Kav ne demek? Kav sözlük anlamı nedir?
Kav kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Kav hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Kav
Anlamlar:
1. Ağaçların gövdesinde veya dallarında yetişen bir tür mantardan elde edilen ve çabuk tutuşan, süngerimsi madde
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
2. Yılanın deri değiştirirken attığı deri
Özelliği / Tipi / Türü: Halk ağzında
İçinde Kav geçen birleşik ve kökteş kelimeler: kav mantarı, yılan kavı
2. İçki mahzeni
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Kav hakkında eş anlamlı kelimeler
Kav eş anlamlısı
kav kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Kav hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Kav zıt anlamlısı
Kav kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Kav
İngilizce: Cava
Spanish: Cava
German: Kav
French: Cava
Italian: Cava
Kav ile ilgili atasözleri
Aşağıda Kav hakkında ve içinde Kav kelimesi geçen, Kav ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: babayla oğlanın pabucu bir olunca evde kavga eksik olmaz
Anlamı: ortaklaşa kullanılan bir mal, kimi zaman baba ile oğlu arasında bile kavgaya neden olur.
Atasözü: baş sallamakla kavuk eskimez
Anlamı: bir kimsenin suyuna gitmekten, söylediklerine 'evet, peki' demekten zarar gelmez.
Atasözü: dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur
Anlamı: ne kadar uzak düşmüş olurlarsa olsunlar, insanlar günün birinde birbirleriyle karşılaşabilirler.
Atasözü: felek, kimine kavun yedirir kimine kelek
Anlamı: bu dünyada kimi insanlar mutluluk içinde yaşarlar, kimileri de talihsizdirler.
Atasözü: iş amana binince kavga uzamaz
Anlamı: kavga edenlerden biri aman dilerse çekişme sona erer.
Atasözü: kavak, yaprağını tepeden dökerse kış çok olur
Anlamı: kavak ağacının yaprakları tepeden dökülmeye başlar, aşağıdakiler daha sonra dökülürse o yıl kış çetin olur.
Atasözü: kavga bizim yorganın başına imiş
Anlamı: başkaları yüzünden zarar gören kimsenin söylediği söz.
Atasözü: kavgada kılıç ödünç verilmez
Anlamı: kişi, savunma silahını başkasına verip kendisini savunamayacak ve yenilgiye uğrayacak duruma düşmemelidir.
Atasözü: kavgada yumruk sayılmaz
Anlamı: kavga sırasında hem dayak yenilir hem de atılır.
Atasözü: kavun kökeninde büyür
Anlamı: çocuk anne baba ocağında, herhangi bir kişi doğup büyüdüğü çevrede yetişir, gelişir.
Atasözü: kavurga karın doyurmaz
Anlamı: gerçek gereksinimler, avutucu, oyalayıcı şeylerle karşılanmaz.
Atasözü: sen bilirsin deyince (değirmende) kavga olmaz
Anlamı: bir konu üzerindeki görüşme sırasında uysallık gösterir, karşınızdakinin dediğini kabul ederseniz anlaşmazlık çıkmaz.
Atasözü: yorgan gitti, kavga bitti
Anlamı: anlaşmazlık sebebi olan şey ortadan kalktığında anlaşmazlık da sona erdi.
Kav ile ilgili deyimler
Aşağıda Kav hakkında ve içinde Kav kelimesi geçen, Kav ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: açıklığa kavuşturmak
Anlamı: bir konu veya sorunu aydınlatmak, kapalılıktan kurtarmak, anlaşılır duruma getirmek.
Deyim: akşamdan kavur, sabaha savur
Anlamı: 1) kazandığını günü gününe harcayan tutumsuz kimselerin durumunu anlatmak için kullanılan bir söz; 2) söylediği sözü tutmayan kişiler için kullanılan bir söz.
