Ati kelime anlamı nedir? Ati ne demek?
Ati kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Ati hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Ati
Kökeni: "Arapça ātī" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Gelecek
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Eskimiş
Ati hakkında eş anlamlı kelimeler
Ati eş anlamlısı
ati kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : gelecek
Ati hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Ati zıt anlamlısı
ati kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : geçmiş, mazi
Diğer dillerde Ati
İngilizce: Horse
Spanish: Caballo
German: Ati
French: Cheval
Italian: Cavallo
Ati ile ilgili atasözleri
Aşağıda Ati hakkında ve içinde Ati kelimesi geçen, Ati ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: kedinin kabahatini önüne koyarlar, öyle döverler
Anlamı: cezalandırılan kimse suçunun ne olduğunu bilmelidir ki o suçu bir daha işlemesin.
Atasözü: latife latif gerek
Anlamı: şaka yaparken bile incelikten ayrılmamak gerek.
Atasözü: sitteisevir her saati bir devir
Anlamı: fırtına günlerinde hava her saat değişikliğe uğrar.
Ati ile ilgili deyimler
Aşağıda Ati hakkında ve içinde Ati kelimesi geçen, Ati ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: antipati duymak
Anlamı: kanı kaynamamak.
Deyim: antipatik bulmak
Anlamı: sevimsiz bulmak, kanı kaynamamak.
Deyim: beraatizimmet asıldır
Anlamı: 'tersi kanıtlanmadıkça insanların suçsuz sayılmaları gerekir' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: (bir şeye) Fatiha okumak
Anlamı: o şeyden umudunu kesmek.
Deyim: (birine) sempati duymak (beslemek)
Anlamı: birini sevimli, cana yakın bulmak: 'Şahsıma karşı gerçek bir sempati besliyordu.' -R. H. Karay.
Deyim: dikkati calip olmak
Anlamı: dikkati çeken kimse veya şey olmak.
Deyim: dikkatini çekmek
Anlamı: uyarmak.
Deyim: dikkatini çekmemek
Anlamı: birinin ilgisini uyandırmamak: 'Arapça konuşan milletler arasındaki ayrılıklar da onun dikkatini çekmemişti.' -M. Kaplan.
Deyim: dikkatini toplamak
Anlamı: duygu ve düşünceyi bir konu veya yapılan iş üzerinde yoğunlaştırmak: 'Dikkatini topladı, yürüyen insanlara daha bir titizlikle bakmaya başladı.' -O. Aysu.
Deyim: dramatize etmek
Anlamı: 1) bir edebî eseri radyo, televizyon veya sahne oyunu biçimine getirmek; 2) mec. bir olayı olduğundan daha acıklı, abartılı bir biçimde ortaya koymak.
Deyim: hatiften gelmek
Anlamı: gaipten ses gelmek.
Deyim: hatim indirmek
Anlamı: Kur'an'ı başından sonuna kadar okuyup bitirmek, hatmetmek.
Deyim: hatim sürmek
Anlamı: okunan Kur'an'ı, önündeki Kur'an'dan takip etmek.
Deyim: hatime çekmek
Anlamı: son vermek.
Deyim: inisiyatifi ele almak (geçirmek)
Anlamı: karar verme yetkisini kullanmak: 'Bu kurnaz dilenci böylece inisiyatifi göstermelik de olsa eline alıp sağa sola emirler vermeye başladı.' -İ. O. Anar.
Deyim: inisiyatifini kullanmak
Anlamı: gerekli kararları öncelikle almak.
Deyim: kabahati (birinde) bulmak (aramak)
Anlamı: bir kusur, suç aramak: 'O, atı kızdırıyor, çileden çıkarıyor diye, bütün kabahati seyisinde buluyordu.' -A. Ş. Hisar.
Deyim: kabahati (birine, bir şeye) yüklemek
Anlamı: işlediği bir suçu başkasının üzerine atmak: 'Bu işte kabahati sobaya yüklemek lazım geliyor.' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: latife götürmek
Anlamı: şaka kaldırmak: 'Hiç latife götürecek hâlim yokken, kendimi tutamadım; kahkahaları atmaya başladım.' -S. M. Alus.
Deyim: matiz olmak
Anlamı: argo sarhoşluktan sızacak duruma gelmek: 'Bak şu moruğa matiz oluyor gene.' -O. Kemal.