Ağır Türkçe sözlük anlamı ne demek?
Ağır kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Ağır hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Ağır
Anlamlar:
1. Tartıda çok çeken, hafif karşıtı
Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat
Örnek: "Kurşun, ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır."
2. Çapı, boyutu büyük
Örnek: "Ağır top."
3. Yavaş
Örnek: "Adam ağır adımlarla gelip masanın başına geçiyor."
4. Yoğun
Örnek: "Evin sofasına girer girmez kendisini ağır bir duman karşıladı."
5. Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak)
6. Değeri çok olan, gösterişli
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan'ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi."
7. Çetin, güç
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Denizcilik tarihinin en ağır sorumluluklarından birini üzerine alıyordu."
8. Ciddi
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
9. Sıkıntı veren, bunaltan
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
10. Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Kızmıştım, Keziban'a söylenecek şöyle ağır bir söz arıyordum."
11. Ağırbaşlı, ciddi
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Bu, on dokuz yaşında ufak tefek bir kızdı fakat otuz yaşındaki bir insandan daha ağırdı."
12. Keskin, boğucu (koku)
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Bu koku, en hafif rüzgârla burnu kuvvetli bir adama uzaktan kendini hissettirecek kadar ağırdır."
13. Kısık, alçak
Örnek: "Ağaya pek duyurmak istemeyen ağır bir sesle kulağıma eğildi."
14. Davranışları yavaş olan
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
15. Sindirimi güç (yiyecek)
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Ağır bir yemek."
16. Ağır sıklet
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Spor
Örnek: "Yıllarca ağırda güreşti."
17. Yavaş bir biçimde
Özelliği / Tipi / Türü: Zarf
Örnek: "Cüneyt Bey sözlerini tartıyormuş gibi ağır söylüyordu."
İçinde Ağır geçen birleşik ve kökteş kelimeler: ağır ağır, ağır aksak, ağır araç, ağırayak, ağırbaşlı, ağırcanlı, ağır ceza, ağır ceza mahkemesi, ağır çekim, ağırelli, ağır ezgi, ağır hapis cezası, ağır hasta, ağır hava, ağır hidrojen, ağır iş, ağırkanlı, ağır kayıp, ağır kusur, ağır küre, ağır makineli, ağır para cezası, ağır sanayi, ağır sıklet, ağır söz, ağır su, ağır top, ağır uyku, ağır vasıta, ağır yağ, ağır yara, eli ağır, eline ağır, uykusu ağır, yarı ağır sıklet
Ağır hakkında eş anlamlı kelimeler
Ağır eş anlamlısı
ağır kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Gösterişli , Bunaltıcı , Güç , Çetin , Değerli , Yüklü , Yükümlü , Şiddetli , Sıkıntılı , Yoğun , Ciddi , Ağırbaşlı , Yavaş , Alçak , Kısık , Kırıcı , Dokunaklı , Vahim , Korkulu , Tehlikeli
Ağır hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Ağır zıt anlamlısı
ağır kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : hafif, acele
Ağır ile ilgili 31 örnek cümle
"Ağır" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Ağır" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Altın, ağır madenlerdendir
