Almak kelimesinin anlamı ne demek?
Almak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Almak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Almak
Anlamlar:
1. Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı."
2. Satın almak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
3. Ele geçirmek, fethetmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Fakat aldıkları yerlerin ahalisini Türkleştiremediklerinden bu büyüklük onların zayıf düşmelerine sebep olmuş."
4. Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak
Özelliği / Tipi / Türü: -i - -den
Örnek: "Çocuğu okuldan aldı."
5. Birlikte götürmek
6. İçine sığmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Bu kavanoz iki kilo bal alır. Bu salon bin kişi alır."
7. Kabul etmek
Özelliği / Tipi / Türü: -e - Nesnesiz
8. Kendine ulaştırılmak, iletilmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Mektup almak. Haber almak."
9. İçeri sızmak, içine çekmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Gemi su alıyor. Fotoğraf makinesi ışık almış, film yanmış."
10. Erkek, kadınla evlenmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "O sırada aldığı kadının babasının birçok yardımını görmüştü."
11. Sürükleyip götürmek
Özelliği / Tipi / Türü: -i - Nesnesiz
Örnek: "Öküzü sel aldı, harmanı yel aldı."
12. Kazanmak, elde etmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
13. Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Soğuk almak. Ceza almak."
14. Bürümek, sarmak, kaplamak
Özelliği / Tipi / Türü: -i - Nesnesiz
Örnek: "Burayı kötü bir koku aldı, durulamaz hâle geldi."
15. Kısaltmak, eksiltmek
Özelliği / Tipi / Türü: -den
Örnek: "Ceketin boyundan almak."
16. Yolmak, koparmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Kaş almak."
17. Temizlemek
Örnek: "Karyolanın altını süpürge ile al."
18. İçeri girmesini sağlamak
Özelliği / Tipi / Türü: -e - -i
Örnek: "Sevdiği delikanlıyı gece evine almış."
19. Tat veya koku duymak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Sigaradan hiç tat alamaz oldum. Burnu iyi koku alır."
20. Örtmek, koymak
Özelliği / Tipi / Türü: -e - -i
Örnek: "Paltosunu sırtına aldı."
21. Yol gitmek, mesafe katetmek
Özelliği / Tipi / Türü: -i - -de
Örnek: "O yolu bir saatte alırsınız."
22. Çalmak
Özelliği / Tipi / Türü: -i - -den
Örnek: "Cebimden saatimi almışlar."
23. Soldurmak
Örnek: "Güneş perdelerin rengini aldı."
24. Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak
Örnek: "Dalağını aldılar."
25. Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Savcı yardımcısı gaza bastı, motor almadı. Bir daha bastı, yine almadı."
26. Göreve, işe başlatmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Yeni bir kapıcı aldı."
27. Görevden, işten çekmek
Özelliği / Tipi / Türü: -den
28. Başlamak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur"
29. İçecek veya sigara içmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Tadına bakmak için bir yudum aldım."
30. Yutmak, kullanmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "İlaç almak."
31. Kazanç sağlamak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz - -den
Örnek: "Bir pantolondan beş yüz lira alıyorlar."
32. Gidermek, yok etmek
Örnek: "İçine biraz su koy, tuzunu alır."
33. Yer değiştirmek
İçinde Almak geçen birleşik ve kökteş kelimeler: pürüzalır, esir almaca, soluk almadan, açığa almak, satın almak, akılalmaz, çakaralmaz
Almak hakkında eş anlamlı kelimeler
Almak eş anlamlısı
almak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : temizlemek , çekmek , koparmak , yolmak , eksiltmek , kısaltmak , kaplamak , sarmak , bürümek , elde etmek , kazanmak , başlamak , kullanmak , yutmak , yok etmek , gidermek , çalmak , soldurmak , koymak , örtmek , iletilmek , kabul etmek , fethetmek , kaldırmak , içine çekmek
Almak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Almak zıt anlamlısı
almak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : vermek, satmak
Almak ile ilgili 50 örnek cümle
"Almak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Almak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Atı almak için ahıra girdi
