Alık Türkçe sözlük anlamı ne demek?
Alık kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Alık hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Alık
Anlamlar:
1. Sersem olan, budala, ebleh
Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat
Örnek: "Sen ne alık herifsin be? Beni duyuyor musun?"
İçinde Alık geçen birleşik ve kökteş kelimeler: alık salık
Alık hakkında eş anlamlı kelimeler
Alık eş anlamlısı
alık kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : ebleh, budala, sersem, akılsız
Alık hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Alık zıt anlamlısı
alık kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : açıkgöz, kurnaz
Diğer dillerde Alık
İngilizce: Wooden
Spanish: Madera
German: Alik
French: Bois
Italian: Legno
Alık ile ilgili atasözleri
Aşağıda Alık hakkında ve içinde Alık kelimesi geçen, Alık ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: ağalık (beylik) vermekle, yiğitlik vurmakla
Anlamı: sözü geçer bir adam olmak istersen herkese yardımda bulunacaksın, yiğit adam olmak için de savaşta da barışta da vurucu, kırıcı olacaksın.
Atasözü: analık fenalık (kara yamalık)
Anlamı: üvey ana fenalık simgesidir.
Atasözü: balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir
Anlamı: insan, tedbirsizliği yüzünden bir felakete uğradıktan ve iş işten geçtikten sonra neden şöyle yapmadım, neden böyle yapmadım diye üzülür.
Atasözü: balık baştan avlanır
Anlamı: bir şeyi ele geçirebilmek için onu yönetenleri elde etmek gerekir.
Atasözü: balık baştan kokar
Anlamı: bir işte aksaklık başta olanlardan kaynaklanır.
Atasözü: balık demiş ki 'etimi yiyen doymasın, avımı yapan gülmesin (onmasın)'
Anlamı: balık çok lezzetlidir etine doyum olmaz ama balık avcıları hep geçim darlığı içindedir.
Atasözü: battı balık yan gider
Anlamı: işler kötü gittiğine göre artık istenildiği gibi davranılabilir.
Atasözü: bekârlık maskaralık
Anlamı: bekâr kimse bakımsızdır, derbeder bir yaşayışı vardır ve herkesin eğlencesi olur.
Atasözü: büyük balık küçük balığı yutar
Anlamı: güçlüler, güçsüzleri ezer.
Atasözü: cambaz ipte balık dipte gerek
Anlamı: kişi, sadece uzman olduğu alanda çalışmalıdır.
Atasözü: eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun der, kimi kısa
Anlamı: kimseyi ilgilendirmeyen işleri kendi kendine karar verip yapmalısın.
Atasözü: gençlikte para kazan, kocalıkta kur kazan
Anlamı: kişi gençliğinde çalışıp para biriktirmelidir ki ihtiyarlığında çalışamadığı zaman onunla rahat rahat geçinsin.
Atasözü: gençlikte taş taşı, kocalıkta ye aşı
Anlamı: kişi gençliğinde çalışıp para biriktirmelidir ki ihtiyarlığında çalışamadığı zaman onunla rahat rahat geçinsin.
Atasözü: hastalık kantarla girer, miskalle çıkar
Anlamı: hastalık birden ve çok zorlu gelir ama yavaş yavaş iyileşir.
Atasözü: hastalık sağlık bizim için
Anlamı: insan sağ, esen olabildiği gibi hasta da olabilir.
Atasözü: iyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir
Anlamı: karşılık beklemeden iyilik yap.
Atasözü: kaçan balık büyük olur
Anlamı: elden kaçırılan fırsat gözde büyütülür.
Atasözü: mirî malı balık kılçığıdır, yutulmaz
Anlamı: devlet malı haksız olarak kendine mal edildiğinde rahatça kullanılamaz ve günün birinde hesabı sorulur.
Alık ile ilgili deyimler
Aşağıda Alık hakkında ve içinde Alık kelimesi geçen, Alık ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: akla fenalık vermek
Anlamı: çok şaşırtmak, çıldırtmak, zıvanadan çıkarmak: 'Aman ya Rabbi, akla fenalık verecek hadiseler bundan sonra başladı.' -R. H. Karay.
Deyim: aralık vermek
Anlamı: 1) yeniden başlamak üzere bir işi kısa süre bırakmak; 2) harfler veya satırlar arasında boşluk bırakmak.
Deyim: arpalık yapmak
Anlamı: bir kaynaktan sürekli olarak çıkar sağlamak.
Deyim: aşinalık göstermek
Anlamı: ilgilenmek, tanıdığını belli etmek.
Deyim: ayrıcalık gözetmek
Anlamı: ayrıcalık tanımak: 'Annem, babam çocuklar arasında hiçbir ayrıcalık gözetmezlerdi.' -A. Erhat.
Deyim: ayrıcalık tanımak (göstermek)
Anlamı: 1) birine özel hak vermek; 2) birini kayırmak.
Deyim: babalık fırın has işler
Anlamı: babasının parası ile geçinenlere sitem olarak kullanılan bir söz.
Deyim: balık kavağa çıkınca
Anlamı: alay hiçbir zaman.
Deyim: beş paralık etmek
Anlamı: zor durumda bırakmak, dile düşürmek, rezil etmek.
Deyim: beş paralık olmak
Anlamı: zor durumda kalmak, dile düşmek, rezil olmak: Yaptığı bu hatadan dolayı onuru beş paralık oldu.
Deyim: bir paralık etmek
Anlamı: çok utanacak, işe yaramaz bir duruma düşürmek: 'Burnumuzun dibinde araba soydular, namusumuzu bir paralık ettiler.' -R. N. Güntekin.
Deyim: (birini, bir şeyi) iki paralık etmek
Anlamı: değerini düşürmek: 'Talebeliğin şerefini iki paralık etmişti gene.' -R. Ilgaz.
Deyim: (birini, bir şeyi) salık vermek
Anlamı: 1) tavsiye etmek: 'Dün akşam, bana bu kahveyi salık verdikleri zaman bütün gece sevincimden gözüme uyku girmedi.' -Y. K. Karaosmanoğlu. 2) esk. haber vermek.
Deyim: (birini) komalık etmek
Anlamı: 1) döverek kıpırdamayacak duruma getirmek; 2) mec. çok sinirlendirmek.
Deyim: (birini) on paralık etmek
Anlamı: birine hakarette bulunmak, birini kötü duruma düşürmek.
Deyim: dımdızlak ortalıkta bırakmak
Anlamı: her türlü varlıktan, olanaktan mahrum kılmak, yokluğa mecbur etmek: 'Sanıyorum ki bazıları dünyayı altımızdan çekip bizi dımdızlak ortalıkta bırakmaya çalışıyorlar.' -A. Boysan.
Deyim: faaliyetten alıkoymak
Anlamı: çalışması durdurulmak, çalışmadan alıkonulmak.
Deyim: fazlalık etmek
Anlamı: birinin varlığı, bulunduğu yerde gereksiz olmak.
Deyim: fenalık etmek
Anlamı: kötülük etmek, kötülükte bulunmak: 'Bilmeyerek sütnineciğime ve kendime büyük bir fenalık etmiştim.' -R. N. Güntekin.
Deyim: fenalık geçirmek (gelmek veya çökmek)
Anlamı: kendini bilmeyecek veya bayılacak bir duruma gelmek: 'Ben biraz fenalık geçirdim de eczaneden rica ettik.' -B. Felek.