Kelime: Yel

Anlamlar:

1. Rüzgâr

Özelliği / Tipi / Türü: Isim

2. Romatizma ağrısı

Özelliği / Tipi / Türü: Halk ağzında

3. Kalın bağırsaktaki gaz

Özelliği / Tipi / Türü: Halk ağzında

İçinde Yel geçen birleşik ve kökteş kelimeler: yel değirmeni, yelkesen, yelkıran, yelkovan, yelölçer, yel yepelek, yel yeperek, yelyutan, akça yel, ak yel, boz yel, kaba yel, kara yel, kızıl yel, akşam yeli, deniz yeli, gün yeli, kara yeli, sabah yeli, sam yeli, seher yeli, tan yeli, yıldız yeli


Yel eş anlamlısı

Yel hakkında eş anlamlı kelimeler

Yel eş anlamlısı

yel kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Rüzgar


Yel zıt anlamlısı

Yel hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Yel zıt anlamlısı

Yel kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!


Diğer dillerde Yel

İngilizce: Wind

Spanish: Viento

German: Wind

French: Vent

Italian: Vento


Yel ile ilgili atasözleri

Yel ile ilgili atasözleri

Aşağıda Yel hakkında ve içinde Yel kelimesi geçen, Yel ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: ağaç ucuna yel değer, güzel kişiye söz değer

Anlamı: güzel insanlar her yerde ilgi çekerler, her zaman onların sözü kabul edilir.

Atasözü: ağır yongayı yel kaldırmaz

Anlamı: ağırbaşlı kimseye ufak tefek olaylar etki edemez, zarar veremez.

Atasözü: alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır

Anlamı: insan kendi durumuna göre bir yaşam tarzı benimsemeli, arkadaşlarını da ona göre seçmelidir.

Atasözü: Allah verirse el getirir, sel getirir, yel getirir

Anlamı: Tanrı bir kimseyi zengin etmek isterse ona hiç umulmadık yerden mal ve para gelir.

Atasözü: baskısız tahtayı yel alır, yel almazsa sel alır

Anlamı: kontrol altında bulundurulmayan veya gereği gibi korunmayan gençler kötü yollara sürüklenebilirler.

Atasözü: baskısız yongayı yel alır; sahipsiz tarlayı sel alır

Anlamı: kontrol altında bulundurulmayan veya gereği gibi korunmayan gençler kötü yollara sürüklenebilirler.

Atasözü: dağ başına harman yapma, savurursun yel için; sel önüne değirmen yapma, öğütürsün sel için

Anlamı: yapacağın iyi bir işi, sonunu hesaplamadan yapma.

Atasözü: derede tarla sel için, tepede harman yel için

Anlamı: elden çıkarmak istemediğimiz şeyleri tehlikeye açık durumlardan uzak tutmalıyız.

Atasözü: el el ile, değirmen yel ile

Anlamı: insanlar bir araya gelmeden yaşayamazlar, birbirlerine yardım etmeden başarıya ulaşamazlar; değirmenin çalışabilmesi için rüzgâr gereklidir.

Atasözü: harman yel ile, düğün el ile

Anlamı: her işin gerçekleşmesi birtakım koşulların bulunmasına bağlıdır.

Atasözü: kartala bir ok değmiş, yine kendi yeleğinden

Anlamı: bir kimseye en büyük kötülüğü kendisine çok yakın olanlar yapar.

Atasözü: olsa ile bulsayı ekmişler, yel ile yuf bitmiş

Anlamı: şu iş şöyle olsa, bu iş böyle olsa diyerek istediğimiz sonuca varamayız, elde etmek istediğimiz sonucu istekle değil çalışmakla gerçekleştirmeliyiz.

Atasözü: sel ile gelen yel ile gider

Anlamı: emek vermeden ele geçen para kısa zamanda çarçur olur gider.

Atasözü: tembele dediler 'kapını ört', dedi 'yel eser örter'

Anlamı: tembel, kapısının örtülmesini bile rüzgârdan bekler.

Atasözü: yatan (yatar) aslandan (kurttan), gezen (yeler) tilki yeğdir (iyidir)

Anlamı: 1) az güçlü olup çalışan, çok güçlü olup çalışmayandan daha başarılı olur; 2) soylu, güçlü olmadıkları hâlde geçimlerini sağlamak için çalışanlar soylu, güçlü olup da tembel tembel oturanlara yeğlenirler.

