Aka ne demek? Anlamı nedir?
Aka kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Aka hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Aka
Anlamlar:
1. Ağabey
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Halk ağzında
Aka hakkında eş anlamlı kelimeler
Aka eş anlamlısı
aka kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : ağabey
Aka hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Aka zıt anlamlısı
Aka kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Aka
İngilizce: Aka
Spanish: Aka
German: Aka
French: Aka
Italian: Aka
Aka ile ilgili atasözleri
Aşağıda Aka hakkında ve içinde Aka kelimesi geçen, Aka ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork
Anlamı: duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir.
Atasözü: ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur
Anlamı: çocuklar ana ve babalarından öğrendiklerini yapmaya özenirler.
Atasözü: ahbap kusuruna bakan ahbapsız kalır
Anlamı: dostların ufak tefek kusurlarına bakmamak gerekir.
Atasözü: akacak kan damarda durmaz
Anlamı: kişi, alın yazısında olanla kesinlikle karşılaşır.
Atasözü: akan su yosun tutmaz
Anlamı: tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.
Atasözü: akara kokara bakma çuvala girene bak
Anlamı: iyi, kötü deme; mal ve para biriktir.
Atasözü: akarsu çukurunu kendi kazır
Anlamı: bir şeyi yapma isteği ve gücü bulunan kimse, uygun bir çalışma yönü ve alanı bulur.
Atasözü: akarsu pislik tutmaz
Anlamı: bir insan ne kadar çok çalışırsa o kadar kötü düşünceden ve kötülük yapmaktan uzak olur.
Atasözü: akarsuya inanma, eloğluna dayanma
Anlamı: akışı ne kadar yavaş olursa olsun akarsuya girmek tehlikelidir, eloğluna güvenmek de doğru değildir, insanı zarara sokabilir.
Atasözü: akıl olmayınca ne yapsın sakal?
Anlamı: kişi yaşlandığında olgunlaşmayıp akılsız kalmışsa çocukça işler yapar.
Atasözü: alacağım olsun da alakargada olsun
Anlamı: borçlu olmaktansa alacaklı olmak iyi bir şeydir.
Atasözü: alakargada alacağım olsun, alamazsam gözümü oysun
Anlamı: borçlu olmaktansa alacaklı olmak iyi bir şeydir.
Atasözü: Allah bal mumu yakana bal mumu, yağ mumu yakana yağ mumu verir
Anlamı: Tanrı bol harcayana bol, az harcayana az verir.
Atasözü: alt değirmen güçlü akar
Anlamı: kaynakları eski ve bol olan kuruluşlar sağlam ve verimli olur.
Atasözü: arslanın adı çıkmış, çakallar baş keser
Anlamı: haksızlık veya kötülük yapacağı düşünülen kişi yerine bu konuda adı ön plana çıkan kişiler asıl haksızlığı ve kötülüğü yaparlar.
Atasözü: ateş düştüğü yeri yakar
Anlamı: bir acıyı onu çekenden başkası tam anlayamaz veya aynı ölçüde üzülemez.
Atasözü: ateş olsa cirmi kadar yer yakar
Anlamı: hasmın pek önemsenmediğini anlatan bir söz.
Atasözü: atına bakan ardına bakmaz
Anlamı: görevini eksiksiz yapan, aracını iyi kullanan kimse kendisini kötü duruma düşmekten kurtarmış olur.
Atasözü: ayağında donu yok, fesleğen ister (takar) başına
Anlamı: yoksulluğuna bakmayarak süs ve gösteriş yapmak ister.
Atasözü: az ateş çok odunu yakar
Anlamı: az sayıda kötü insan, çok sayıda iyi insanın başını belaya sokabilir.
Aka ile ilgili deyimler
Aşağıda Aka hakkında ve içinde Aka kelimesi geçen, Aka ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ahirette on parmağı yakasında olmak
Anlamı: kendisine karşı sorumlu olan kimseden ahirette hesap sormak: 'Artık sana dünyada rastlayamazsam yarın ahirette on parmağım yakanda olsun!' -H. R. Gürpınar.
