Ban nedir? TDK Türkçe sözlük anlamı ne demek?
Ban kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Ban hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Ban ne demek?
Kelime: Ban
Kökeni: "Hırv. ban" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Osmanlı Devleti'nde Macaristan ve Hırvatistan'da sancak beylerine ve küçük prenslere verilen unvan
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Tarih
2. Engelleme
Ban hakkında eş anlamlı kelimeler
Ban eş anlamlısı
ban kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Kısıtlamak
Ban hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Ban zıt anlamlısı
Ban kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Salıvermek!
Diğer dillerde Ban
İngilizce: Ban
Spanish: Prohibición
German: Verbot
French: Interdiction
Italian: Divieto
Ban ile ilgili atasözleri
Aşağıda Ban hakkında ve içinde Ban kelimesi geçen, Ban ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: abanın kadri yağmurda bilinir
Anlamı: bir şeyin gerçek değeri, ancak ona çok ihtiyaç duyulduğu zaman iyi anlaşılır.
Atasözü: acemi nalbant gâvur eşeğinde öğrenir
Anlamı: mesleğinde ustalığa erişmemiş kimse, ilk denemelerini gözden çıkarılabilecek malzeme üzerinde yapar.
Atasözü: ada bana, adayım sana
Anlamı: sen bir kimse için fedakârlıkta bulunursan o da senin için fedakârlıkta bulunur.
Atasözü: Allah bana, ben de sana
Anlamı: şimdi sana borcumu ödeyecek param yok, kazanırsam öderim.
Atasözü: anan güzel idi hani yeri, baban güzel idi hani evi
Anlamı: hiçbir duruma güvenilmez, bizim olan şeyler elimizde sürekli olarak kalmazlar.
Atasözü: arabanın ön tekerleği nereden geçerse art tekerleği de oradan geçer
Anlamı: kıdem ve yaş bakımından büyük olanların yaptıkları her zaman örnek alınır.
Atasözü: atalar sözünü tutmayanı yabana atarlar
Anlamı: büyüklerinin sözünü tutmayıp onların gösterdikleri yoldan gitmeyenler toplum içinde ziyan olup giderler.
Atasözü: ay ayakta çoban yatakta, ay yatakta çoban ayakta
Anlamı: 1) çobanların akşam erken yatması, sabahleyin erken kalkması gerekir; 2) genel düzene yardımcı olan araçlar varsa yönetici rahat eder yoksa çok uyanık olması gerekir.
Atasözü: babanın sanatı oğla mirastır
Anlamı: bir evlat babasının sanatını onun ölümünden sonra sürdürür.
Atasözü: bana dokunmayan (beni sokmayan) yılan bin yaşasın
Anlamı: birçok kimse, kendilerine kötülüğü dokunmayan kişiye ilişmek istemez.
Atasözü: borçsuz çoban yoksul beyden yeğdir
Anlamı: yoksulluk ve sıkıntı içinde olup da bey adı taşımaktansa borçsuz ve sıkıntısız bir çoban olmak daha iyidir.
Atasözü: bugün bana ise yarın sana
Anlamı: bugün birinin başına gelen kötü bir durum, daha sonra başka birinin de başına gelebilir.
Atasözü: çam sakızı çoban armağanı
Anlamı: verilen bir armağanın sunulduğu kimseye değerine uygun olmadığını ve verenin gücünün ancak buna yettiğini özür yollu anlatmak için söylenen bir söz.
Atasözü: çoban aldı bağa gitti, kurt aldı dağa gitti
Anlamı: malını, varlığını başkaları kullandı, kendisine bir şey kalmadı.
Atasözü: çoban armağanı çam sakızı
Anlamı: verilen bir armağanın sunulduğu kimseye değerine uygun olmadığını ve verenin gücünün ancak buna yettiğini özür yollu anlatmak için söylenen bir söz.
Atasözü: çobana verme kızı, ya koyun güttürür ya kuzu
Anlamı: nazik bir işi, o işin inceliğini anlamayan bir kimseye yaptırma.
