Al nedir? TDK Türkçe sözlük anlamı ne demek?
Al kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Al hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Al
Anlamlar:
1. Kanın rengi, kızıl, kırmızı
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
2. Bu renkte olan
Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat
Örnek: "Al bayrak. Al çuha."
3. Dorunun açığı, kızıla çalan at donu
4. Bu renkte olan (at)
Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat
5. Yüze sürülen pembe düzgün, allık
İçinde Al geçen birleşik ve kökteş kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar
2. Aldatma, düzen, tuzak, hile
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Eskimiş
3. Alüminyum elementinin simgesi
Özelliği / Tipi / Türü: Kimya
Al hakkında eş anlamlı kelimeler
Al eş anlamlısı
al kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Kırmızı , Hile , Tuzak , Düzen , Aldatma , Kızıl , Allık
Al hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Al zıt anlamlısı
al kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : ver
Al ile ilgili 3 örnek cümle
"Al" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Al" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Bayrağımızın rengi aldır
2. Al yanaklı bir çocuk sokakta oynuyordu
3. Al bir ata binmişti
Diğer dillerde Al
İngilizce: Taken
Spanish: Tomar
German: Hier.
French: Occupé
Italian: Prendere
Al ile ilgili atasözleri
Aşağıda Al hakkında ve içinde Al kelimesi geçen, Al ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: aba altında er yatar
Anlamı: giyim kuşam kişiliğe ölçü olamaz.
Atasözü: abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır
Anlamı: görmemiş kişi, rastlantı sonucu layık olmadığı bir duruma kavuşursa bu durum kendisinin hakkıymış gibi aptalca böbürlenir.
Atasözü: abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz
Anlamı: bir kimse sevdiği işi sürekli olarak yapmaktan bıkmaz.
Atasözü: abdal tekkede, hacı Mekke'de bulunur
Anlamı: herkes kendisine yakışan ve uğraştığı işle ilgili olan yerdedir.
Atasözü: abdala 'kar yağıyor' demişler, 'titremeye hazırım (durmuşum)' demiş
Anlamı: varlıklılar için sıkıntı olabilecek bir durum, yoksullar için söz konusu bile olmaz.
Atasözü: abdala malum olur
Anlamı: bir şeyin olacağını önceden sezen kimseler için söylenen bir söz.
Atasözü: abdalın dostluğu köy görününceye kadar
Anlamı: çıkarı dolayısıyla yakınlık gösteren kimse, işini yürütecek başkalarını bulduğunda sizinle ilgisini keser.
Atasözü: abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır (yolda olur)
Anlamı: çıkarına düşkün kimselerin arkadaşlığı işi bitinceye kadardır.
Atasözü: abdalın yağı çok olursa gâh borusuna çalar, gâh gerisine
Anlamı: varlıklı ama akılsız ve hesapsız kişi malını gereksiz yerlere harcar, telef eder.
Atasözü: acele ile menzil alınmaz
Anlamı: acele etmekle daha çabuk sonuç alınır sanılmamalıdır.
Atasözü: acele ile yürüyen yolda kalır
Anlamı: iş yaparken acele eden şaşırır, işini bitiremez.
Atasözü: acemi nalbant gâvur eşeğinde öğrenir
Anlamı: mesleğinde ustalığa erişmemiş kimse, ilk denemelerini gözden çıkarılabilecek malzeme üzerinde yapar.
Atasözü: acı patlıcanı kırağı çalmaz
Anlamı: herhangi bir duruma alışkın olan kimseyi benzer kötü durumlar etkilemez.
Atasözü: aç at yol almaz, aç it av almaz
Anlamı: iş gördürdüğünüz kimselerin haklarını tam olarak vermezseniz kendilerinden yararlanamazsınız.
Atasözü: aç kalmak, borçlu olmaktan iyidir
Anlamı: sözünün eri olana, borcunu ödeyememek aç kalmaktan daha ağır gelir.
Atasözü: aç kurt aslana saldırır
Anlamı: aç kimse karnını doyurmak için gerekirse ölümü göze alır.
Atasözü: aç yanında sarpın kurcalanmaz
Anlamı: bir kimsenin yanında, onun çok duyarlı olduğu konuya değinmemek gerekir.