2. Adam, yazı makinesini önüne aldı, yazmaya başladı
3. Giderken çantanı almayı unutma
4. Polis, adamı alıp gitti
5. Yeni bir araba aldı
6. Çanta kitapların hepsini aldı
7. Selam almaktan bile çekinir oldular
8. Her gün dostlarından mektuplar alırdı
9. Sandal su almaktaydı. Bu film ışık almış
10. O kızı almak için çok uğraştı
11. Sel, çok sayıda can almıştı
12. Kaç para aldın bu işten?
13. Bugünlerde soğuk almaktan sakınmalısınız
14. Sular sokakları almıştı
15. Masanın ayağını biraz almak gerekiyor
16. Bahçedeki zararlı otları almakta geç kalmamalı
17. Kadın çocuğunu öteki koltuğa aldı
18. Önce odayı şöyle bir almak, sonra yerleştirmek gerekiyordu
19. Hizmetçi bizi salona aldı
20. Atı ahıra aldı
21. Bir duş almak için banyoya girdi. Önce bir banyo aldı
22. Yazmasını başına aldı
23. Yükünü sırtına aldı
24. Türkler Bağdat’ı almak için ordu gönderdi
25. Sınav saatini ileri almışlar
26. O yolu iki günde alırsınız
27. Bu sözü kötüye almanızı istemem
28. Dün sokakta ansızın bir yağmur aldı, ıslandık
29. Şarkıcı bu kez tizden almak istedi, beceremedi
30. Bir kahve alır mıydınız?
31. Bu ilacı suyla almak gerek
32. Otobüste adamın saatini almışlar
33. Yeni bir kapıcı almak istiyoruz
34. Çocuğunu çıraklıktan almak istemişti, yapma dedim
35. Tanrı eşini alınca adam değişti, durgunlaştı
36. Biber acıymış, dilimin acısını almak için ekmek içi yedim
37. Güneş kumaşın rengini iyice almış
38. Karnındaki uru aldılar
39. Sürücü kontak anahtarını çevirdi, motor hemen aldı
40. Kalemlerin hangisini almak istersin?
41. Tilki tavukların ikisini almış
42. Bir şiirimi seçkisine almak için izin istedi
43. Evin üst katı denizi olduğu gibi almaktaydı
44. Balıkçılar bugün bol balık aldılar
45. Aldı Sürmelibey, bakalım ne dedi
46. Kadınlar aldıkları haklarla yetinemezler
47. Bizim radyo her yeri alıyor
48. Onunla bir alıp vereceğim yok
49. Bahçedeki zararlı otlar aldı yürüdü
50. Adam aldı yürüdü, yakında iyice ilerler
Diğer dillerde Almak
İngilizce: Have
Spanish: Tener
German: Nehmen
French: Avoir
Italian: Avere
Almak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Almak hakkında ve içinde Almak kelimesi geçen, Almak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: aç kalmak, borçlu olmaktan iyidir
Anlamı: sözünün eri olana, borcunu ödeyememek aç kalmaktan daha ağır gelir.
Atasözü: komşu kızı almak, kalaylı kaptan (tastan) su içmek gibidir
Anlamı: komşu kızını almaya karar veren, ailenin ve kızın durumunu, gidişini iyi bildiğinden içi rahat olarak bu ilişkiyi kurar.
Almak ile ilgili deyimler
Aşağıda Almak hakkında ve içinde Almak kelimesi geçen, Almak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: abazan kalmak
Anlamı: 1) uzun süre cinsel ilişkide bulunmamak; 2) aç kalmak.
Deyim: abdest almak
Anlamı: 1) Müslümanlar, belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh ederek arınmak; 2) boy abdesti almak.
Deyim: acısını almak
Anlamı: 1) acılığını gidermek; 2) sızıyı dindirmek.
Deyim: âciz kalmak
Anlamı: çok uğraşmasına karşın bir işi yapamamak: 'Kitaplar Taptuk'u anlatmaktan âciz kalır.' -A. Kabaklı.
Deyim: aç açık kalmak
Anlamı: yoksulluk içinde, evsiz barksız kalmak.
Deyim: aç kalmak
Anlamı: 1) karnını doyuramamak: 'Fatma'nın yemek çantası olmasaydı, dün aç kalmıştım.' -F. R. Atay. 2) yoksulluğa düşmek.
Deyim: aç susuz kalmak
Anlamı: 1) yoksulluktan yaşayamayacak bir duruma gelmek; 2) yoksul bir duruma düşmek.
Deyim: açıkta kalmak (olmak)
Anlamı: 1) iş ve görev bulamamak; 2) yersiz yurtsuz kalmak; 3) birkaç kişinin birlikte eriştiği bir iyilikten yararlanamamak.
Deyim: açıktan almak
Anlamı: 1) den. açıktan geçmek; 2) mec. bir tehlikenin uzağından geçmek.
Deyim: ad almak
Anlamı: 1) kendisine ad verilmek; 2) ün kazanmak.
Deyim: adı kalmak
Anlamı: bir kimse veya bir şey öldükten, ortadan çekildikten sonra dillerde yalnız adı dolaşmak.
Deyim: aferin almak
Anlamı: değerli görülüp beğenilmek.
Deyim: afişte kalmak
Anlamı: tiy. oyun ilgi görerek günlerce oynanmak: Oyunun afişte kalması için başarıyla oynanması gerekir.
Deyim: ağır yara almak
Anlamı: 1) kavgada veya savaşta önemli ölçüde zarar görmek; 2) bir olayda beklenmeyen sıkıntılı ve olumsuz bir duruma düşmek.
Deyim: ağırdan almak
Anlamı: 1) bir işi gereken süre içinde bitirmemek, geciktirmek: 'Görüyorsunuz ki bu soyadı konusunda benim ağırdan alışım, bir tembellik değil.' -M. Ş. Esendal. 2) bir işi gönülsüz, isteksiz yapmak: 'Ama üstüme düşüldü mü bende bir gönül tokluğu, bir nazlanma, bir ağırdan alış.' -H. Taner.
Deyim: ağız tamburası çalmak
Anlamı: 1) sözle avutmaya, oyalamaya çalışmak; 2) soğuktan dişleri birbirine çarpmak, çenesi titremek.
Deyim: ağzı açık (bir karış açık) kalmak
Anlamı: çok şaşırmak, şaşakalmak: 'Başımı kaldırıp yukarı bakınca şaşkınlıktan ağzım açık kalıyor.' -A. Ümit.
Deyim: ağzı açık kalmak
Anlamı: şaşırmak: 'Dillere destan İstanbul nezaketini o evde gördüm, ağzım açık kaldı.' -A. Kutlu.
Deyim: ağzına almak
Anlamı: 1) yemek, içmek; 2) söylemek: 'Bir daha millet kelimesini ağzına alırsan dilini koparırım, anladın mı?' -R. H. Karay.
Deyim: ağzına taş almak
Anlamı: söze karışmayıp susmak.