Arp ne demek? Kısaca anlamı nedir?
Arp kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Arp hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Arp
Anlamlar:
1. Dik tutularak parmakla çalınan, üç köşeli, telli çalgı
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Müzik
Arp hakkında eş anlamlı kelimeler
Arp eş anlamlısı
arp kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Harp
Arp hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Arp zıt anlamlısı
Arp kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Arp
İngilizce: Harp
Spanish: Arpa
German: Harfe
French: Harpe
Italian: Arpa
Arp ile ilgili atasözleri
Aşağıda Arp hakkında ve içinde Arp kelimesi geçen, Arp ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: aç tavuk kendini arpa (buğday) ambarında sanır
Anlamı: insanlar, yokluğunu, yoksulluğunu çektikleri şeyler için olmayacak hayaller, düşler kurar.
Atasözü: aç yanında sarpın kurcalanmaz
Anlamı: bir kimsenin yanında, onun çok duyarlı olduğu konuya değinmemek gerekir.
Atasözü: arpa eken buğday biçmez
Anlamı: kötü davranışın karşılığı iyi olmaz.
Atasözü: arpa samanıyla, kömür dumanıyla
Anlamı: yararlanılan nesneleri eksiklikleriyle birlikte kabullenmek gerekir.
Atasözü: arpa unundan kadayıf olmaz
Anlamı: kötü gereçle iyi şey yapılamaz.
Atasözü: arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez
Anlamı: bir kişinin verimli olarak iş görmesi, onun geçiminin sağlanmasına bağlıdır.
Atasözü: arpacıya borç eden ahırını tez satar
Anlamı: bir iş borçla sağlıklı bir biçimde yürütülemez.
Atasözü: ata arpa, yiğide pilav
Anlamı: canlıların güçleri, gelişmelerine yarayan şeylerle artar.
Atasözü: atın ölümü arpadan olsun
Anlamı: çok sevilen bir şey yapılırken veya sevilen bir yiyecek yenilirken sonuç kötü de olsa zor veya kötü şeylere katlanılır.
Atasözü: avrat var, arpa unundan aş yapar; avrat var, buğday unundan keş yapar
Anlamı: iş bilen kadın, elverişsiz gereçle güzel şeyler meydana getirir, iş bilmeyen kadın ise en iyi gereci kullansa bile bir şey yapamaz.
Atasözü: bıldırcının beyliği arpa biçimine kadardır
Anlamı: her kazancın bir sonu vardır.
Atasözü: bir koltuğa iki karpuz sığmaz
Anlamı: aynı zamanda birden çok işle ilgilenmek başarı için sakıncalıdır.
Atasözü: dün cin olmuş, bugün adam çarpıyor
Anlamı: işinde ustalaşmadan hile yollarına başvuruyor.
Atasözü: elti eltiye eş olmaz, arpa unundan aş olmaz
Anlamı: arpa unundan yemek yapılamadığı gibi eltilerin de iyi geçinmeleri mümkün değildir.
Atasözü: karpuz kabuğunu görmeden denize girme
Anlamı: bir işi en uygun zamanı gelmeden yapma.
Atasözü: karpuz kesmekle hararet sönmez
Anlamı: size kötülük yapmış olan bir kimseden başkasına zarar vermekle o kimseden öç almış olmazsınız.
Atasözü: osurgan (osuruklu) göte arpa ekmeği bahane
Anlamı: 1) zaten zayıf, hastalıklı kişi sağlığının bozulmasını önemsiz etkenlere bağlar; 2) davranışları beğenilmeyen kişi sudan sebeplerle kendisini mazur göstermeye çalışır.
Arp ile ilgili deyimler
Aşağıda Arp hakkında ve içinde Arp kelimesi geçen, Arp ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: arpa ektim, darı çıktı
Anlamı: ters sonuç veren işler için söylenen bir söz.
Deyim: arpacı kumrusu gibi düşünmek
Anlamı: içinde bulunduğu sorunu nasıl çözeceğini uzun uzun düşünmek: 'Bak, o şoförün yanında arpacı kumrusu gibi düşünen maarif müdürü beye.' -R. N. Güntekin.
Deyim: arpalık yapmak
Anlamı: bir kaynaktan sürekli olarak çıkar sağlamak.
Deyim: arpası çok gelmek
Anlamı: coşmak, azmak, kudurmak.
Deyim: atla arpayı dövüştürmek (dalaştırmak)
Anlamı: fesat karıştırmak, arabozanlık etmek.
Deyim: ayağının altına karpuz kabuğu koymak
Anlamı: bir yolunu bulup bir kimseyi düzenle işinden uzaklaştırmak.
Deyim: bir arpa boyu (gitmek, yol almak)
Anlamı: çok az (gitmek veya yol almak): 'Süfli gayeler, kütleleri ya oldukları yere mıhlayan ve bir arpa boyu ileri götürmeyen sefil isteklerdir.' -S. Ayverdi.
Deyim: cereyan çarpmak
Anlamı: elektrik akımına tutulup etkisinde kalmak.
Deyim: cezaya çarptırmak
Anlamı: cezalandırmak: 'Seni yalana tövbe ettirecek bir cezaya çarptırmalıyım.' -R. H. Karay.
Deyim: cin çarpmak
Anlamı: bir inanışa göre, cinlerin öfkesiyle inme inmek.
Deyim: cin çarpmışa dönmek
Anlamı: neye uğradığını bilemeyecek kadar kötü bir duruma düşmek.
Deyim: cin olmadan şeytan (adam) çarpmak
Anlamı: gücünün üstündeki işleri başarmaya kalkışmak.
Deyim: çarpıntısı tutmak
Anlamı: heyecan, korku veya üzüntüden çarpıntı nöbeti gelmek.
Deyim: elinin tersiyle çarpmak
Anlamı: ayanın arkasıyla şiddetle tokat atmak.
Deyim: eşekten düşmüş karpuza (düşmüşe) dönmek
Anlamı: argo 1) çok şaşırmak, donup kalmak; 2) kötü bir duruma düşmek: 'Bunlar ezberlerindeki mânileri söylerler, dağarcıklarında mâni kalmayınca da eşekten düşmüş karpuza dönerler.' -S. Birsel.
Deyim: göze çarpmak
Anlamı: dikkati üzerine çekmek: 'Evin nizamında Türk kadınlarının vakur zarafeti göze çarpar.' -O. S. Orhon.
Deyim: gözüne çarpmak
Anlamı: görünür olmak, dikkati çekmek: 'İlk gözüme çarpan köşe minderi ve üstündeki eski nakışlarla işlenmiş yastıklar.' -H. E. Adıvar.
Deyim: güneş çarpmak
Anlamı: sıcak havada güneş altında çok kalmaktan hasta olmak.
Deyim: harp açmak
Anlamı: 1) savaş açmak; 2) mec. bir konuda güçlü biçimde mücadele etmek, bir konuyu şiddetle savunmak: 'Gençler, kendi cinslerinden riyakârlara karşı harp açmalıdırlar.' -F. R. Atay.
Deyim: hava çarpmak
Anlamı: iklim ve rüzgâr olumsuz etkilemek.