Alın ne demek? TDK Türkçe sözlük anlamı nedir?
Alın kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Alın hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Alın
Anlamlar:
1. Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
2. Bazı şeylerin önü, ön yüzü
3. Karşı
Örnek: "Güneşin alnında durma."
4. Bir ocakta her türlü ayak, galeri, baca, kuyu ve yolun ilerletilmekte olan yüzeyi
Özelliği / Tipi / Türü: Madencilik
İçinde Alın geçen birleşik ve kökteş kelimeler: alın çatı, alın teri, alın yazısı, alnı açık
Alın hakkında eş anlamlı kelimeler
Alın eş anlamlısı
alın kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Karşı
Alın hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Alın zıt anlamlısı
Alın kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Alın ile ilgili 1 örnek cümle
"Alın" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Alın" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Güneş’in alnına yatma, gölge bul
Diğer dillerde Alın
İngilizce: Front
Spanish: Delantero
German: Holen
French: Devant
Italian: Anteriore
Alın ile ilgili atasözleri
Aşağıda Alın hakkında ve içinde Alın kelimesi geçen, Alın ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: abdalın dostluğu köy görününceye kadar
Anlamı: çıkarı dolayısıyla yakınlık gösteren kimse, işini yürütecek başkalarını bulduğunda sizinle ilgisini keser.
Atasözü: abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır (yolda olur)
Anlamı: çıkarına düşkün kimselerin arkadaşlığı işi bitinceye kadardır.
Atasözü: abdalın yağı çok olursa gâh borusuna çalar, gâh gerisine
Anlamı: varlıklı ama akılsız ve hesapsız kişi malını gereksiz yerlere harcar, telef eder.
Atasözü: acele ile menzil alınmaz
Anlamı: acele etmekle daha çabuk sonuç alınır sanılmamalıdır.
Atasözü: akıllı oğlan neyler ata malını, akılsız oğlan neyler ata malını
Anlamı: çocuk akıllı ise babasından mal kalsın diye beklemez, malı kendisi kazanır; akılsızsa babası ne kadar çok mal bırakırsa bıraksın, değerini bilmez ve onu kısa zamanda bitirir.
Atasözü: al giyen alınır
Anlamı: 1) göz alıcı giysi giyen güzele hemen istekli çıkar; 2) bir işin yapılışıyla uzaktan bile olsa ilgisi bulunan kimse, o iş üzerindeki eleştirileri üzerine alır.
Atasözü: al malın iyisini, çekme kaygısını
Anlamı: malın iyisini alan, onu tasasız kullanır.
Atasözü: arık öküze bıçak olmaz (çalınmaz)
Anlamı: 1) güçsüz kimseyi ezmek yiğitlik değildir; 2) kendisinden yararlanılamayacak kişiye yararlanmak amacıyla eziyet edilmemelidir.
Atasözü: armut dalının dibine düşer
Anlamı: bir kimse önce yakınlarına yararlı olur.
Atasözü: ata binen nalını, mıhını arar
Anlamı: kişi, kullanacağı şeyin ayrıntılarına dikkat etmelidir.
Atasözü: balın âlâsı (tazesi) oğlun tazesinden
Anlamı: ana baba için en tatlı şey, çocuklarıdır.
Atasözü: çanakta balın olsun, Yemen'den (Bağdat'tan) arı gelir
Anlamı: malı güzel olan kimse için müşteri kaygısı yoktur, onun malına uzak yerlerden bile istekli çıkar.
Atasözü: gül dalından odun, beslemeden kadın olmaz
Anlamı: her şey, kendisinden beklenen görevi yapabilecek niteliklere sahip olmalıdır.
Atasözü: her damardan kan alınmaz
Anlamı: herkesten yardım istenmez, istense de alınamaz.
Atasözü: hıyar akçesiyle alınan eşeğin ölümü sudan olur
Anlamı: çok ucuza alınan mal, çürük, işe yaramaz çıkar.
Atasözü: kalın incelene kadar ince süzülür
Anlamı: bir hastalık, bir sıkıntı karşısında güçlü gücünden bir parçasını yitirerek zayıflar ama zayıf olan, ölecek duruma gelir.
Atasözü: kurda 'neden boynun (ensen) kalın?' demişler, 'işimi kendim görürüm de ondan' demiş
Anlamı: işini başkasına inanmayarak kendisi yapan, üzülmez, rahat eder.
