Alet anlamı nedir? TDK karşılığı ne demek?
Alet kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Alet hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Alet
Kökeni: "Arapça ālet" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
2. Bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç
3. Bir makineyi oluşturan ve işlemesine yardım eden parçalardan her biri
Özelliği / Tipi / Türü: Teknik
4. Maşa
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Birtakım teşebbüslerini gerçekleştirmesi yolunda onu bir alet gibi kullanıyor."
İçinde Alet geçen birleşik ve kökteş kelimeler: alet edevat, tansiyon aleti, çalgı aleti, kondisyon aleti, ses aleti, suç aleti, tesviye aleti
Alet hakkında eş anlamlı kelimeler
Alet eş anlamlısı
alet kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : aygıt, maşa
Alet hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Alet zıt anlamlısı
Alet kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Alet ile ilgili 3 örnek cümle
"Alet" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Alet" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Testere bir marangozluk aletidir
2. Dişçi, diş taşlarını temizleme aletini hazırladı
3. İnsan onun bunun aleti olmamalıdır
Diğer dillerde Alet
İngilizce: Equipment
Spanish: Equipo
German: Werkzeug
French: Équipement
Italian: Attrezzatura
Alet ile ilgili atasözleri
Aşağıda Alet hakkında ve içinde Alet kelimesi geçen, Alet ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: alet işler, el övünür
Anlamı: bir kimse ne kadar usta olursa olsun gerekli araçları olmadan kusursuz iş yapamaz.
Alet ile ilgili deyimler
Aşağıda Alet hakkında ve içinde Alet kelimesi geçen, Alet ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: adalet dağıtmak
Anlamı: kanunların saydığı hakları sahiplerine vermek.
Deyim: alet olmak
Anlamı: bilerek veya bilmeyerek kötü bir işe aracılık etmek, vasıta olmak: 'Mustafa Kemal'de tek olmayan şey, 'alet olmak' zaafı idi.' -F. R. Atay.
Deyim: (birini bir şeye) alet etmek
Anlamı: bir kimseyi hoş olmayan bir işte aracı olarak kullanmak: 'Sen kalktın, onu şakaya, latifeye, alaya alet etmek istedin.' -Ö. Seyfettin.
Deyim: (birinin) adaletine sığınmak
Anlamı: birinden anlayış, hoşgörü, yakınlık beklemek.
Deyim: dalalete düşmek
Anlamı: doğru yoldan ayrılmak, sapkınlık etmek.
Deyim: emeline alet etmek
Anlamı: birini veya bir şeyi kendi istekleri doğrultusunda kullanmak: 'İttihat ve Terakki, ordunun genç subaylarını emellerine alet etmeyi başarmıştı.' -S. Ayverdi.
Deyim: palet vurmak
Anlamı: dipte yüzerken yükselme amacıyla paletlerle suyu dövmek: 'Tepti yeri, var gücüyle palet vurarak yükseldi, kaldırdı başını.' -Y. Koray.
Deyim: rezalet çıkarmak
Anlamı: rezalet sayılacak bir durumun ortaya çıkmasına yol açmak: 'Her kadının takdim edilmek için can attığı böyle büyük bir adamla dansı yarıda bırakıp rezalet çıkarmak için insanın aklı kaçık olmalı.' -H. E. Adıvar.
Deyim: sefalet çekmek
Anlamı: yoksul ve perişan yaşamak.
Deyim: tuvalet (tuvaletini) yapmak
Anlamı: sidik veya dışkıyı vücuttan dışarı atmak.