2. Çuval ağırdı, kaldıramadım
3. Bu yola ağır taşıtlar giremez
4. Kız evine ağır armağanlar sunuldu
5. Ağır biri o, bize yaramaz
6. Çocuklar ağır adımlarla önümüzden geçtiler
7. Bu ağır konuyu işleyebilecek misiniz?
8. Patlamadan sonra ağır yaralılar hastaneye götürüldü
9. Oranın havası ağır olur
10. İşinde ağır bir darbe yedi
11. Ona ağır bir şey söylemedik
12. Yediği ağır şeyleri kaldıramadı
13. Odaya ağır bir koku yayıldı
14. İşlediği ağır hatalar onu gözden düşürdü
15. Bolu’da ağır bir sis bizi karşıladı
16. Deprem insanları ağır uykularında yakalamıştı
17. Gençti ama ağır biriydi
18. Ağır küfürlerle bağırışıyorlardı
19. Çocuklar ağır ağır yürüyorlardı
20. Artık ağır ağır yola düşmeli
21. Eh işte, ağır aksak yaşayıp gidiyoruz
22. Kefenin o yanı ağır bastı
23. Adam ağır bastı, iş onda kaldı
24. Yazarlığı ağır bastı, ressamlığı bıraktı
25. Söylenenler ağır gelirse susmazdı
26. Adama iş ağır geldi, bıraktı
27. Ağır gel babalık, karşında hıyar yok
28. Bu ağır lokmayı yutabilecek bir babayiğit aranıyor
29. Adam ağır lokma, ne yapacaklar bakalım
30. Sen ağır ol, o ne derse desin
31. Ağır ol usta, gelen var
Diğer dillerde Ağır
İngilizce: Heavy
Spanish: Pesado
German: Schwer
French: Lourd
Italian: Pesante
Ağır ile ilgili atasözleri
Aşağıda Ağır hakkında ve içinde Ağır kelimesi geçen, Ağır ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: ağır ağır demeli, çabuk çabuk yemeli
Anlamı: yemeği çabuk yemelisin, dediğinin anlaşılabilmesi için de sözleri tane tane ve yavaş yavaş söylemelisin.
Atasözü: ağır basar yeğni kalkar
Anlamı: ağırbaşlı olan, herkesten saygı görür, ağırbaşlı olmayana ise kimse değer vermez.
Atasözü: ağır git ki yol alasın
Anlamı: bir işte başarılı olmak isteyen kimse, ağır ağır ama güvenilir adımlarla yürümelidir.
Atasözü: ağır kazan geç kaynar
Anlamı: 1) kalın kafalı insan bir konuyu zor anlar; 2) tembel olan işi geç yapar.
Atasözü: ağır ol, batman gel
Anlamı: ağırbaşlı ol ki el üstünde tutulasın.
Atasözü: ağır ol da molla desinler
Anlamı: ağırbaşlı davranan itibarlı olur.
Atasözü: ağır otur ki bey (ağa, molla) desinler
Anlamı: ağırbaşlı ol ki büyüğümüz diye sana saygı göstersinler.
Atasözü: ağır taş batman döver
Anlamı: ağırbaşlı insan kimsenin oyuncağı olmaz, onu yıpratmaya kimsenin gücü yetmez.
Atasözü: ağır taş yerinden oynamaz
Anlamı: ağırbaşlı insan kimsenin oyuncağı olmaz, onu yıpratmaya kimsenin gücü yetmez.
Atasözü: ağır yongayı yel kaldırmaz
Anlamı: ağırbaşlı kimseye ufak tefek olaylar etki edemez, zarar veremez.
Atasözü: ahmak misafir ev sahibini ağırlar
Anlamı: başkalarının görev ve yetkilerine karışmak ahmaklıktır.
Atasözü: al kaşağıyı gir ahıra, yarası (yağırı) olan gocunur (gocunsun)
Anlamı: bir yolsuzluğun suçluları aranırken o işte kusuru olan kişi telaşlanır.
Atasözü: baş ağır gerek, kulak sağır
Anlamı: kişi ağırbaşlı olmalı ve dedikoduları dinlememelidir.
Atasözü: bayramda borç ödeyene ramazan ağır (kısa) gelir
Anlamı: vadesi yaklaşan bir borcu ödemek zorunda olan kimseye günler çok çabuk geçer.
Atasözü: dibi kırmızı mumla (bal mumuyla) mı çağırdım
Anlamı: üzerinde önemle durarak çağırmadım.
Atasözü: düğün aşıyla dost ağırlanmaz
Anlamı: ağırlamanın değeri, özel olarak hazırlanmasında, bir fedakârlık yapılmasındadır.
Atasözü: el elin eşeğini türkü çağırarak arar
Anlamı: insanın kendi sıkıntı ve sorunlarına başkaları gereken önemi vermez, gerektiği kadar ilgilenmez.
Atasözü: eşeği düğüne çağırmışlar, 'ya odun eksik ya su demiş'
Anlamı: bir işi yapmamak için bahane bulmayı anlatan bir söz.
