Bağlama Türkçe sözlük anlamı ne demek?
Bağlama kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Bağlama hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Bağlama
Anlamlar:
1. Bağlamak işi
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
2. Üç çift telli olan ve mızrapla çalınan bir saz
3. Yapılarda duvarları birbirine bağlayan kiriş, putrel vb
4. Ulama
Özelliği / Tipi / Türü: Dil bilgisi
İçinde Bağlama geçen birleşik ve kökteş kelimeler: bağlama hattı, bağlama zarf-fiili, kemer bağlama, kuşak bağlama
Bağlama hakkında eş anlamlı kelimeler
Bağlama eş anlamlısı
bağlama kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : ulama
Bağlama hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Bağlama zıt anlamlısı
bağlama kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : çözme
Bağlama ile ilgili 1 örnek cümle
"Bağlama" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Bağlama" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Yeni gelen âşık, bağlamasına düzen verdi. çalmaya başladı
Diğer dillerde Bağlama
İngilizce: Connecting
Spanish: Conectar
German: Bindung
French: Relier
Italian: Collegamento
Bağlama ile ilgili atasözleri
Aşağıda Bağlama hakkında ve içinde Bağlama kelimesi geçen, Bağlama ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Bağlama ile ilgili deyimler
Aşağıda Bağlama hakkında ve içinde Bağlama kelimesi geçen, Bağlama ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ağrısız başına kaşbastı bağlamak
Anlamı: 'kendine gereksiz yere iş çıkarmak' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: altmışaltıya bağlamak
Anlamı: geçici bir çözümle durumu kurtarmış görünmek.
Deyim: atını sağlam kazığa bağlamak
Anlamı: eşeğini sağlam kazığa bağlamak.
Deyim: ayağını bağlamak
Anlamı: engel olmak.
Deyim: aylık bağlamak
Anlamı: emekli olan veya başka sebeplerle çalışmayanlara her ay için belirli bir parayı ödemeyi üstlenmek, maaş bağlamak.
Deyim: baş bağlamak
Anlamı: 1) başına bir örtü örtmek; 2) başak vermek; 3) birine veya bir şeye bağlanmak, intisap etmek; 4) hlk. nişanlanmak.
Deyim: başak bağlamak (tutmak)
Anlamı: arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerde başak oluşmak.
Deyim: başına karalar bağlamak
Anlamı: çok kederlenmek.
Deyim: başını bağlamak
Anlamı: 1) başına örtü vb. bağlamak; 2) birini nişanlamak veya evlendirmek.
Deyim: başını bir yere bağlamak
Anlamı: birini bir işe yerleştirmek, işsizlikten, başıboşluktan kurtarmak.
Deyim: bel bağlamak
Anlamı: birisinin kendisine yardımcı olacağına inanmak, güvenmek: 'Ne var ki böyle araçlara biz pek bel bağlayamayız.' -T. Halman.
Deyim: bez bağlamak
Anlamı: 1) bebeklere altlarını kirletmesinler diye bez koymak; 2) dileğin yerine gelmesi ümidiyle yatıra bir parça çaput veya eski kumaş parçası bağlamak.
Deyim: (bir işi) pamuk ipliğiyle bağlamak
Anlamı: etkisi az sürecek bir çare ile geçiştirmek.
Deyim: (bir işi) tatlıya bağlamak
Anlamı: kavgalı bir işi gönül hoşluğuyla bitirmek: 'Hayır kardeşim, istemez diye tatlıya bağladım.' -O. V. Kanık.
Deyim: (bir şeyi) sağlam kazığa bağlamak
Anlamı: işin sonuçlanmasına engel olacak şeyleri ortadan kaldırmak, işin aksamadan yürümesini sağlayacak önlemleri almak.
Deyim: (bir şeyi) sağlama bağlamak
Anlamı: sağlam kazığa bağlamak.
Deyim: (bir yer) örümcek bağlamak
Anlamı: 1) üzerinde örümcek ağı olmak; 2) mec. bir şey uzun süre kullanılmadan kendi hâline bırakılmış olmak.
Deyim: (birini, bir yeri) haraca bağlamak
Anlamı: bir kimseyi belli zamanlarda kendisine belli miktarda para vermeye zorlamak.
Deyim: (birinin) ağzını bağlamak
Anlamı: bir kimseyi herhangi bir sebeple söz söyleyemez duruma getirmek, susmak zorunda bırakmak: 'Ortağım burada kocama basmış büyüyü, basmış büyüyü. Dilini, ağzını bağlamış adamcağızın.' -R. N. Güntekin.
Deyim: (birinin) ağzını dilini bağlamak
Anlamı: birini konuşamaz duruma getirmek: 'O şıllık basmış büyüyü, adamcağızın ağzını dilini bağlamıştı.' -R. N. Güntekin.