Atasözü: yeğniyi yel alır, ağır yerinde kalır

Anlamı: hoppa züppe kimseler, hiçbir yerde barınamazlar; ağırbaşlı olanları kimse tedirgin edemez.

Atasözü: yel gibi gelen sel gibi gider

Anlamı: emek vermeden ele geçen para kısa zamanda çarçur olur gider.

Atasözü: yel kayadan ne koparır (alır, anlar, aparır)

Anlamı: sağlam karakterli kişiler, sağlam temele dayanan işler önemsiz etkilerle sarsılmaz.

Atasözü: yel üfürdü, sel (su) götürdü

Anlamı: mal birdenbire ve sebepsiz ortadan yok oluverdi.


Yel ile ilgili deyimler

Yel ile ilgili deyimler

Aşağıda Yel hakkında ve içinde Yel kelimesi geçen, Yel ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: aklına yelken etmek

Anlamı: düşüncesizce davranmak veya aklına geleni hemen yapmak.

Deyim: başında kavak yeli esmek

Anlamı: 1) genç sorumluluk duygusundan uzak, zevk, eğlence peşinde koşmak: 'Kocası yaşlı diye genç bir kadının başında kavak yelleri estiğine hükmetmek lazım gelmez.' -R. H. Karay. 2) gerçekleşmeyecek şeyler düşünerek vakit geçirmek.

Deyim: (birinin) cemaziyelevvelini bilmek

Anlamı: bir kimsenin herkesçe bilinmeyen, geçmişteki her türlü yönünü veya kötü durumunu bilmek.

Deyim: burnunun yeli harman savurmak

Anlamı: 1) büyüklenmek, kibirlenmek; 2) çok öfkelenmek.

Deyim: burnunun yeli kırılmak

Anlamı: öfkesi yok olmak: 'Vazgeçin, dedi Nuh, kızlara yazık... Niye yazık olsun? Burnunun yeli kırılır, cart curt edemez millete!' -O. Kemal.

Deyim: pupa yelken ilerlemek (gitmek...)

Anlamı: 1) yelkenler, arkadan esen rüzgârla şişmiş olarak, tam yolla: 'Sicim gitgide boşalıyor, gemi hafif yana yatarak pupa gidiyordu.' -S. F. Abasıyanık. 2) mec. alabildiğince, hiçbir şeye bağımlı olmadan: 'Batı'da bilimsel araştırmalar, dramatik icat ve keşifler, pupa yelken ilerliyor.' -T. Halman.

Deyim: sedyelik olmak

Anlamı: ayakta duramayacak duruma gelmek.

Deyim: terbiyeli maymun gibi

Anlamı: çok saygılı, çekingen, itaatkâr.

Deyim: üyeliği düşmek

Anlamı: üye olma niteliğini kaybetmek: 'Meclis çalışmalarına özürsüz olarak bir ay içinde toplam beş birleşim günü katılmayanların üyeliğinin düşmesine karar verilir.' -Anayasa.

Deyim: üyelik dondurmak

Anlamı: herhangi bir sebeple bir üyenin bağlı olduğu kuruluşun çalışmalarında yer almasını veya toplantılarda bulunmasını belirli bir süre için engellemek.

Deyim: yel gibi

Anlamı: çok hızlı bir biçimde, çabucak, hızla.

Deyim: yel vermek

Anlamı: rüzgârı veya havayı herhangi bir şeyin üzerine yöneltmek.

Deyim: yel yeperek yelken kürek

Anlamı: aceleyle, telaşla: 'Kızım çıldırdın mı? Böyle yel yeperek yelken kürek, sağını solunu görmeden nereye gidiyorsun?' -H. R. Gürpınar.

Deyim: yele vermek

Anlamı: savurmak, boşuna harcamak.

Deyim: yelken açmak

Anlamı: yola çıkmak için hareket etmek: 'Kayıkçı yelkeni açmak için ilkin direği yerine oturtmalıdır.' -S. Birsel.

Deyim: yelken basmak

Anlamı: yola çıkmak, hareket etmek.

Deyim: yelken dikmek

Anlamı: tekneye yelken takmak.

Deyim: yelkenleri suya indirmek

Anlamı: direnmekten vazgeçip karşısındakinin dediğini benimsemek, kabul etmek: 'Ben böyle çıkışınca ister istemez yelkenleri suya indiriyorlardı.' -R. N. Güntekin.

Deyim: yerinde yeller esmek

Anlamı: artık bulunmamak, yok olmak: 'Ne var ki kapıyı tekrar açtığında, çöp poşetinin yerinde yeller estiğini gördü.' -E. Şafak.