Ağlamak ne demek? Ağlamak Türkçe anlamı nedir?


Google News

Yayınlama: 2 yıl önce

Okuma süresi: 3 dakika

Ağlamak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Ağlamak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...

Kelime: Ağlamak

Anlamlar:

1. Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık vb.nin etkisiyle gözyaşı dökmek

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Annemi ölmüş gördüm rüyamda / Ağlayarak uyanmışım"

"Orhan Veli Kanık"

2. Ağaç budandığında kesilen yerlerden besi suyu veya öz su akmak

3. Sızlanmak, yakınmak

Özelliği / Tipi / Türü: -den - Mecaz Anlam

4. Bir duruma üzülmek

Özelliği / Tipi / Türü: -e - Mecaz Anlam

Örnek: "Şu kara bahtıma ağlıyorum."


Ağlamak eş anlamlısı

Ağlamak hakkında eş anlamlı kelimeler

Ağlamak eş anlamlısı

ağlamak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : yakınmak, sızlanmak


Ağlamak zıt anlamlısı

Ağlamak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Ağlamak zıt anlamlısı

ağlamak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : gülmek


Ağlamak ile ilgili 2 örnek cümle

"Ağlamak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Ağlamak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Üzgündü, ağlamak için bir köşeye çekildi. Kadın sevinçten ağlıyordu

2. Aldırma, onun işi durmadan ağlamaktır


Diğer dillerde Ağlamak

İngilizce: Cry

Spanish: Llorar

German: Weinen

French: Pleurer

Italian: Piangere


Ağlamak ile ilgili atasözleri

Ağlamak ile ilgili atasözleri

Aşağıda Ağlamak hakkında ve içinde Ağlamak kelimesi geçen, Ağlamak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: ağlamak para etmez

Anlamı: üzülmenin yararı olmaz.

Atasözü: ağlamakla yâr ele girmez

Anlamı: kişi çok sevdiği şeye yalnızca özlemini çekmekle kavuşamaz, onu elde etmenin yollarını bulmalıdır.


Ağlamak ile ilgili deyimler

Ağlamak ile ilgili deyimler

Aşağıda Ağlamak hakkında ve içinde Ağlamak kelimesi geçen, Ağlamak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: ağrısız başına kaşbastı bağlamak

Anlamı: 'kendine gereksiz yere iş çıkarmak' anlamında kullanılan bir söz.

Deyim: altmışaltıya bağlamak

Anlamı: geçici bir çözümle durumu kurtarmış görünmek.

Deyim: atını sağlam kazığa bağlamak

Anlamı: eşeğini sağlam kazığa bağlamak.

Deyim: ayağını bağlamak

Anlamı: engel olmak.

Deyim: aylık bağlamak

Anlamı: emekli olan veya başka sebeplerle çalışmayanlara her ay için belirli bir parayı ödemeyi üstlenmek, maaş bağlamak.

Deyim: baş bağlamak

Anlamı: 1) başına bir örtü örtmek; 2) başak vermek; 3) birine veya bir şeye bağlanmak, intisap etmek; 4) hlk. nişanlanmak.

Deyim: başak bağlamak (tutmak)

Anlamı: arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerde başak oluşmak.

Deyim: başına karalar bağlamak

Anlamı: çok kederlenmek.

Deyim: başını bağlamak

Anlamı: 1) başına örtü vb. bağlamak; 2) birini nişanlamak veya evlendirmek.

Deyim: başını bir yere bağlamak

Anlamı: birini bir işe yerleştirmek, işsizlikten, başıboşluktan kurtarmak.

Deyim: bel bağlamak

Anlamı: birisinin kendisine yardımcı olacağına inanmak, güvenmek: 'Ne var ki böyle araçlara biz pek bel bağlayamayız.' -T. Halman.

Deyim: bez bağlamak

Anlamı: 1) bebeklere altlarını kirletmesinler diye bez koymak; 2) dileğin yerine gelmesi ümidiyle yatıra bir parça çaput veya eski kumaş parçası bağlamak.

Deyim: (bir işi) pamuk ipliğiyle bağlamak

Anlamı: etkisi az sürecek bir çare ile geçiştirmek.

Deyim: (bir işi) tatlıya bağlamak

Anlamı: kavgalı bir işi gönül hoşluğuyla bitirmek: 'Hayır kardeşim, istemez diye tatlıya bağladım.' -O. V. Kanık.

Deyim: (bir şeyi) sağlam kazığa bağlamak

Anlamı: işin sonuçlanmasına engel olacak şeyleri ortadan kaldırmak, işin aksamadan yürümesini sağlayacak önlemleri almak.

Deyim: (bir şeyi) sağlama bağlamak

Anlamı: sağlam kazığa bağlamak.

Deyim: (bir yer) örümcek bağlamak

Anlamı: 1) üzerinde örümcek ağı olmak; 2) mec. bir şey uzun süre kullanılmadan kendi hâline bırakılmış olmak.

Deyim: (birini, bir yeri) haraca bağlamak

Anlamı: bir kimseyi belli zamanlarda kendisine belli miktarda para vermeye zorlamak.

Deyim: (birinin) ağzını bağlamak

Anlamı: bir kimseyi herhangi bir sebeple söz söyleyemez duruma getirmek, susmak zorunda bırakmak: 'Ortağım burada kocama basmış büyüyü, basmış büyüyü. Dilini, ağzını bağlamış adamcağızın.' -R. N. Güntekin.

Deyim: (birinin) ağzını dilini bağlamak

Anlamı: birini konuşamaz duruma getirmek: 'O şıllık basmış büyüyü, adamcağızın ağzını dilini bağlamıştı.' -R. N. Güntekin.


Yorumlar

Yorum Yap
Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.

Ağlamak A ile başlayan kelimeler Ağ ile başlayan kelimeler Ne demek Sözlük Eş anlamlı kelimeler Zıt anlamlı kelimeler Atasözleri Deyimler Örnek cümleler