Kelime: Yapış
Anlamlar:
1. Yapma işi
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Ne var ki tıpkı temizlik yapışı gibi bu hareketi de tutarlılıktan yoksundu."

Yapış hakkında eş anlamlı kelimeler
Yapış eş anlamlısı
yapış kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!

Yapış hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Yapış zıt anlamlısı
Yapış kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!
Diğer dillerde Yapış
İngilizce: Snap
Spanish: Encajar
German: Klebrig
French: Enfichable
Italian: Scattare

Yapış ile ilgili atasözleri
Aşağıda Yapış hakkında ve içinde Yapış kelimesi geçen, Yapış ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: altın tutsa toprak olur (altına yapışsa elinde bakır kesilir)
Anlamı: giriştiği işlerde büyük talihsizliklere uğrayan kimsenin durumunu anlatan bir söz.
Atasözü: sabanın tutağına yapışan el aç kalmaz
Anlamı: çiftçilik yapan veya çalışan aç kalmaz.

Yapış ile ilgili deyimler
Aşağıda Yapış hakkında ve içinde Yapış kelimesi geçen, Yapış ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: bal mumu yapıştırmak
Anlamı: söz, davranış vb.nin unutulmaması için bir işaret koyup dikkati çekmek: 'Pervin'in şimdilik bu sözüne bir bal mumu yapıştırarak tekrar Bedia yengeye döndüm.' -R. N. Güntekin.
Deyim: (bir işe) dört elle sarılmak (yapışmak)
Anlamı: bir işe büyük bir özen ve önem vererek girişmek: 'Sen bize dört elle sarılırsan zarar etmezsin.' -R. N. Güntekin.
Deyim: (birinin) ensesine yapışmak
Anlamı: yakalayıp sıkıştırmak: 'Polisler ikametgâhsız diye ensene yapışırlar, seni deliğe tıkarlar.' -Y. K. Beyatlı.
Deyim: (birinin) yakasına asılmak (yapışmak)
Anlamı: hesap sormak veya bir şey istemek için tutup bırakmamak: 'Sonra eşyaya bir zarar gelecek olursa Gülsüm'ün yakasına yapışıyordu.' -R. N. Güntekin.
Deyim: cevabı dikmek (dayamak veya yapıştırmak)
Anlamı: hlk. kesin, ters ve karşısındakinin beklemediği bir karşılık vermek: 'Usta hemen cevabı yapıştırmıştı.' -N. Hikmet.
Deyim: derisi kemiklerine yapışmak
Anlamı: çok zayıflamak: 'Bu efendi, derisi kemiklerine yapışmış, gözleri çukura kaçmış, hastaneye yatırılacak kılığa girmişti.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: dili damağına yapışmak (dili damağı kurumak)
Anlamı: susuzluktan ağzı kurumak, çok susamak: 'Kupkuru dili damağına yapışıyor, boğazından midesine doğru...' -E. E. Talu.
Deyim: eteğine yapışmak (sığınmak)
Anlamı: birinin koruyuculuğu altına girmek.
Deyim: eti kemiğine yapışmak
Anlamı: çok zayıflamak.
Deyim: kene gibi yapışmak
Anlamı: istenmediği hâlde birinin peşini bırakmamak, yakasını bırakmamak.
Deyim: kenet gibi yapışmak
Anlamı: çok yakın dost olmak, sıkı fıkı olmak: 'Bu mevsimde kızlar ikişer, üçer kişilik gruplara ayrılır ve birbirlerine kenet gibi yapışırlardı.' -R. N. Güntekin.
Deyim: kıçına tekmeyi atmak (vurmak veya yapıştırmak)
Anlamı: kaba kovmak.
Deyim: mim koymak (yapıştırmak)
Anlamı: 1) unutulmaması için işaret koymak; 2) önemli bularak üstünde ısrarla durmak: 'Bu lafıma mim koy, dedi, Sabri Bey.' -A. İlhan.
Deyim: mum yapıştırmak
Anlamı: 1) bir şeyi kırmızı mumla mühürlemek; 2) mec. önemli bir şeyi unutmayıp akılda tutmak.
Deyim: yaftayı yapıştırmak
Anlamı: yanlış biçimde değerlendirip tanıtmak.
Deyim: yüzünü duvara yapıştırmak
Anlamı: ilgiyi kesmek: 'Artık anlaşabileceğimizi sanmıyorum, diyerek herifin yüzünü duvara yapıştırıyor Mustafa.' -A. Ümit.
