Ayıp kısaca kelime anlamı ne demek?
Ayıp kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Ayıp hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Ayıp
Kökeni: "Arapça ʿayb" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Toplumun ahlak kurallarına aykırı olan, utanılacak durum veya davranış
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Bu ayıbı işleyenlerle birlik olmayı bir türlü kibrime yediremiyorum."
2. Kusur, eksiklik
3. Utanç veren
Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat
İçinde Ayıp geçen birleşik ve kökteş kelimeler: ayıp yerler
Ayıp hakkında eş anlamlı kelimeler
Ayıp eş anlamlısı
ayıp kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : eksiklik , kusur
Ayıp hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Ayıp zıt anlamlısı
Ayıp kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Ayıp ile ilgili 10 örnek cümle
"Ayıp" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Ayıp" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Böyle yapmak ayıptır
2. Bu işte bir ayıp mı var?
3. Onlar ayıp işlerden çekinmez
4. Bu ayıbını örtmekte zorlanacaksın
5. Onun ayıbını örtmek için boşuna bu çabanız
6. Bu ayıp şeylerden söz etme
7. Ona böyle yapmak ayıp şey doğrusu
8. Ayıp şey, erkek ağlamaz
9. Ayıptır söylemesi, çok sıkıştım, tuvalet nerde?
10. Ona bakılırsa, ayıptır söylemesi, bunu ancak ben yapabilirim
Diğer dillerde Ayıp
İngilizce: Failing
Spanish: Fallar
German: Schande
French: Défaillant
Italian: Mancanza
Ayıp ile ilgili atasözleri
Aşağıda Ayıp hakkında ve içinde Ayıp kelimesi geçen, Ayıp ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: ağlayıp da gözden mi olayım?
Anlamı: meseleyi büyütüp sıkıntıya girmek gereksiz.
Atasözü: ayıpsız yâr arayan (dost isteyen), yârsız (dostsuz) kalır
Anlamı: kusursuz eş veya iş olmayacağı için böyle özellikte insan arayan eşsiz veya işsiz kalır.
Atasözü: bilmemek ayıp değil, öğrenmemek (sormamak) ayıp
Anlamı: insanın her şeyi bilmemesi kusur değildir ama bilmediği bir işi sorup öğrenmeden yapmaya kalkışması kusurdur.
Atasözü: bir dirhem et bin ayıp örter
Anlamı: biraz kilo almak pek çok kusuru örter.
Atasözü: fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp
Anlamı: yoksulluk utanılacak bir şey değildir, çalışmamak en büyük ayıptır.
Ayıp ile ilgili deyimler
Aşağıda Ayıp hakkında ve içinde Ayıp kelimesi geçen, Ayıp ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: anlayıp dinlemek
Anlamı: bir olayı iyice anlamak.
Deyim: araya kaynayıp gitmek
Anlamı: göz ardı edilmek: 'Bu arada üç beş yazarın üretimi de araya kaynayıp gidiyor.' -N. Meriç.
Deyim: arayıp da bulamamak
Anlamı: beklenmedik iyi bir durumla karşılaşmak.
Deyim: ayıp kaçmak
Anlamı: argo uygun düşmemek: 'Daha ne sözler ki açıklayamam burada, ayıp kaçar.' -M. Seyda.
Deyim: ayıptır söylemesi
Anlamı: 1) 'bunu söylemek size karşı saygısızlık olacak ancak söylemek zorundayım' anlamında özür dilemek için kullanılan bir söz: 'Ayıptır söylemesi, muzundan dalağına kadar ne bulurlarsa yedirdiler.' -A. Ümit. 2) 'övünmek gibi olmasın ama' anlamında kullanılan bir söz: Ayıptır söylemesi, akşam kuzu dolması yedik.
Deyim: (birini) arayıp sormak
Anlamı: 1) biri hakkında haber sormak; 2) birinin ziyaretine giderek ona karşı ilgi göstermek.
Deyim: dayayıp döşemek
Anlamı: evi, odayı mobilya vb. ile döşemek: 'Karyolalar, koltuklar, kanepelerle dayayıp döşemek lazım.' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp
Anlamı: 'yoksulluk utanılacak bir şey değildir, çalışmamak en büyük ayıptır' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: kayıp vermek
Anlamı: ulus, toplum, kuruluş vb. değerli bireylerini yitirmek: 'Bizim yokuş son iki yılda çok kayıp vermişti. Cemal Nadir bu kayıpların en büyüğüydü.' -Y. Z. Ortaç.
Deyim: kayıplara karışmak
Anlamı: bulunduğu yerden ayrılıp gitmek, gittiği yeri bildirmemek, görünmez olmak: 'Şu yeşil bu mor derken bizim futbol sevgisi gene kayıplara karıştı.' -B. R. Eyuboğlu.
Deyim: laf kaynayıp gitmek
Anlamı: söz boşa söylenmek, anlaşılmaz olmak, hiçbir etki yapmamak: 'Her kafadan bir ses çıkıyor, söylenen laflar gülüşmeler arasında kaynayıp gidiyordu.' -H. Taner.
Deyim: oflayıp puflamak
Anlamı: 'of, puf' diyerek sıkıntısını, acısını dışa vurmak.
Deyim: sayıp dökmek
Anlamı: ne var ne yok, hepsini söylemek: 'Böyle misaller sayıp dökmek gerekse satırlar değil, sütunlar dolar.' -R. E. Ünaydın.
Deyim: sormak ayıp olmasın
Anlamı: sorulması teklifsizlik sayılan bir şeyi sormadan önce özür dilemek için kullanılan bir söz.
Deyim: sorması ayıp olmasın (sorması ayıp)
Anlamı: sormak ayıp olmasın.
Deyim: söylemesi ayıp
Anlamı: utanılacak bir durumun açıklanması sırasında kullanılan bir söz: 'O zamana kadar hamallık, boyacılık, müvezzilik ve söylemesi ayıp hırsızlık yapmıştı.' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: ucu bucağı yok (kayıp)
Anlamı: başı sonu olmayan, sınırsız, sonsuz: 'Nevin, içinde ucu bucağı kayıp bir boşluk duydu.' -S. F. Abasıyanık. 'Bir ucu yok, bucağı yok harabedeydim / Soğuk mehtap karanlığa kefen sarardı.' -E. B. Koryürek.
Deyim: uflayıp puflamak
Anlamı: sürekli olarak uflamak.
Deyim: yağlayıp ballandırmak
Anlamı: çok överek anlatmak.
Deyim: yalayıp geçmek
Anlamı: rüzgâr, dalga vb. sıyırarak, dokunarak hızla geçmek: 'Sarı gri gölge bu sefer duvarın üstüne düşmüş, orayı yalayıp geçiyor, yalayıp geçiyor.' -A. Ağaoğlu.