı: insanın her şeyi bilmemesi kusur değildir ama bilmediği bir işi sorup öğrenmeden yapmaya kalkışması kusurdur.
Atasözü: biri bilmeyen bini hiç bilmez
Anlamı: küçük de olsa bir iyiliğin değerini bilmeyen, daha büyük iyiliklere layık değildir.
Atasözü: cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilmez
Anlamı: sıkıntı çekmemiş olanlar, eriştikleri rahatlığın ve mutluluğun değerini bilemezler.
Atasözü: çok yaşayan (okuyan) bilmez, çok gezen bilir
Anlamı: çok gezen, çok yer gören çok şey öğrenir; çok yaşayan, çok okuyan onun bildiklerini bilemez.
Atasözü: dalmasını bilmeyen ördek, kıçından dalar
Anlamı: ne yaptığını bilmeyen kişi işi tersinden yürütmeye kalkar.
Atasözü: erkek getirmeyi, kadın yetirmeyi bilmeli
Anlamı: erkek çalışıp kazanmakla, anne tasarruflu olmakla yükümlüdür.
Atasözü: haddini bilmeyene bildirirler
Anlamı: çevresindekileri hiçe sayarak yetkili olmadığı konularda yüksekten atanlara sert karşılıklarla gereken dersler verilir.
Atasözü: hasta olmayan, sağlığın kadrini bilmez
Anlamı: insanlar sağlığın değerini ancak hastalıkta acı çekip iyileştikten sonra anlarlar.
Atasözü: herkes kendi ayıbını bilmez
Anlamı: insan kendi kusurunu göremez, bilemez.
Atasözü: hesabını bilmeyen kasap, ne satır bırakır ne masat
Anlamı: hesabını bilmeyen kişi elinde, avucunda bulunan işe yarar şeyleri de ziyan eder.
Atasözü: iyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir
Anlamı: karşılık beklemeden iyilik yap.
Atasözü: kimse bilmez, kim kazana kim yiye
Anlamı: bir kimsenin çalışıp çabalayarak kazandığı malı kimi zaman hatır ve hayalde olmayan kişiler yer.
Atasözü: kör (kesmez) bıçak ele (yavuz), iş bilmeyen avrat dile (yavuz)
Anlamı: kör bıçak işe yaramaz ama insanın elini keser; iş bilmeyen kadın da çok konuşmaktan başka bir şey yapmaz.
Atasözü: malını yemesini bilmeyen zengin, her gün züğürttür
Anlamı: züğürt, yokluk içinde bulunduğundan yiyemez, varlık içinde olduğu hâlde yiyemeyen de bunun gibidir.
Atasözü: oynamasını bilmeyen kız 'yerim dar' demiş; yerini genişletmişler (bollatmışlar), gerim (yenim) dar' demiş
Anlamı: kendisinden beklenen işi beceremeyen kişi, çeşitli engellerin işi güçleştirdiğini söyleyerek yeteneksizliğini belli etmemeye çalışır.
Atasözü: ölü evinde ağlamasını, düğünevinde gülmesini bilmeli
Anlamı: insan içinde bulunduğu çevrenin durum ve koşullarına uygun biçimde davranmasını bilmelidir.
Atasözü: soğanın acısını yiyen bilmez, doğrayan bilir
Anlamı: bir iş yapılırken ne kadar güçlük çekildiğini, o işi başarmış olan bilir; başarılmış olan bu işten yararlanan bilmez.
Bilme ile ilgili deyimler
Aşağıda Bilme hakkında ve içinde Bilme kelimesi geçen, Bilme ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: adı gibi bilmek
Anlamı: çok iyi bilmek.
Deyim: ağzının tadını bilmek
Anlamı: 1) güzel yemeklerden anlamak; 2) her şeyin güzelini, iyisini bilmek, anlamak: 'Demek sen artık ağzının tadını bilmiyorsun! Demek senin hiçbir zevkin kalmamış!' -A. Ş. Hisar.
Deyim: ağzıyla içmesini bilmek
Anlamı: sözünü, sohbetini karşıdaki kişiyi incitmeyecek bir biçimde ayarlamak.
Deyim: aman zaman bilmemek
Anlamı: fırsat vermemek.
Deyim: antikasını bilmek
Anlamı: en iyisini bilmek.
Deyim: avucunun içi gibi bilmek
Anlamı: bir yeri, bir şeyi çok iyi ve ayrıntılı olarak bilmek: 'Sizin analarınızın, babalarınızın hayat idealini avucumun içi gibi bilirim.' -H. Taner.
Deyim: bal alacak çiçeği bilmek (bulmak)
Anlamı: çıkar sağlanabilecek yeri veya şeyi bilmek, bulmak.
Deyim: bastığı yeri bilmemek
Anlamı: 1) çok sevinmek; 2) şaşkınlıktan nerede olduğunu seçememek, durumunu kontrol edememek.
Deyim: bildiğini yedi mahalle bilmez
Anlamı: bir kimsenin çok kurnaz, çokbilmiş olduğunu anlatan bir söz.
Deyim: bilir bilmez
Anlamı: yarım bilgi ile, bilip bilmediğine aldırmadan: 'Günde beş yüz defa, kendiliğimden bilir bilmez bunu haykırıyordum.' -R. H. Karay.
Deyim: bilmece gibi konuşmak
Anlamı: açık, anlaşılır bir biçimde konuşmamak.
Deyim: bilmem hangi (kaç, kim, nasıl, ne)
Anlamı: önemli veya anlatılması gerekli görülmeyen şeyler için kullanılan bir söz: Bilmem hangi dairede kâtipmiş.
Deyim: bilmezlikten gelmek
Anlamı: bilmiyor görünmek.
Deyim: (birinin) cemaziyelevvelini bilmek
Anlamı: bir kimsenin herkesçe bilinmeyen, geçmişteki her türlü yönünü veya kötü durumunu bilmek.
Deyim: (birinin) ciğerinin içini bilmek
Anlamı: çok yakından tanımak, her türlü düşüncesini bilmek: 'Ben böylelerinin ciğerinin içini bilirim, dedi. Bu kız hanım ölürse belki beni alır diye ümitlendi.' -R. N. Güntekin.
Deyim: (birinin veya bir şeyin) kıymetini bilmek
Anlamı: önemini, değerini bilmek: 'Güneş yalnız dirileri ısıtır / Güneşin kıymetini bil' -O. Rifat.
Deyim: (biriyle, bir şeyle) baş edebilmek
Anlamı: bir kimseyi yola getirmeye veya bir şeyi yapmaya gücü yetmek.
Deyim: bitmek tükenmek bilmemek
Anlamı: bir türlü sonu gelmemek, eksilmemek: 'Kendisine ikram edilen kahveyi içerken her nefes alış verişinde göğsündeki taşın o bitmek tükenmek bilmez takırtıları duyuluyordu.' -İ. O. Anar.
Deyim: borcunu bilmek
Anlamı: 1) bir şey yapmayı yerine getirilmesi gereken bir iş olarak değerlendirmek; 2) borcunu zamanında öder olmak.
Deyim: büyük görmek (bilmek, tutmak)
Anlamı: kendini veya başkasını olduğundan üstün saymak, yüceltmek.