Kep nedir? Türkçe anlamı ne demek?

Kelime: Kep

Kökeni: "İngilizce cap" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.

Anlamlar:

1. Başlık, sipersiz şapka

Özelliği / Tipi / Türü: Isim

2. Asker şapkası

3. Hemşirelerin giydiği başlık

4. Bazı törenlerde profesör ve öğrencilerin giydikleri özel başlık

Kep hakkında eş anlamlı kelimeler

Kep eş anlamlısı

kep kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!

Kep hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Kep zıt anlamlısı

Kep kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!

Diğer dillerde Kep

İngilizce: PEP

Spanish: PEP

German: Kappe

French: PEP

Italian: PEP

Kep ile ilgili atasözleri

Aşağıda Kep hakkında ve içinde Kep kelimesi geçen, Kep ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: aş taşınca kepçeye paha olmaz

Anlamı: sıkışık zamanlarda önemsiz şeylerin değeri çoktur.

Atasözü: kepenek altında er yatar

Anlamı: insanları giydiğine bakarak değerlendirmek yanlışlara yol açar, değerli kişiler de bazen eski giymiş olabilir.

Atasözü: tencere (çömlek) demiş 'dibim altın', kaşık (kepçe) demiş ben neredeyim?' (girdim, çıktım)

Anlamı: içyüzünü iyi bilen kimseye karşı, kusurlarını gizlemeye çalışan ve yüksek nitelikleri bulunduğunu söyleyerek övünmeye kalkışan kişi, gülünç duruma düşer.

Kep ile ilgili deyimler

Aşağıda Kep hakkında ve içinde Kep kelimesi geçen, Kep ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: (bir yer) kazan (biri) kepçe

Anlamı: 'bir yeri etraflıca (dolaşmak, aramak)' anlamında kullanılan bir söz: İstanbul kazan ben kepçe, üç gün onu aradım.

Deyim: kaşıkla verip kepçeyle geri almak

Anlamı: yaptığı bir iyiliğin acısını çıkarırcasına davranmak.

Deyim: kepaze etmek

Anlamı: utanılacak bir duruma düşürmek: 'Onu kepaze etmek için bu rolü vermişlerdi.' -S. F. Abasıyanık.

Deyim: kepaze olmak

Anlamı: gülünç veya utanılacak duruma düşmek: 'Halka, gençliğe ve basına kepaze oldu.' -N. F. Kısakürek.

Deyim: kepçe gibi

Anlamı: kanat gibi öne doğru açılmış (kulak).

Deyim: kepenk kapatmak

Anlamı: çalışamaz duruma gelmek: 'Belediye çavuşu yanında jandarma onbaşısı, çarşıyı dolaşmış, esnafa kepenk kapattırmıştır.' -T. Buğra.

Deyim: kepenkleri indirmek

Anlamı: işi tatil etmek.

Deyim: mürekkep olmak

Anlamı: -den oluşmak.

Deyim: mürekkep yalamak

Anlamı: çok okumuş, yazmış olmak: 'Herhâlde aile terbiyemin, görgümün ve az buçuk mürekkep yalamış olmamın da bu Tanrı vergisini beslemekte tesiri olacaktır.' -R. N. Güntekin.

Deyim: mürekkep yalamış

Anlamı: öğrenim görmüş, kültürlü: 'Şöyle az buçuk mürekkep yalamış bir insanı böylesine üç nutuk çılgına döndürür.' -S. F. Abasıyanık.