Atasözü: malın iyisi boğazdan geçer
Anlamı: kişinin, yiyemediği malının bir değeri yoktur.
Atasözü: malın iyisi suya yakın, daha iyisi eve yakın
Anlamı: çiftçinin toprağı suya ne kadar yakınsa değeri o kadar çok olur; bakımı, ürünün güvenliği ve eve kolay taşınabilmesi bakımından toprağın eve yakın olması daha da önemlidir.
Atasözü: malını yemesini bilmeyen zengin, her gün züğürttür
Anlamı: züğürt, yokluk içinde bulunduğundan yiyemez, varlık içinde olduğu hâlde yiyemeyen de bunun gibidir.
Alın ile ilgili deyimler
Aşağıda Alın hakkında ve içinde Alın kelimesi geçen, Alın ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ağza alınmaz (alınmayacak)
Anlamı: söylenmesi ayıp, çirkin (söz, küfür): 'Bu ağza alınmaz söz üzerine karşıdakiler birden alevlendiler.' -O. C. Kaygılı.
Deyim: al (alın) ...
Anlamı: işte: 'Uykuysa, uyumak bir marifetse al uykuyu diyerek akşama kadar uyudum.' -T. Buğra.
Deyim: al giymedim ki alınayım
Anlamı: 'bu işle hiçbir ilgim olmadığı için söylenen sözleri kendi üzerime almadım' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: alı alına, moru moruna
Anlamı: sağlıklı, kanlı canlı: 'Şahsına bakarsan iri yarı, alı alına, moru moruna, dinç, ablak bir insan...' -R. N. Güntekin.
Deyim: alın damarı çatlamış
Anlamı: ar damarı çatlamış.
Deyim: alın teri dökmek
Anlamı: çok emek vermek, zahmetli bir iş görmek: 'Doğrusu çok alın teri döktük amma değerdi / Neşe veren kasvetimiz yorgunluğu giderdi' -E. B. Koryürek.
Deyim: arkası alınmak
Anlamı: sona erdirilmek, bitirilmek, bir yerde durdurulmak: Kaçakçılığın arkası alındı.
Deyim: at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
Anlamı: iş işten geçtikten sonra önlem almaya kalkışmak.
Deyim: (birinin) sakalına gülmek
Anlamı: ciddi gibi görünen sözlerle alay etmek.
Deyim: (birinin) sakalının altına girmek
Anlamı: yakınlık kurarak ona düşüncesini aşılamak.
Deyim: dalına basmak
Anlamı: hoşlanmadığı şeyleri yaparak birini kızdırmak: 'Efendi aksi mi? -Pek dalına basmazsan kuzu gibi bir adamdır.' -R. N. Güntekin.
Deyim: dalına binmek
Anlamı: bir kimseye bir iş yaptırmak için asılmak, musallat olmak, sıkıştırmak: 'Orada başefendinin de dalına şöyle bir biniliyordu.' -O. Kemal.
Deyim: devreye alınmak
Anlamı: işin içine girmesi sağlanmak: Devlet Bakanı borçların eritileceğini, dış borçlanma için bankaların ve özel sektörün devreye alınacağını kaydetti.
Deyim: ele alınır
Anlamı: oldukça iyi, işe yarar.
Deyim: ele alınmaz
Anlamı: çok kötü, berbat.
Deyim: hem nalına hem mıhına (vurmak)
Anlamı: karşıt olan iki yanı desteklemek: 'Demokrasi ve adalet konusunda, hem nalına hem mıhına, bir başyazı düşünmüştü.' -A. İlhan.
Deyim: hoşça kal (kalın)
Anlamı: ayrılan kimsenin kalanlara söylediği bir iyi dilek sözü: 'Hoşça kalın, diyor aracın kapısından çıkarken.' -A. Ümit.
Deyim: kulağına çalınmak
Anlamı: başkasına söylenirken kendisi de duymuş olmak: 'Bu gürültüler arasında Vildan'ın bağırarak ve daha ziyade kıymet vererek telaffuz ettiği bazı kelimeler, cümleler kulağıma çalınıyordu.' -P. Safa.
Deyim: nalıncı keseri gibi kendine yontmak
Anlamı: yaptığı işlerde hep kendi çıkarını düşünmek.
Deyim: önü alınmak
Anlamı: önlenmek: Yangının önü alındı.