Afi ne demek? Afi sözlük anlamı nedir?
Afi kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Afi hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Afi
Kökeni: "Rumca" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Gösteriş, çalım, caka
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Argo
Örnek: "Bir manevra, bir afi, bir dalavere olacak, diyordum."
Afi hakkında eş anlamlı kelimeler
Afi eş anlamlısı
afi kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : caka, çalım, gösteriş
Afi hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Afi zıt anlamlısı
Afi kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Afi ile ilgili 1 örnek cümle
"Afi" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Afi" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Şunun afisine bakın!
Diğer dillerde Afi
İngilizce: Afi
Spanish: Afi
German: Afi
French: Afi
Italian: Afi
Afi ile ilgili atasözleri
Aşağıda Afi hakkında ve içinde Afi kelimesi geçen, Afi ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: ahmak misafir ev sahibini ağırlar
Anlamı: başkalarının görev ve yetkilerine karışmak ahmaklıktır.
Atasözü: gafile kelam, nafile kelam
Anlamı: gaflet uykusunda olan kişiye söz kâr etmez.
Atasözü: köylü, misafir kabul etmeyiz demez, konacak konak yoktur der
Anlamı: kişi bir işi yapmak istemezse doğrudan doğruya yapmam demez de birtakım gerekçeler ileri sürerek bunu gerçekleştirmenin olanağı bulunmadığını söyler.
Atasözü: misafir kısmeti ile gelir
Anlamı: misafirin geldiği evde ya yiyecek bulunur veya beklenmedik bir yerden o sırada yiyecek gelir.
Atasözü: misafir misafiri (dilenci dilenciyi) istemez (sevmez), ev sahibi ikisini de
Anlamı: misafir, bütün ağırlamaların yalnız kendisi için olmasını istediğinden gittiği yere başka bir misafirin gelmesini istemez; ev sahibi de hiç misafir gelmese de rahatım bozulmasa diye düşünür.
Atasözü: misafir on kısmetle gelir, birini yer dokuzunu bırakır
Anlamı: Tanrı, misafirin yediğinden kat kat fazlasını, misafir ağırlıyor diye ev sahibine verir.
Atasözü: misafir umduğunu değil bulduğunu yer
Anlamı: konuk, ev sahibinin kendisine çok şeyler ikram etmesini bekleyebilir ama ev sahibi ancak evinde olanları ikram edebilir.
Atasözü: misafir üç gün misafirdir
Anlamı: misafir bir yerde üç gün kalırsa ne ev sahibi bunu fazla bulur ne de misafir uzun kaldım diye üzülür ama üç günden sonrası her ikisi için de sıkıcı olur.
Atasözü: misafirin umduğu ev sahibine iki öğün olur
Anlamı: misafir, ev sahibinin kendine çok şeyler ikram edeceğini umar ama beklediklerini bulamayabilir.
Atasözü: misafirlik üç gündür
Anlamı: misafir bir yerde üç gün kalırsa ne ev sahibi bunu fazla bulur ne de misafir uzun kaldım diye üzülür ama üç günden sonrası her ikisi için de sıkıcı olur.
Atasözü: şaşkın misafir, ev sahibini ağırlar
Anlamı: başkalarının görev ve yetkilerine karışmak ahmaklıktır.
Afi ile ilgili deyimler
Aşağıda Afi hakkında ve içinde Afi kelimesi geçen, Afi ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: afi kesmek (satmak, yapmak)
Anlamı: birine karşı gösteriş yapmak: 'Yanındaki kıza afi yapmak için onun önüne, dilenciye sadaka verir gibi bahşiş fırlatan bir züppeyi, bıraksalar öldürecekti.' -H. Taner.
Deyim: afiş yutmak
Anlamı: yalana dolana kanmak: Geç baba, geç, artık afiş yutmuyoruz.
Deyim: afişte kalmak
Anlamı: tiy. oyun ilgi görerek günlerce oynanmak: Oyunun afişte kalması için başarıyla oynanması gerekir.
Deyim: afiyet (afiyet şeker) olsun
Anlamı: 'yarasın, ağız tadıyla yensin'' anlamında kullanılan bir iyi dilek sözü.
Deyim: afiyet bulmak
Anlamı: iyileşmek, sağlığını kazanmak.
Deyim: afiyet üzere olmak
Anlamı: sağlıklı, rahat yaşıyor olmak.
Deyim: aydedeye misafir olmak
Anlamı: gece açıkta yatmak, geceyi açıkta geçirmek.
Deyim: (birini) gafil avlamak
Anlamı: umulmadık, beklenmedik bir zamanda yakalamak, zor duruma düşürmek: 'Nasıl sinsice yaklaşmıştı baykuş, düşmanlarını nasıl gafil avlamıştı.' -C. Meriç.
Deyim: dağların misafir aldığı mevsim
Anlamı: şaka yaz mevsimi.
Deyim: gafil avlanmak
Anlamı: beklenmedik bir sırada yakalanmak, habersiz ve hazırlıksız bir anda bir olayla karşılaşmak, zor duruma düşürülmek: 'Atatürk bizden ayrılınca öbür sınıflara da girmiş. Fakat onlar bizim gibi önceden hazırlanmadıklarından gafil avlanmışlar.' -H. Taner.
Deyim: hafif atlatmak
Anlamı: kötü bir durumdan çok az bir zararla kurtulmak.
Deyim: hafif gelmek
Anlamı: 1) ağırlığı fazla olmamak: 'Çok hafif geldiği için düvene ağır bir taş oturtmuşlardı.' -R. Enis. 2) mec. önemsiz görmek, değer verilmemek.
Deyim: hafife almak
Anlamı: küçümsemek, önemsememek: 'İnsanları hafife almanın bedelini ağır ödedim.' -E. Şafak.
Deyim: hafiflik etmek
Anlamı: yakışıksız bir davranışta bulunmak veya söz söylemek.
Deyim: hafiften almak
Anlamı: önemsiz bulup üzerine düşmemek, yeterince ilgilenmemek.
Deyim: kâfi gelmek
Anlamı: yetmek, yetişmek: 'Cazibesiz güzellik kâfi gelmiyor.' -R. H. Karay.
Deyim: kulak misafiri olmak
Anlamı: yanında konuşulanları konuşmaya katılmadan dinlemek: 'Her önünden geçtiğim insanın söylediklerine kulak misafiri oluyorum.' -O. V. Kanık.
Deyim: misafir gibi oturmak
Anlamı: 1) bulunduğu yerden her an ayrılacakmış gibi eğreti, üstünkörü oturmak; 2) mec. hiç iş yapmamak.
Deyim: misafir kalmak
Anlamı: bir yerde yiyip içmek, yatmak ve konuk olarak ilgi görmek: 'Cemile sekiz, on gün çiftlikte misafir kalacaktı.' -R. N. Güntekin.
Deyim: muafiyet tanımak
Anlamı: kendisinden beklenilen veya istenilenlerin bütününü istememek.