Alma ne demek? Anlamı nedir?
Alma kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Alma hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Alma
Anlamlar:
1. Almak işi, ahiz, derç, ittihaz, kabız
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
2. Bir iş adamının veya profesyonel sporcunun para karşılığı başka bir işe veya kulübe geçmesi, transfer
İçinde Alma geçen birleşik ve kökteş kelimeler: açığa alma, kültüre alma, satın alma, koku alma duyusu, tat alma duyusu, tat alma organı
Alma hakkında eş anlamlı kelimeler
Alma eş anlamlısı
alma kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : İktibas , Alıntı , Transfer
Alma hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Alma zıt anlamlısı
alma kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : verme, satma
Diğer dillerde Alma
İngilizce: Taking
Spanish: Tomar
German: Nicht importieren
French: Prendre
Italian: Assunzione
Alma ile ilgili atasözleri
Aşağıda Alma hakkında ve içinde Alma kelimesi geçen, Alma ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: acı patlıcanı kırağı çalmaz
Anlamı: herhangi bir duruma alışkın olan kimseyi benzer kötü durumlar etkilemez.
Atasözü: aç at yol almaz, aç it av almaz
Anlamı: iş gördürdüğünüz kimselerin haklarını tam olarak vermezseniz kendilerinden yararlanamazsınız.
Atasözü: aç kalmak, borçlu olmaktan iyidir
Anlamı: sözünün eri olana, borcunu ödeyememek aç kalmaktan daha ağır gelir.
Atasözü: açık ağız aç kalmaz
Anlamı: isteklerini uygun bir biçimde söylemesini bilen kimse, onları önünde sonunda elde eder.
Atasözü: ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz
Anlamı: davranışlarına engel olacak hiçbir takıntısı yok.
Atasözü: ah yerde kalmaz
Anlamı: kötülük cezasız kalmaz.
Atasözü: Allah dokuzda verdiğini sekizde almaz
Anlamı: alın yazısı ne ise o olur.
Atasözü: alma alı, sat yağızı, bin doruya, besle kırı
Anlamı: biniciler doru ve kır donlu atları, sarı, al ve yağız renkli olanlardan daha üstün sayarlar, o nedenle at alırken seçimi ona göre yapmak gerekir.
Atasözü: alma mazlumun ahını çıkar, aheste aheste
Anlamı: kimseye eziyet edip ahını alma, sonra yaptığın kötülüklerin cezasını ömür boyu çekersin.
Atasözü: almadan vermek Allah'a mahsus
Anlamı: insan yaptığı herhangi bir şey için mutlaka karşılık bekler.
Atasözü: almadığın hayvanın kuyruğunu tutma
Anlamı: almayacağın bir şeye alacakmışsın gibi yakın ilgi gösterme, işinde çalıştırmayacağın kimseye çalıştıracakmışsın gibi umut verme.
Atasözü: av köpeği avdan kalmaz
Anlamı: hazıra konmayı alışkanlık yapmış kimse her zaman bu yolu izler.
Atasözü: ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz
Anlamı: insan, yaşamı boyunca çeşitli engellerle ve güçlüklerle karşılaşır.
Atasözü: bağ babadan, zeytin dededen kalmalı
Anlamı: bağ, bir kuşak geçecek kadar yaşlandıktan sonra bol ürün verir, zeytinin bol ürün verebilmesi için en azından iki kuşaklık bir zaman geçmelidir.
Atasözü: baskısız tahtayı yel alır, yel almazsa sel alır
Anlamı: kontrol altında bulundurulmayan veya gereği gibi korunmayan gençler kötü yollara sürüklenebilirler.
Atasözü: beslemeyi eslemeden alma
Anlamı: sürekli bir hizmet için evine kabul edeceğin kimseyi iyice sorup soruşturmadan alma.
Atasözü: borç iyi güne kalmaz
Anlamı: borcu ilk fırsatta ödemek gerekir.
Atasözü: boşa kodum dolmadı, doluya kodum almadı
Anlamı: içinden çıkılmayan güç bir durum karşısında söylenen bir söz.
