Kelime: Av
Anlamlar:
1. Karada, denizde, gölde veya akarsularda evcil olmayan hayvanları vurma veya yakalama işi, şikâr
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Kral hiç tınmadan, rahat rahat avdan döndü."
2. Bir hayvanın bir başka hayvanı yemek için yakalaması
3. Bu yollarla yakalanan hayvan
4. Tuzağa düşürülen, kendisinden yararlanılan kimse
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
İçinde Av geçen birleşik ve kökteş kelimeler: av dönemi, av hayvanı, av köpeği, av mevsimi, av sezonu, av tezkeresi, av yasağı, sökün avı, sürek avı, sürgün avı

Av hakkında eş anlamlı kelimeler
Av eş anlamlısı
av kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!

Av hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Av zıt anlamlısı
Av kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Av ile ilgili 4 örnek cümle
"Av" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Av" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Bugün avda bir şey vuramadık
2. Atmaca, avda gibiydi, ikide bir yere atılıyordu
3. Köpek koştu, vurulan avı ağzıyla tutup getirdi
4. İşportacı, avına dil döküyordu
Diğer dillerde Av
İngilizce: Hunt
Spanish: Caza
German: Av
French: Chasse
Italian: Caccia

Av ile ilgili atasözleri
Aşağıda Av hakkında ve içinde Av kelimesi geçen, Av ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: acemi nalbant gâvur eşeğinde öğrenir
Anlamı: mesleğinde ustalığa erişmemiş kimse, ilk denemelerini gözden çıkarılabilecek malzeme üzerinde yapar.
Atasözü: aç at yol almaz, aç it av almaz
Anlamı: iş gördürdüğünüz kimselerin haklarını tam olarak vermezseniz kendilerinden yararlanamazsınız.
Atasözü: aç kurt yavrusunu yer
Anlamı: açın gözü kararmıştır, karnını doyurmak için ölümü bile göze alarak kendisinden kat kat güçlü olan yaratıklarla boğuşur.
Atasözü: aç tavuk kendini arpa (buğday) ambarında sanır
Anlamı: insanlar, yokluğunu, yoksulluğunu çektikleri şeyler için olmayacak hayaller, düşler kurar.
Atasözü: adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork
Anlamı: duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir.
Atasözü: ananın bastığı yavru (civciv) incinmez (ölmez)
Anlamı: annenin acı sözü çocuğuna ağır gelmez.
Atasözü: anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az
Anlamı: anlayışlı kimseleri en küçük bir söz bile etkiler oysa anlayışsız kimselere ne söylense yararsızdır.
Atasözü: araba ile tavşan avlanmaz
Anlamı: her işte başarıya ulaşabilmek için kullanılması gereken özel yöntemler vardır.
Atasözü: ardında yüz köpek havlamayan kurt, kurt sayılmaz
Anlamı: önemli kimseleri çekemeyip onlara dil uzatanlar çok olur.
Atasözü: at ile avrat yiğidin bahtına
Anlamı: kişinin satın aldığı attan ve evlendiği kadından memnun kalıp kalmayacağı önceden kestirilemez, her ikisi de talihine kalmıştır.
Atasözü: ata arpa, yiğide pilav
Anlamı: canlıların güçleri, gelişmelerine yarayan şeylerle artar.
Atasözü: atta, avratta uğur vardır
Anlamı: insana atı ve evlendiği kadın uğur getirir.
Atasözü: av avlanmış, tav tavlanmış
Anlamı: olan olmuş, iş işten geçmiş, artık yapacak bir şey yok.
Atasözü: av avlayanın, kemer bağlayanın
Anlamı: bir şey, onu elde etmenin yolunu bilenin; bir şeyden yararlanma, onu kullanmasını becerebilenin hakkıdır.
Atasözü: av köpeği avdan kalmaz
Anlamı: hazıra konmayı alışkanlık yapmış kimse her zaman bu yolu izler.
Atasözü: av vuranın değil, alanın
Anlamı: bir şeyden, sahibi değil de başkası yararlanıyorsa asıl sahip yararlanan kişidir.
Atasözü: ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz
Anlamı: kuşlar avlanmaktan kurtulamazlar, insanlar da hatıra, hayale gelmeyen çeşit çeşit felaketle karşılaşabilirler.
Atasözü: ava giden avlanır
Anlamı: çıkarını başkalarına zarar vermekte arayan kimse, o zarara kendisi uğrar.
Atasözü: avcı ne kadar hile (al) bilse ayı o kadar yol bilir
Anlamı: bir kişi başkasını alt etmek için çeşit çeşit ustalık kullanır ama karşısındaki de yenilmemek için türlü önlemler alır.
Atasözü: avradı eri saklar, peyniri deri
Anlamı: her şey, durumuna uygun yöntemlerle saklanır.

