Araf ne demek? Anlamı nedir?
Araf kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Araf hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Araf
Kökeni: "Arapça aʿrāf" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. İslam inancına göre cennet ile cehennem arasında bir yer
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Araf hakkında eş anlamlı kelimeler
Araf eş anlamlısı
araf kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Geçit
Araf hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Araf zıt anlamlısı
Araf kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Araf
İngilizce: Purgatory
Spanish: Purgatorio
German: Fegefeuer
French: Purgatoire
Italian: Purgatorio
Araf ile ilgili atasözleri
Aşağıda Araf hakkında ve içinde Araf kelimesi geçen, Araf ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: onmadık (talihsiz) hacıyı deve üstünde (Arafat'ta) yılan sokar
Anlamı: amacını gerçekleştirmesi mümkün olmayan kişinin karşısına, hatır ve hayale gelmeyen ve yenilemeyen engeller çıkar.
Atasözü: talihsiz hacıyı Araf'ta yılan sokar
Anlamı: amacını gerçekleştirmesi mümkün olmayan kişinin karşısına, hatır ve hayale gelmeyen ve yenilemeyen engeller çıkar.
Atasözü: yetişemediğin köyün alt tarafında (beri yanında) yat
Anlamı: yapmak istediğiniz şeyi eksiksiz olarak başaramıyorsanız kendinizi boş yere zorlamayıp yapabildiğiniz kadarıyla yetinmeniz gerekir.
Araf ile ilgili deyimler
Aşağıda Araf hakkında ve içinde Araf kelimesi geçen, Araf ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ağzını bırakıp kıçıyla (bir tarafıyla) gülmek
Anlamı: alay ederek karşısındakine gülmek.
Deyim: Arafat'ta soyulmuş hacıya dönmek
Anlamı: her şeyini kaybedip çırılçıplak kalmak, çaresiz kalmak.
Deyim: bir tarafa bırakmak (koymak)
Anlamı: önemsememek, benimsememek, ertelemek.
Deyim: (birinden) tarafa olmak (çıkmak)
Anlamı: birinin görüş ve düşüncesini benimsemek, desteklemek.
Deyim: dört bir taraf (yan)
Anlamı: her yan, bütün çevre: 'Oğulları babasını iyileştirmek için dört bir yana koşuşurdu.' -A. İlhan.
Deyim: elle tutulacak tarafı (yanı) kalmamak
Anlamı: 1) sağlam bir yanı kalmamak; 2) güvenilecek veya kayrılacak bir yönü olmamak.
Deyim: elle tutulur tarafı olmamak
Anlamı: hiçbir değerli yanı olmamak.
Deyim: kulağı ters taraftan göstermek
Anlamı: kolay yolu varken bir işi daha zor ve uzun yollar kullanarak yapmak: 'Tahkike mahkike, kulağı ters taraftan göstermeye ne lüzum var?' -S. M. Alus.
Deyim: madalyonun ters tarafı (tersi, arka yüzü)
Anlamı: 'olumlu bir iş, bir durum veya bir olayın düşünülmesi, hesaba katılması gereken olumsuz yönü' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: o taraflı olmamak
Anlamı: konuyla ilgisi yokmuş gibi davranmak.
Deyim: sol tarafından kalkmak
Anlamı: 1) aksiliği, huysuzluğu, tersliği üzerinde olmak; 2) işleri ters gitmek, iyi gününde olmamak.
Deyim: taraf çıkmak (olmak)
Anlamı: taraf tutmak.
Deyim: taraf gözetmek
Anlamı: birinden yana olmak: 'Meseleyi taraf gözetmeden aksettirmek için o yazıdan da bir parça almak isterdik.' -O. V. Kanık.
Deyim: taraf (tarafını) tutmak
Anlamı: birinden yana olmak, birinin görüş ve düşüncesini desteklemek: 'Benim, daha çok erkeklerin tarafını tutar gibi görünen akıl öğretmelerime hanımlar kızabilir.' -Ş. Rado.
Deyim: ters tarafından kalkmak
Anlamı: sol tarafından kalkmak: 'Hacı Ömer'in o gün ters tarafından kalktığına artık şüphe yoktu.' -R. N. Güntekin.
Deyim: yaka bir tarafta, paça bir tarafta
Anlamı: kılığı kıyafeti dağınık bir durumda.