Deyim: altı kaval, üstü şişhane (şeşhane)
Anlamı: giysilerini birbirine uygun düşüremeyen, yakıştıramayanlar için söylenen bir söz.
Deyim: ayıya kaval çalmak
Anlamı: anlayışsız bir kimseye bir şey anlatmaya çalışmak.
Deyim: balık kavağa çıkınca
Anlamı: alay hiçbir zaman.
Deyim: başında kavak yeli esmek
Anlamı: 1) genç sorumluluk duygusundan uzak, zevk, eğlence peşinde koşmak: 'Kocası yaşlı diye genç bir kadının başında kavak yelleri estiğine hükmetmek lazım gelmez.' -R. H. Karay. 2) gerçekleşmeyecek şeyler düşünerek vakit geçirmek.
Deyim: (birine) kavuk sallamak
Anlamı: bir kimseye yaranmak için onun söz veya davranışlarını uygun bulmak, onaylamak: 'Boş bulundun, oğlum, hiç olmazsa bir iki saat kavuk sallayacaksın.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: boğaz içinde kavga var
Anlamı: açlığını aşırı bir biçimde gidermeye çalışanlar için söylenen bir söz.
Deyim: bokuyla kavga etmek
Anlamı: kaba çok sinirli ve geçimsiz olmak, her şeye öfkelenir olmak.
Deyim: felek, kimine kavun yedirir kimine kelek
Anlamı: 'bu dünyada kimi insanlar mutluluk içinde yaşarlar, kimileri de talihsizdirler' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: gün kavuşmak
Anlamı: güneş batmak, akşam olmak: 'Gün kavuşurken Handune'nin de hareket derecesi artmış.' -E. E. Talu.
Deyim: Hakk'ın rahmetine kavuşmak (Hakk'a kavuşmak, Hakk'a yürümek)
Anlamı: ölmek: 'Hüsmen Hakk'a kavuştu diye mırıldandı.' -R. H. Karay.
Deyim: kasıp kavurmak
Anlamı: 1) baskı yaparak veya kıyıcı davranışlarla bir topluluğu ezmek, zulmetmek: 'Karaköy civarını kasıp kavuran iki serseri çocuğu enselerinden yakalayıp huzuruna getirmiştim.' -Y. K. Karaosmanoğlu. 2) çok zarar vermek, mahvetmek: 'Derhâl asabi, ince, deli sesi çınlamaya başlar, etrafı kasıp kavurur ve kıyametleri koparırdı.' -A. Ş. Hisar. 3) çok etkilemek, hüküm sürmek: 'Dışarıda ortalığı kasıp kavuran bir ayaz vardı.' -C. Uçuk.
Deyim: kav gibi
Anlamı: 1) kolaylıkla tutuşacak durumda olan; 2) kuru ve gevrek.
Deyim: kavanoz dipli dünya
Anlamı: üzülmemeyi, biraz boş vermeyi, rahat bir biçimde yaşamayı anlatan söz.
Deyim: kavara çekmek
Anlamı: kaba yellenmek.
Deyim: kavga çıkarmak
Anlamı: kavgaya neden olmak: 'Bir gün hiç yoktan kavga çıkarıp oğlanın ağzını burnunu bir güzel dağıtıverdiler.' -N. Cumalı.
Deyim: kavga çıkmak
Anlamı: dövüş meydana gelmek: 'Sık sık kavga çıkıyordu aralarında, ana avrat küfrediyorlardı.' -C. Meriç.
Deyim: kavga kopmak (patlamak)
Anlamı: dövüş başlamak: 'Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu.' -F. R. Atay. 'Su yolunda tuğlacılarla konducular arasında kavga patladı.' -L. Tekin.
Deyim: kavgaya girişmek (tutuşmak)
Anlamı: kavgaya başlamak: 'Kendilerine acındırmak için yalandan kavgaya tutuşup birbirlerinin saçlarını başlarını yoldular. Yüzlerini kanattılar.' -L. Tekin.