Kelime: Yüreği
Anlamlar:

Yüreği hakkında eş anlamlı kelimeler
Yüreği eş anlamlısı
yüreği kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!

Yüreği hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Yüreği zıt anlamlısı
Yüreği kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!
Diğer dillerde Yüreği
İngilizce: Heart
Spanish: Corazón
German: Herz
French: Cœur
Italian: Cuore

Yüreği ile ilgili atasözleri
Aşağıda Yüreği hakkında ve içinde Yüreği kelimesi geçen, Yüreği ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: dağda bağın var, yüreğinde dağın var
Anlamı: malı, mülkü veya evladı olanlar kaygı ve tasadan uzak olamazlar.
Atasözü: her kimin bağı var, yüreğinde dağı var
Anlamı: malı, mülkü veya evladı olanlar kaygı ve tasadan uzak olamazlar.
Atasözü: kimin ki bağı var, yüreğinde dağı var
Anlamı: malı, mülkü veya evladı olanlar kaygı ve tasadan uzak olamazlar.

Yüreği ile ilgili deyimler
Aşağıda Yüreği hakkında ve içinde Yüreği kelimesi geçen, Yüreği ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: acısı içine (yüreğine) çökmek (işlemek)
Anlamı: 1) bir şeyin acısını derinden duymak; 2) kötü bir şey olacağını düşünerek önceden üzülmek.
Deyim: (birinin) yüreğine işlemek
Anlamı: yüreğe işlemek.
Deyim: (birinin) yüreğine oturmak
Anlamı: çok üzmek: 'İşte, yine başındaki bu dert de gelip yüreğine oturmuştu.' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: (birinin) yüreğini tüketmek
Anlamı: bir şeyi anlayıncaya kadar anlatanı çok yormak.
Deyim: mangal gibi yüreği olmak
Anlamı: cesareti çok olmak: 'Sen bana iyi baksana, bende mangal gibi yürek var!' -O. Kemal.
Deyim: yüreği ağzına gelmek
Anlamı: birdenbire çok korkmak, aşırı korku veya sevinçten fazlasıyla heyecanlanmak, endişelenmek: 'Çıngırağın her çekilişinde ikisinin de heyecandan yürekleri ağızlarına geliyor.' -M. Yesari.
Deyim: yüreği bayılmak
Anlamı: karnı çok acıkmak.
Deyim: yüreği boğazına tıkanmak
Anlamı: sıkılmak, üzülmek, dertlenmek: 'Yüreğim boğazıma tıkanmış bir hâlde, bu basit, bu aşağılık konuşmaları dinliyorum.' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: yüreği bozulmak
Anlamı: bunalmak, sıkılmak: 'Yüreği bozulanların gözleri karanlık koridorlara, kapılara, pencerelere kaydı.' -L. Tekin.
Deyim: yüreği burkulmak
Anlamı: çok üzülmek, çok acı duymak: 'Babamın küçük yalısını eşyasıyla satın alan ... bir Meşrutiyet devri mebusunu ziyaret ettiğim zaman ... yüreğim burkulmuştu.' -R. H. Karay.
Deyim: yüreği cız etmek (cızlamak)
Anlamı: çok acımak, içi sızlamak: 'Aklımıza eski günler gelince / Yüreğimiz cız eder' -B. Necatigil.
Deyim: yüreği çarpmak
Anlamı: 1) kalbi çarpmak veya çalışmak; 2) coşku sebebiyle kalp hızlı hızlı çarpmak veya çalışmak; 3) merak, kaygı, korku, heyecan vb. duygularla tedirgin olmak, huzursuz olmak: 'Bunu düşündükçe gülümser, tatlı tatlı yüreği çarpar, ruhunda kopan bir hamleyle örsünün üzerinde milyarlarca kıvılcım tutuştururdu.' -Ö. Seyfettin.
Deyim: yüreği daralmak
Anlamı: sıkılmak, bunalmak, içi daralmak: 'Yusuf bütün olayları korkuyla, yüreği daralarak izliyordu.' -Y. Kemal.
Deyim: yüreği dayanmamak
Anlamı: acısına katlanamamak, çok acı duymak.
Deyim: yüreği ezilmek
Anlamı: 1) üzülmek, acı duymak: 'Yüreğim merhametten eziliyor, dizlerim vücudumun yükü altında çökecek gibi oluyordu.' -R. N. Güntekin. 2) açlık duymak.
Deyim: yüreği ferahlamak (hafiflemek)
Anlamı: kaygıdan kurtulmak.
Deyim: yüreği götürmemek
Anlamı: dayanmamak, katlanamamak.
Deyim: yüreği göz göz olmak
Anlamı: dert, acı ve sıkıntıdan içi kabarmak, aşırı dertlenmek: 'Göz göz oldu yüreğim, gözlerinin derdinden' -Halk türküsü.
Deyim: yüreği hop etmek (hoplamak veya oynamak)
Anlamı: birdenbire korkup heyecanlanmak: 'Ansızın geldin, dedi, yüreğim oynadı.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: yüreği kabarmak
Anlamı: 1) içi sıkıntı ile dolup derin soluk alma gereğini duymak; 2) midesi bulanmak: 'Ne dersiniz kız bayağı hasta oldu, deniz tutmuş gibi yüreği kabarmaya başladı.' -R. N. Güntekin.