Atasözü: açık ağız aç kalmaz
Anlamı: isteklerini uygun bir biçimde söylemesini bilen kimse, onları önünde sonunda elde eder.
Atasözü: adam adamı bir kere aldatır
Anlamı: bir kimse başka bir kimseyi ancak bir kez aldatabilir, diğeri bir daha aldatmasına izin vermez.
Atasözü: adamakla mal tükenmez
Anlamı: yardım sözle değil, gerçekten fedakârlık yapılarak gerçekleştirilir.
Al ile ilgili deyimler
Aşağıda Al hakkında ve içinde Al kelimesi geçen, Al ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: abazan kalmak
Anlamı: 1) uzun süre cinsel ilişkide bulunmamak; 2) aç kalmak.
Deyim: abdest almak
Anlamı: 1) Müslümanlar, belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh ederek arınmak; 2) boy abdesti almak.
Deyim: abesle iştigal etmek (uğraşmak)
Anlamı: yersiz, yararsız işlerle vakit öldürmek: 'Yazarlarımızın çoğu yalnızca kendi ürünlerinin ne amaçla üretildiğini sayıp dökerek bir anlamda abesle iştigal ediyorlar.' -T. Uyar.
Deyim: acısını almak
Anlamı: 1) acılığını gidermek; 2) sızıyı dindirmek.
Deyim: âciz kalmak
Anlamı: çok uğraşmasına karşın bir işi yapamamak: 'Kitaplar Taptuk'u anlatmaktan âciz kalır.' -A. Kabaklı.
Deyim: aç açık kalmak
Anlamı: yoksulluk içinde, evsiz barksız kalmak.
Deyim: aç kalmak
Anlamı: 1) karnını doyuramamak: 'Fatma'nın yemek çantası olmasaydı, dün aç kalmıştım.' -F. R. Atay. 2) yoksulluğa düşmek.
Deyim: aç susuz kalmak
Anlamı: 1) yoksulluktan yaşayamayacak bir duruma gelmek; 2) yoksul bir duruma düşmek.
Deyim: açıkta kalmak (olmak)
Anlamı: 1) iş ve görev bulamamak; 2) yersiz yurtsuz kalmak; 3) birkaç kişinin birlikte eriştiği bir iyilikten yararlanamamak.
Deyim: açıktan almak
Anlamı: 1) den. açıktan geçmek; 2) mec. bir tehlikenin uzağından geçmek.
Deyim: ad almak
Anlamı: 1) kendisine ad verilmek; 2) ün kazanmak.
Deyim: adalet dağıtmak
Anlamı: kanunların saydığı hakları sahiplerine vermek.
Deyim: adı kaldırılmak
Anlamı: anılmaz olmak, silinip gitmek: 'Saatlerce adı dünya yüzünden kaldırılmaya çalışılan Türklüğün talihini düşünürdüm.' -Ö. Seyfettin.
Deyim: adı kalmak
Anlamı: bir kimse veya bir şey öldükten, ortadan çekildikten sonra dillerde yalnız adı dolaşmak.
Deyim: adını ağzına almamak
Anlamı: dargınlık, kırgınlık, kızgınlık vb. sebeple bir kimseden söz etmemek: 'Seniha'nın adını asla ağzıma almıyordum.' -R. N. Güntekin.
Deyim: aferin almak
Anlamı: değerli görülüp beğenilmek.
Deyim: afişte kalmak
Anlamı: tiy. oyun ilgi görerek günlerce oynanmak: Oyunun afişte kalması için başarıyla oynanması gerekir.
Deyim: ağır yara almak
Anlamı: 1) kavgada veya savaşta önemli ölçüde zarar görmek; 2) bir olayda beklenmeyen sıkıntılı ve olumsuz bir duruma düşmek.
Deyim: ağırdan almak
Anlamı: 1) bir işi gereken süre içinde bitirmemek, geciktirmek: 'Görüyorsunuz ki bu soyadı konusunda benim ağırdan alışım, bir tembellik değil.' -M. Ş. Esendal. 2) bir işi gönülsüz, isteksiz yapmak: 'Ama üstüme düşüldü mü bende bir gönül tokluğu, bir nazlanma, bir ağırdan alış.' -H. Taner.
Deyim: ağırlığınca altın etmek (değmek)
Anlamı: çok değerli olmak.