Atasözü: çalma elin kapısını, çalarlar kapını
Anlamı: kimseye kötülük yapma yoksa onlar da sana aynı kötülüğü yaparlar.
Atasözü: dalmasını bilmeyen ördek, kıçından dalar
Anlamı: ne yaptığını bilmeyen kişi işi tersinden yürütmeye kalkar.
Alma ile ilgili deyimler
Aşağıda Alma hakkında ve içinde Alma kelimesi geçen, Alma ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: abazan kalmak
Anlamı: 1) uzun süre cinsel ilişkide bulunmamak; 2) aç kalmak.
Deyim: abdest almak
Anlamı: 1) Müslümanlar, belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh ederek arınmak; 2) boy abdesti almak.
Deyim: acısını almak
Anlamı: 1) acılığını gidermek; 2) sızıyı dindirmek.
Deyim: âciz kalmak
Anlamı: çok uğraşmasına karşın bir işi yapamamak: 'Kitaplar Taptuk'u anlatmaktan âciz kalır.' -A. Kabaklı.
Deyim: aç açık kalmak
Anlamı: yoksulluk içinde, evsiz barksız kalmak.
Deyim: aç kalmak
Anlamı: 1) karnını doyuramamak: 'Fatma'nın yemek çantası olmasaydı, dün aç kalmıştım.' -F. R. Atay. 2) yoksulluğa düşmek.
Deyim: aç susuz kalmak
Anlamı: 1) yoksulluktan yaşayamayacak bir duruma gelmek; 2) yoksul bir duruma düşmek.
Deyim: açıkta kalmak (olmak)
Anlamı: 1) iş ve görev bulamamak; 2) yersiz yurtsuz kalmak; 3) birkaç kişinin birlikte eriştiği bir iyilikten yararlanamamak.
Deyim: açıktan almak
Anlamı: 1) den. açıktan geçmek; 2) mec. bir tehlikenin uzağından geçmek.
Deyim: ad almak
Anlamı: 1) kendisine ad verilmek; 2) ün kazanmak.
Deyim: adı kalmak
Anlamı: bir kimse veya bir şey öldükten, ortadan çekildikten sonra dillerde yalnız adı dolaşmak.
Deyim: adını ağzına almamak
Anlamı: dargınlık, kırgınlık, kızgınlık vb. sebeple bir kimseden söz etmemek: 'Seniha'nın adını asla ağzıma almıyordum.' -R. N. Güntekin.
Deyim: aferin almak
Anlamı: değerli görülüp beğenilmek.
Deyim: afişte kalmak
Anlamı: tiy. oyun ilgi görerek günlerce oynanmak: Oyunun afişte kalması için başarıyla oynanması gerekir.
Deyim: ağır yara almak
Anlamı: 1) kavgada veya savaşta önemli ölçüde zarar görmek; 2) bir olayda beklenmeyen sıkıntılı ve olumsuz bir duruma düşmek.
Deyim: ağırdan almak
Anlamı: 1) bir işi gereken süre içinde bitirmemek, geciktirmek: 'Görüyorsunuz ki bu soyadı konusunda benim ağırdan alışım, bir tembellik değil.' -M. Ş. Esendal. 2) bir işi gönülsüz, isteksiz yapmak: 'Ama üstüme düşüldü mü bende bir gönül tokluğu, bir nazlanma, bir ağırdan alış.' -H. Taner.
Deyim: ağız tamburası çalmak
Anlamı: 1) sözle avutmaya, oyalamaya çalışmak; 2) soğuktan dişleri birbirine çarpmak, çenesi titremek.
Deyim: ağza almamak
Anlamı: anmamak, sözünü etmemek: 'Tövbekâr olduktan sonra eskiden işlediğimiz günahlar ağza alınmaz.' -H. E. Adıvar.
Deyim: ağzı açık (bir karış açık) kalmak
Anlamı: çok şaşırmak, şaşakalmak: 'Başımı kaldırıp yukarı bakınca şaşkınlıktan ağzım açık kalıyor.' -A. Ümit.
Deyim: ağzı açık kalmak
Anlamı: şaşırmak: 'Dillere destan İstanbul nezaketini o evde gördüm, ağzım açık kaldı.' -A. Kutlu.