Deyim: ak sakaldan yok sakala gelmek
Anlamı: çok yaşlanıp iyice kuvvetten düşmek.
Deyim: akamete uğramak
Anlamı: başarısız olmak, sonuçsuz kalmak.
Deyim: akan sular durmak
Anlamı: itiraz edememek, söyleyecek sözü kalmamak: 'Böyle duru bir mantık karşısında akan sular duruyordu.' -A. Kulin.
Deyim: akarı kokarı olmamak
Anlamı: bilinen herhangi bir eksiği, kusuru bulunmamak: 'Ev bize dar geliyor, çürük çarık, akarı kokarı eksik değil.' -N. Kurşunlu.
Deyim: akarına bırakmak
Anlamı: işin sonucunu sabırla beklemek, doğal gelişmeyi beklemek: 'İçeriğin nasıl aktarılacağına dikkat etmiş, dilin olanaklarını akarına bırakmıştır.' -S. İleri.
Deyim: akarsu gibi
Anlamı: aralıksız, kesintisiz: 'Cevapları pek açık ve akarsu gibi idi.' -F. R. Atay.
Deyim: alaka (alakasını) çekmek (toplamak, uyandırmak)
Anlamı: ilgi çekmek: 'Bu sahneyi mangalın başında Havva Hanım bize kaç defa tekrar etti, hatırlayamam. Ama her defasında bizde büyük bir alaka uyandırıyordu.' -H. E. Adıvar. 'Yahu, biz bu hanımın sadece elini öpebilmek için ne yapacağımızı bilemez ve alakasını çekemezdik.' -N. F. Kısakürek.
Deyim: alaka duymak
Anlamı: ilgi duymak.
Deyim: alakayı (alakasını) kesmek
Anlamı: ilgisi kalmamak, ayrılmak: Fabrikayla alakamı kestim.
Deyim: aslına bakarsan
Anlamı: 'doğruyu, gerçeği ararsan' anlamında kullanılan bir söz: 'Ömrü savaş içinde geçer insanın, aslına bakarsan ekmeğini topraktan çıkarmak için.' -A. Erhat.
Deyim: aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık
Anlamı: iki karşıt ve aynı derecede sakıncalı durum karşısında karar verme zorluğunu anlatan bir söz.
Deyim: ayakaltına almak
Anlamı: hakir görmek, gözden çıkarmak: 'Bunlar kolay kolay ayakaltına alınamaz, değil mi?' -R. N. Güntekin.
Deyim: ayakaltında bırakmak
Anlamı: ezilmesine, yok olmasına göz yummak, korumamak.
Deyim: ayakaltında dolaşmak
Anlamı: bir işe yaramadığı hâlde herkesin işine engel olacak bir biçimde ortalıkta dolaşmak.
Deyim: başının gözünün sadakası
Anlamı: başa gelecek bir belayı savmak veya önlemek için yapılan bağış, özveri: 'Bir herif çıksa da şunu başımdan alsa... Başım gözüm sadakası üç beş parça eşya, beş, on kuruş da para veririm.' -R. N. Güntekin.
Deyim: (bir işin) sakalı bitmek
Anlamı: tkz. bir iş sürüncemede kalmak.
Deyim: (bir işte) saç sakal ağartmak
Anlamı: o işte uzun zaman çalışmış, emek vermiş olmak.
Deyim: (bir şeyin) makarasını çözmek
Anlamı: ayrıntılarıyla sayıp dökmek: 'Yukarı katta ihtiyar imamla yatalak hasta karısının aşağıdan tamamıyla işitilen kavgalarına dair hikâyelerinin makarasını çözerdi.' -H. Z. Uşaklıgil.
Deyim: bir yakadan baş çıkarmak
Anlamı: bir çatı altında dirlik düzenlik içinde yaşamak.