Av ile ilgili deyimler
Aşağıda Av hakkında ve içinde Av kelimesi geçen, Av ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: açıklığa kavuşturmak
Anlamı: bir konu veya sorunu aydınlatmak, kapalılıktan kurtarmak, anlaşılır duruma getirmek.
Deyim: ağzını havaya (poyraza) açmak
Anlamı: alay umduğunu elde edememek.
Deyim: akıl havsala almamak
Anlamı: akla mantığa sığmamak: 'Artık bu kadarını akıl havsala alamaz.' -R. H. Karay.
Deyim: aklı bir (beş) karış yukarıda (havada) olmak
Anlamı: değişik sebeplerden dolayı dengeli düşünemez durumda olmak.
Deyim: akşamdan kavur, sabaha savur
Anlamı: 1) kazandığını günü gününe harcayan tutumsuz kimselerin durumunu anlatmak için kullanılan bir söz; 2) söylediği sözü tutmayan kişiler için kullanılan bir söz.
Deyim: altı kaval, üstü şişhane (şeşhane)
Anlamı: giysilerini birbirine uygun düşüremeyen, yakıştıramayanlar için söylenen bir söz.
Deyim: altın yumurtlayan tavuk
Anlamı: 1) mesleği, sanatı, parası olan, gelirli kimse; 2) turist.
Deyim: ana baba yavrusu
Anlamı: nazlı büyütülmüş çocuk.
Deyim: avaz avaz bağırmak
Anlamı: var gücüyle bağırmak: 'İspanyol denizcisi hâlâ avaz avaz bağırıyordu.' -H. R. Gürpınar.
Deyim: avazı çıktığı kadar
Anlamı: çok yüksek sesle: 'Avazı çıktığı kadar haykırmak istiyordu.' -P. Safa.
Deyim: avucu (avuçları) kaşınmak
Anlamı: avucundaki kaşıntıyı bir yerden para geleceğine yormak.
Deyim: avucunu yalamak
Anlamı: alay umduğunu ele geçirememek: 'Sen avucunu yalarsın! Beni daha fazla rahatsız etme, tamam mı?' -E. Bener.
Deyim: avucunun içi gibi bilmek
Anlamı: bir yeri, bir şeyi çok iyi ve ayrıntılı olarak bilmek: 'Sizin analarınızın, babalarınızın hayat idealini avucumun içi gibi bilirim.' -H. Taner.
Deyim: avucunun içine almak
Anlamı: bir kimseyi baskı ve etkisi altına almak.
Deyim: avuç (avucunu) açmak
Anlamı: 1) dilenmek, para istemek: 'İki gündür yemek yemedim ama daha avuç açmadım.' -N. Hikmet. 2) yardım istemek: 'Elinde böyle bir sanat varken herkes sana avuç açmaktan başka ne yapabilir?' -N. F. Kısakürek.
Deyim: avuç içi kadar
Anlamı: pek küçük, dar (yer).
Deyim: avukat tutmak
Anlamı: adli işlemleri gereğince yerine getirmek için bir avukata vekâletname verip onu yetkili kılmak: 'Kasabadan Bilâl Efendi'yi avukat tuttular.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: avurdu avurduna geçmek
Anlamı: çok zayıflamak.
Deyim: avurt satmak (avurt zavurt etmek)
Anlamı: 1) beceremeyeceği şeyleri becerebilecekmiş gibi konuşmak; 2) korkutucu sözler söylemek.
Deyim: avurtları çökmek (birbirine geçmek)
Anlamı: çok zayıfladığı yüzünden belli olmak: 'Hüdai, Bayram'ın avurtları çökmüş solgun yüzüne bakarak bir varsayım yapmıştı.' -A. Kulin.