Andırmak kelimesinin sözlük anlamı ne demek?


Google News

Yayınlama: 2 yıl önce

Okuma süresi: 3 dakika

Andırmak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Andırmak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...

Kelime: Andırmak

Anlamlar:

1. Benzer yanları bulunmak, çağrıştırmak

Özelliği / Tipi / Türü: -i

Örnek: "Şiirde gazete havadisini andıran bir mısra da bulunabilir."

"Asaf Halet Çelebi"


Andırmak eş anlamlısı

Andırmak hakkında eş anlamlı kelimeler

Andırmak eş anlamlısı

andırmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : çağrıştırmak


Andırmak zıt anlamlısı

Andırmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Andırmak zıt anlamlısı

Andırmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Andırmak ile ilgili 2 örnek cümle

"Andırmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Andırmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Kız annesini andırmaktaydı

2. Onu andırmak istercesine sorular sordu


Diğer dillerde Andırmak

İngilizce: Approach

Spanish: Enfoque

German: Ähneln

French: Approche

Italian: Approccio


Andırmak ile ilgili atasözleri

Andırmak ile ilgili atasözleri

Aşağıda Andırmak hakkında ve içinde Andırmak kelimesi geçen, Andırmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.


Andırmak ile ilgili deyimler

Andırmak ile ilgili deyimler

Aşağıda Andırmak hakkında ve içinde Andırmak kelimesi geçen, Andırmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: akis uyandırmak

Anlamı: bir konu üzerinde düşünülmesine, tartışılmasına yol açmak, ilgi veya tepki yaratmak.

Deyim: alaka (alakasını) çekmek (toplamak, uyandırmak)

Anlamı: ilgi çekmek: 'Bu sahneyi mangalın başında Havva Hanım bize kaç defa tekrar etti, hatırlayamam. Ama her defasında bizde büyük bir alaka uyandırıyordu.' -H. E. Adıvar. 'Yahu, biz bu hanımın sadece elini öpebilmek için ne yapacağımızı bilemez ve alakasını çekemezdik.' -N. F. Kısakürek.

Deyim: ateşi uyandırmak

Anlamı: sönmek üzere olan ateşi canlandırmak.

Deyim: (bir işi) dallandırıp budaklandırmak

Anlamı: bir işi, bir sorunu büyüterek karışık duruma getirmek.

Deyim: (bir şey birinin) zihnini bulandırmak

Anlamı: kuşkuya düşürmek.

Deyim: (birinin) yâdını uyandırmak

Anlamı: onu hatırlatmak: 'Ona ait her hatıra muazzez ve yâdını uyandıracak her vesile kıymetlidir.' -İ. A. Gövsa.

Deyim: ... duygusu uyandırmak

Anlamı: bir duygu oluşturmak: 'Bu çeşit mülahazalar bizde ancak bir isyan duygusu uyandırabilirdi.' -Y. K. Karaosmanoğlu.

Deyim: gaflet uykusundan uyandırmak

Anlamı: bilgisizlikten, idraksizlikten kurtarmak: 'Sanki Orhan Veli'nin okuyucuyu gaflet uykusundan uyandırmak için yazdığı mısra rakı şişesinin içindeymiş gibi.' -S. F. Abasıyanık.

Deyim: gönül bulandırmak

Anlamı: 1) mide bulandırmak; 2) mec. kuşkulandırmak; 3) mec. rahatsız etmek: 'Haberler iyi değil, rivayetler gönlümü bulandırıyor, sürgünmüş, göz hapsiymiş, estek köstek.' -A. İlhan.

Deyim: ilgi çekmek (uyandırmak)

Anlamı: çevresinde ilgiyi, dikkati ve merakı üzerine toplamak, alaka çekmek, alaka toplamak veya alaka uyandırmak: 'Öyle bir renk olmalı ki hemen karşıdan hem ilgi uyandırmalı hem de insan etkilenmeli.' -M. İzgü.

Deyim: infial uyandırmak

Anlamı: kızgınlığa yol açmak, öfke yaratmak.

Deyim: istek uyandırmak

Anlamı: istemesine, arzu duymasına yol açmak: 'İnsanda ille de saçını, yanağını okşamak isteğini uyandıran güzel kız çocuklarını andırırdı.' -N. Cumalı.

Deyim: kafayı bulandırmak

Anlamı: önceki düşünceleri altüst etmek, değiştirmek: 'Öğretmenler bu gibi kitapların kafayı bulandırdığını bile söyler.' -S. Birsel.

Deyim: lafı dolandırmak

Anlamı: sözü uzatmak: 'Üç beş sorum var kalıplaşmış, onları soruyorum, lafı dolandırarak.' -N. Meriç.

Deyim: lafı sulandırmak

Anlamı: bir konu üzerinde ciddiyetle durup konuşurken araya ilgisiz, anlamsız veya tutarsız boş laf katmak.

Deyim: merakını uyandırmak

Anlamı: merak etmesine sebep olmak, meraklanmak: 'Kızın en çok merakını uyandıran şey, Hasan'ın yeni kıyafetiydi.' -O. C. Kaygılı.

Deyim: mide bulandırmak

Anlamı: 1) kusacak bir duruma getirmek: 'Dibinde, kıyılmış kertenkele ve yılan parçaları varmış gibi midesini bulandırmıştı.' -P. Safa. 2) mec. kuşkulandırmak.

Deyim: nefret uyandırmak

Anlamı: nefret etmesine sebep olmak: 'Çünkü Ömer Bey, başka birinde son derece nefret uyandıran bir kabalık, bir kusur sayılması lazım gelen o gurur ve azamet buhranları içinde bile bir çocuk saflığını saklıyordu.' -Y. K. Karaosmanoğlu.

Deyim: nostalji uyandırmak

Anlamı: özlem duygusu canlandırmak: 'İlkokulu, liseyi birlikte okuduk, belki onda nostalji uyandırıyorum.' -İ. Aral.

Deyim: ruh kazandırmak (vermek)

Anlamı: herhangi bir yeri veya şeyi canlı, hareketli, neşeli bir duruma getirmek.


Yorumlar

Yorum Yap
Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.

Andırmak A ile başlayan kelimeler An ile başlayan kelimeler Ne demek Sözlük Eş anlamlı kelimeler Zıt anlamlı kelimeler Atasözleri Deyimler Örnek cümleler