An nedir? An anlamı ne demek?
An kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, An hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: An
Kökeni: "Arapça ān" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir."
İçinde An geçen birleşik ve kökteş kelimeler: anbean, bir an, eş anlı
2. İki tarla arasındaki sınır
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Halk ağzında
3. Zihin
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "An bulanıklığı. An yorgunluğu."
An hakkında eş anlamlı kelimeler
An eş anlamlısı
an kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Lahza , Zihin
An hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
An zıt anlamlısı
An kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
An ile ilgili 2 örnek cümle
"An" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "An" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Adam bir an durakladı. O anı görmeliydiniz
2. Öyle anlar vardır ki, karar zamanıdır
Diğer dillerde An
İngilizce: Moment
Spanish: Momento
German: An
French: Moment
Italian: Momento
An ile ilgili atasözleri
Aşağıda An hakkında ve içinde An kelimesi geçen, An ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: abanın kadri yağmurda bilinir
Anlamı: bir şeyin gerçek değeri, ancak ona çok ihtiyaç duyulduğu zaman iyi anlaşılır.
Atasözü: abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır
Anlamı: görmemiş kişi, rastlantı sonucu layık olmadığı bir duruma kavuşursa bu durum kendisinin hakkıymış gibi aptalca böbürlenir.
Atasözü: abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz
Anlamı: bir kimse sevdiği işi sürekli olarak yapmaktan bıkmaz.
Atasözü: abdestsiz sofuya namaz mı dayanır
Anlamı: kurallara, koşullara uyulmadıktan sonra bir sürü iş yapılabilir.
Atasözü: acele işe şeytan karışır
Anlamı: düşünüp taşınmadan ivedi olarak yapılan işten iyi sonuç alınamaz.
Atasözü: acele işin sonu pişmanlık
Anlamı: acele ederek yaptığımız işten istediğimiz sonucu alamayabiliriz.
Atasözü: acemi nalbant gâvur eşeğinde öğrenir
Anlamı: mesleğinde ustalığa erişmemiş kimse, ilk denemelerini gözden çıkarılabilecek malzeme üzerinde yapar.
Atasözü: acı acıyı keser, su sancıyı
Anlamı: bir güçlüğü yenmek için başka bir güç yola başvurulmalıdır.
Atasözü: acı (kötü) söz insanı (adamı) dinden çıkarır, tatlı söz yılanı inden çıkarır
Anlamı: gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir.
Atasözü: acı patlıcanı kırağı çalmaz
Anlamı: herhangi bir duruma alışkın olan kimseyi benzer kötü durumlar etkilemez.
Atasözü: acıkan doymam sanır, susayan kanmam sanır
Anlamı: bir şeyi uzun süre elde edemeyen kimse, daha sonra o şeyden ne kadar çok edinirse edinsin yine kendisine yetmeyeceği kanısında bulunur.
Atasözü: acıkan ne olsa yer, acıyan ne olsa söyler
Anlamı: geçim sıkıntısı içinde bulunan kişi geçinebilmek için her yolu dener, her işi yapar, canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler.
Atasözü: acıkan ne yemez, acıyan ne demez
Anlamı: geçim sıkıntısı içinde bulunan kişi geçinebilmek için her yolu dener, her işi yapar, canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler.
Atasözü: acıkanın yanağından, susayanın dudağından belli olur
Anlamı: bir insanın ne durumda olduğu yüzünden anlaşılır.
Atasözü: acıkmış kudurmuştan beterdir
Anlamı: uzun süre bir nesnenin yokluğunu çeken kimse, onu gördüğünde büyük bir istekle ona saldırır.
Atasözü: acından kimse ölmemiş
Anlamı: kişi yoksul olabilir, işsiz ve parasız kalabilir ama aç kalmaz, mutlaka bir geçim yolu bulur.
Atasözü: acındırırsan arsız olur, acıktırırsan hırsız olur
Anlamı: koruduğunuz kimsenin sürekli acınmasına izin verirseniz arsız olur, emeğinin karşılığını tam olarak vermediğiniz kişi de hırsız olur.