Atasözü: eşeği düğüne çağırmışlar, 'ya su lazımdır ya odun' demiş
Anlamı: bir işi yapmamak için bahane bulmayı anlatan bir söz.
Atasözü: insan yükü (eti) ağırdır
Anlamı: 1) hiç kimse başka bir kimseye yük olmamalıdır; 2) yatalak insanı kaldırmak, yatırmak güçtür.
Ağır ile ilgili deyimler
Aşağıda Ağır hakkında ve içinde Ağır kelimesi geçen, Ağır ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ağır basmak
Anlamı: ağırlık olarak fazla gelmek.
Deyim: ağır çekmek
Anlamı: tartıda ağır gelmek.
Deyim: ağır durmak
Anlamı: ciddi, ağırbaşlı, oturaklı, soğukkanlı hareket etmek: 'Devlet adamlarının ileri gelenleri böyle sözlere karışmaz, ağır dururlar.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: ağır gelmek
Anlamı: 1) gücüne gitmek, onuruna dokunmak: 'Bu vazife bana çok ağır geliyor.' -N. F. Kısakürek. 2) yapılması güç gelmek.
Deyim: ağır kaçmak
Anlamı: 1) gücendirici olmak, uygun düşmemek: Bu şaka biraz ağır kaçtı. 2) beklenenden fazla olmak: Hakem tarafından verilen kırmızı kart ağır kaçtı.
Deyim: ağır kayba uğramak
Anlamı: maddi ve manevi büyük zarar görmek.
Deyim: ağır ol!
Anlamı: 1) 'ciddi, ağırbaşlı, soğukkanlı, sabırlı ol!' anlamında kullanılan bir söz; 2) 'acele etme, yavaş ol!' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: ağır oturmak
Anlamı: ağırbaşlı olmak.
Deyim: ağır söylemek
Anlamı: acı, dokunaklı sözler söylemek.
Deyim: ağır yara almak
Anlamı: 1) kavgada veya savaşta önemli ölçüde zarar görmek; 2) bir olayda beklenmeyen sıkıntılı ve olumsuz bir duruma düşmek.
Deyim: ağırdan almak
Anlamı: 1) bir işi gereken süre içinde bitirmemek, geciktirmek: 'Görüyorsunuz ki bu soyadı konusunda benim ağırdan alışım, bir tembellik değil.' -M. Ş. Esendal. 2) bir işi gönülsüz, isteksiz yapmak: 'Ama üstüme düşüldü mü bende bir gönül tokluğu, bir nazlanma, bir ağırdan alış.' -H. Taner.
Deyim: ağırına gitmek
Anlamı: onuruna dokunmak veya gücüne gitmek: 'Kimse, dört çocuklu bir aileye ev vermek istememiş. Bu, büsbütün ağırına gitmiş.' -A. Ağaoğlu.
Deyim: ağırlığı olmak
Anlamı: etkisi büyük olmak: 'Başsavcının yargıçlar arasında belli bir ağırlığı var kuşkusuz.' -A. Kulin.
Deyim: ağırlığınca altın etmek (değmek)
Anlamı: çok değerli olmak.
Deyim: ağırlığını (ortaya) koymak
Anlamı: kimliğini ve kişiliğini kabul ettirmek.
Deyim: ağırlık basmak (çökmek)
Anlamı: 1) gevşeklik ve uyku gelmek; 2) ağır bir hava kaplamak; 3) sessizlik oluşmak: 'Yavaş yavaş bir ağırlık çöktü. Bir sakinlik herkesi kapladı.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: ağırlık olmak
Anlamı: 1) sıkıntı vermek: 'Kimseye ağırlık olmaz, kimseyi sıkıştırmaz, iyilikten başka bir şey yapmaz.' -Ö. Seyfettin. 2) birine yük olmak, kendi masrafını başkasına çektirmek.
Deyim: avaz avaz bağırmak
Anlamı: var gücüyle bağırmak: 'İspanyol denizcisi hâlâ avaz avaz bağırıyordu.' -H. R. Gürpınar.
Deyim: ayağına çağırmak
Anlamı: yanına gelmesini istemek.
Deyim: bağırıp çağırmak
Anlamı: öfkeyle bağırmak.