Atasözü: çobanın gönlü olursa (olunca) tekeden yağ (süt, köremez) çıkarır
Anlamı: kişi istediğinde olmayacak gibi görünen işlere çözüm yolu bulur.
Atasözü: çobanın yağı çok olursa çarığına sürer
Anlamı: varlıklı ama akılsız ve hesapsız kişi malını gereksiz yerlere harcar, telef eder.
Atasözü: çobansız koyunu kurt kapar
Anlamı: yöneticisi, koruyucusu olmayan kişiyi ve topluluğu düşman ezer.
Atasözü: güttüğüm domuzu bana öğretme
Anlamı: yıllardır tanıdığım bir kimsenin huylarını da bilirim.
Ban ile ilgili deyimler
Aşağıda Ban hakkında ve içinde Ban kelimesi geçen, Ban ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: abanoz gibi
Anlamı: 1) çok sert: Abanoz gibi tahta. 2) kapkara.
Deyim: alabanda vermek
Anlamı: argo azarlamak, paylamak, haşlamak.
Deyim: alabandayı yemek
Anlamı: argo adamakıllı azarlanmak.
Deyim: Allah bana, ben de sana
Anlamı: 'şimdi sana borcumu ödeyecek param yok, kazanırsam öderim' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: anan yahşi, baban yahşi
Anlamı: birini, bir işe razı etmek için onu övmek amacıyla söylenen bir söz.
Deyim: arabanın tekerine taş koymak
Anlamı: güçlük çıkarmak.
Deyim: babana rahmet
Anlamı: tkz. yapılan bir iş, bir davranış karşısında 'Allah senden razı olsun.' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: bana bak!
Anlamı: tkz. 'beni dinle' anlamında kullanılan bir seslenme ve gözdağı sözü: Bana bak, karışmam sonra!
Deyim: bana da ... demesinler
Anlamı: bir işin kesinlikle yapılacağını belirtmek için söylenen bir söz: 'Fırat'ın iki yakasını birbirine bağlamazsam bana da vali demesinler.' -A. Kulin.
Deyim: bana da mı lolo
Anlamı: bir sözün, bir tutumun veya davranışın gerçek ve geçerli olmadığını, başkalarının söz konusu olayda aldanabileceğini ancak söz sahibinin aldanmayacağını, aldatılamayacağını belirten bir söz.
Deyim: bana mısın dememek
Anlamı: hiçbir şey etkili olmamak, hiçbir şeye aldırış etmemek: 'Kilidi çekiştiriyorum, bana mısın demiyor.' -A. Ümit.
Deyim: banda almak
Anlamı: bir sesi, ses cihazı ile bant üzerine kaydetmek.
Deyim: banka gibi
Anlamı: çok zengin (kimse).
Deyim: bankaya yatırmak
Anlamı: bankadaki hesabına para koymak, biriktirmek: 'İyi kazanmıyordu fakat ne kazanıyorsa hepsini bankaya yatırıyordu.' -T. Dursun K.
Deyim: banko geçmek
Anlamı: yarışlarda, toto, loto vb. oyunlarda, bir atın veya sayının kesin olarak tutturulacağını tahmin edip işaretlemek.
Deyim: bant çözmek
Anlamı: manyetik bir bant üzerine alınmış sesleri yazıya aktarmak, deşifre etmek.
Deyim: bant doldurmak
Anlamı: bir banda ses kaydetmek.
Deyim: (bir şey) abanoz kesilmek
Anlamı: 1) sertleşerek dayanıklılığı artmak; 2) kirden dolayı matlaşmak, rengini kaybetmek.
Deyim: (bir yer, işte) yabancılık çekmek
Anlamı: bir iş veya çevrede yabancı olmaktan doğan güçlüklere uğramak.
Deyim: (birinin veya bir şeyin) kurbanı olmak
Anlamı: uğruna ızdırap veya büyük üzüntü, sıkıntı çekmek, zarara girmek, ölmek: 'Üçümüzün müşterek kurbanı olduğumuz acı bir devir, bahçenin tatlı havasını ağırlaştırmıştı.' -H. E. Adıvar.