Atasözü: acıyan uyumuş, acıkan uyumamış
Anlamı: insan sıkıntıya katlanır da açlığa katlanamaz.
Atasözü: aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez
Anlamı: aç hiçbir mazeretle susturulamaz, çocuk da istediği şeyi hemen elde etmek ister.
Atasözü: aç aslandan tok domuz yeğdir
Anlamı: soysuz olup para kazanan, soylu olup da para kazanmayandan üstündür.
An ile ilgili deyimler
Aşağıda An hakkında ve içinde An kelimesi geçen, An ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: a'dan z'ye (kadar)
Anlamı: baştan aşağı, tamamen, tamamıyla, bütünüyle: Evini a'dan z'ye değiştirdi.
Deyim: abanoz gibi
Anlamı: 1) çok sert: Abanoz gibi tahta. 2) kapkara.
Deyim: abazan kalmak
Anlamı: 1) uzun süre cinsel ilişkide bulunmamak; 2) aç kalmak.
Deyim: acından ölmek
Anlamı: 1) çok acıkmak; 2) aşırı derecede yoksul olmak.
Deyim: açıklık kazanmak
Anlamı: bir konu aydınlanmak, anlaşılır duruma gelmek.
Deyim: açıktan almak
Anlamı: 1) den. açıktan geçmek; 2) mec. bir tehlikenin uzağından geçmek.
Deyim: açlıktan gözü (gözleri) dönmek (kararmak)
Anlamı: çok acıkmak: 'Bu akşam açlıktan gözü dönmüş bir hâlde bir evin mutfağına girmişti.' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: açlıktan imanı gevremek
Anlamı: çok acıkmak.
Deyim: açlıktan nefesi kokmak
Anlamı: yoksulluk içinde bulunmak.
Deyim: açlıktan ölmek
Anlamı: dayanılmaz derecede acıkmak, çok acıkmak.
Deyim: açlıktan ölmeyecek kadar
Anlamı: çok az: Açlıktan ölmeyecek kadar yiyor.
Deyim: adam kullanmak
Anlamı: 1) birini çalıştırmasını bilmek; 2) birini kendi çıkarına alet etmek.
Deyim: adam olana çok bile
Anlamı: layık olmadığı, hak etmediği hâlde kişinin beklentisi daha fazla olduğu durumlarda kullanılan bir söz.
Deyim: adı sanı olmak
Anlamı: bilinmek, tanınmak, ünlü olmak: 'Osman Efendi'nin adı sanı vardı.' -İ. H. Baltacıoğlu.
Deyim: ağırdan almak
Anlamı: 1) bir işi gereken süre içinde bitirmemek, geciktirmek: 'Görüyorsunuz ki bu soyadı konusunda benim ağırdan alışım, bir tembellik değil.' -M. Ş. Esendal. 2) bir işi gönülsüz, isteksiz yapmak: 'Ama üstüme düşüldü mü bende bir gönül tokluğu, bir nazlanma, bir ağırdan alış.' -H. Taner.
Deyim: ağız kullanmak
Anlamı: duruma, ortama göre söz söylemek: Ben nasıl ağız kullanıyorsam sen de o yolda konuş.
Deyim: ağızdan ağıza dolaşmak (geçmek)
Anlamı: bir söz herkes arasında söylenilmek: 'Gazeteye yansıyan haber ağızdan ağıza geçerken açıklığını hemen hemen tamamen kaybetmiştir.' -Halikarnas Balıkçısı.
Deyim: ağzı açık ayran delisi (budalası)
Anlamı: 1) yeni gördüğü her şeye şaşkınlıkla bakan; 2) saf, bön.
Deyim: ağzı çiriş çanağına dönmek
Anlamı: ağzı kuruyup acılaşmak.
Deyim: ağzı dili bağlanmak
Anlamı: herhangi bir sebeple konuşamaz olmak.